| Daedalus şehrin içine bir savaş başlığı ışınlar ve hepimizi buharlaşırız. | Open Subtitles | فإن الديدالوس سترسل رأس حربي إلى المدينة و نحن جميعا سنتبخر |
| Nükleer savaş başlığı gibi göstermek için takılmış sahte bir başlık olmadığını nereden biliyoruz? | Open Subtitles | كيف نعرف انها لاتحمل رأس حربي وهمي صممت بحيث تبدو مثل رأس نووية؟ |
| Bir savaş başlığı proje tasarısının gizli adı. | Open Subtitles | انها تسمية سرية لتصميم مشروع الرؤوس الحربية |
| savaş başlığı son yolculuğuna hazır olduğunda şerefine kadeh kaldıracağız. | Open Subtitles | عندما تكون الرأس الحربي جاهزة لرحلتها البحرية النهائية، سَنَشْربُ نخب. |
| Üç adet 50 megatonluk savaş başlığı dünyaya bırakıldı. | Open Subtitles | ثلاثة رؤوس حربية هبطت بالمظلات إلى الارض |
| 23 saat önce, General Aleksander Kodoroff 10 savaş başlığı çaldı. | Open Subtitles | منذ 23 ساعة مضت الجنرال أليكساندر كودروف سرق 10 رؤوس نووية |
| Nasıl olur da savaş başlığı taşıyan bir füze yapabilirler? | Open Subtitles | كيف تمكنوا من الحصول على صاروخ قادر على حمل رأس نووية |
| - C4 patlar Daedalus şehrin içinde bir savaş başlığı ışınlar ve hepimiz buharlaşırız. | Open Subtitles | سيتم تفجير السى 4 و الديدالوس سيمكنها إرسال رأس حربي إلى المدينة و نحن جميعا سنتبخر |
| a heartybienvenue to jean pierre dubois, nükleer savaş başlığı tüccarı. | Open Subtitles | أي Heartybienvenue إلى جين بيير دوبويس، تاجر رأس حربي نووي إلى العالم. |
| - Pekala, bir savaş başlığı yapmadığınızı nereden bilelim? - Çünkü savaşta değilim. | Open Subtitles | انت لم تبني رأس حربي - بسبب أنه لسنا في حرب - |
| 1946'dan sonra kalan iki savaş başlığı depoya koyulmuştu. | Open Subtitles | بعد عام 1946 تم وضع أثنين من الرؤوس الحربية المتبقية في المخازن |
| - SMAW iki tür savaş başlığı atar. | Open Subtitles | لصاروخ سماش نوعان من الرؤوس الحربية |
| Haberdar edemedi tabii, arkadaşları başının belada olduğunu ve dışarıdaki Amerikan Devleti olarak adlandırılan güçlerin yakındaki savaş başlığı pazarlığından haberdar olduğunu çözmüşlerdir. | Open Subtitles | وبعد ذلك، عندما قال انه لم يكن، وأحسب أنه في ورطة وأن قوى خارجية، وهي الحكومة الأمريكية، على علم اتفاق وشيك الرؤوس الحربية الخاصة بهم. |
| savaş başlığı kırılırsa havayla temas edip karışımı ateşler bu da sözde eritilmiş kayaya sarılan zırhı paramparça eder. | Open Subtitles | حسناً , عندما يتحطم الرأس الحربي الأتصال مع الهواء سيشعل الخليط ينبغي أن نفكك الدرع ونحتمي من الصخور المنصهره |
| Eğer naqahdah ile zenginleştirilmiş bir savaş başlığı ve bir kalkan frekansı ayarlayıcısı varsa, evet, efendim. | Open Subtitles | إذا عززنا الرأس الحربي بالناكودا وكاشف التردد نعم سيدي |
| Efendim, o teröristlerin kontrolünde, onları engellemezsek, sivil hedeflere... karşı kullanacakları, birden çok savaş başlığı taşıyan 12 adet füze var. | Open Subtitles | سيدي، هؤلاء الارهابيون بحوزتهم 12 صاروخ يمكنهم حمل عدة رؤوس حربية التي سوف يستعملونها ضد أهداف مدنية |
| herbiri nagazaki'ye atılandan 10 kat daha etkili 14 bağımsız savaş başlığı. | Open Subtitles | أربعة عشر رؤوس حربية ، كل واحدة منها حمولتها اكبر بعشر مرات من مدينة ناجاساكي |
| 10 savaş başlığı isteyen adamdan korkmuyorum Albay. | Open Subtitles | أنا لأ أخاف من الرجل الذى يريد عشرة رؤوس نووية يا أيها العقيد |
| Altı tane naquadah içeren nükleer savaş başlığı, her biri 1200 megaton. | Open Subtitles | ستة رؤوس نووية معززة بالناكوادا كل منها بقدرة 1200 ميجاطن |
| Bu ülkenin bir yerlerinde infilak edecek olan bir savaş başlığı var. | Open Subtitles | هناك رأس نووية ستنفجر في مكان ما من هذا البلد |
| Bu 192 savaş başlığı demek, Coffey. | Open Subtitles | العدد 192 رأس نووية , أليس كذلك كوفى ؟ |
| İşte dünyanın ilk nano-mite savaş başlığı testi. | Open Subtitles | شاهدوا هذا الاختبار عن الصاروخ الأول للبرغوث الآلي |
| Savunma Bakanlığı serveti Amalia Collins savaş başlığı Tasarı Ekibimizin Kıdemli Mühendisi. | Open Subtitles | أصل وزارة الدفاع هي أماليا كولينز مهندسة في فريق تصميم الرأس النووي. |
| Yani savaş başlığı, orta bölgeden Birleşik Devletler'in herhangi bir yerine gönderilebilir. | Open Subtitles | بما يعني أن هذا الرأس النووية يمكنها أن اختراق أي مكان في القارة إلى الولايات المتحدة |