"savaşmak için" - Translation from Turkish to Arabic

    • لمحاربة
        
    • للقتال
        
    • لقتال
        
    • لتقاتل
        
    • على القتال
        
    • لمكافحة
        
    • لمقاتلة
        
    • لمقاومة
        
    • لنقاتل
        
    • لأحارب
        
    • لأقاتل
        
    • في محاربة
        
    • ليحارب
        
    • لتحارب
        
    • لنحارب
        
    Aksi halde bizi yok edecek olan kötülükle savaşmak için elimizden geleni yaparız. Open Subtitles نحن نعمل ما نحن يمكن أن لمحاربة الشرّ الذي يحطّمنا ما عدا ذلك.
    Uyuşturucu dairesi kartellerle savaşmak için daha çok adam istiyordu. Open Subtitles ادارة مكافحة المخدرات ارادت احذية أكثر على الارض لمحاربة العصابات.
    Görevi halkını savunmaktı, yabancı topraklarda savaşmak için onları terk etmek değil. Open Subtitles مهمته كانت للدفاع عن شعبه لا لهجرهم للقتال في بلاد أخرى ماذا؟
    Ne yazık ki savaşmak için bir seneliğine Irak'a gitti. Open Subtitles للأسف ذهب للقتال إلى العراق منذ عام و لم يعد
    Uyum sağlıyorlar. Sonuçta tek bir çözüm noktasına geliyor çok daha güçlü düşmanla savaşmak için. TED و على ما يبدو هناك حل وحيد لقتال عدو أقوى بكثير
    Ebu Musab el-Zarqawi Afganistan'a Sovyetler'le savaşmak için 1980'lerde gitmişti. Open Subtitles ذهب أبو مصعب الزرقاوي إلى أفغانستان لمحاربة السوفيت في الثمانينات
    Bu orduyla savaşmak için birlik olmazsak yok olur gideriz. Open Subtitles وإذا كنا لا تتحد لمحاربة هذا العدو، ونحن سوف يموت.
    Hastalıklarla savaşmak için alternatiflere, böylece antibiyotik ve kimyasallara daha fazla ihtiyaç duymayacağız, balıkların ne zaman acıktıklarını hisseden otomatik besleyicilere, böylece yemden tasarruf yapıp çevreyi de daha az kirletiriz. TED من البدائل لمحاربة الأمراض فنقوم بالإستغناء عن المضادات الحيوية والمواد الكيميائية إلى استخدام أجهزة تقديم الغذاء الآلية التي تشعر أن كانت الأسماك جائعة لكي نوفر في الطعام المستهلك ونقلل من التلوث.
    Ve immün sistemi, zaten kanserle savaşmak için değil, dışarıdan gelen patojenlere karşı savaşmak için gelişmiştir. TED وعلى أية حال، لم يتطور الجهاز المناعي لمحاربة السرطان؛ بل تطور لمحاربة غزو مسببات الأمراض القادمة من الخارج.
    O zamandan beri ilaca dirençli bakteriler ortaya çıkmaya devam etti, biz de bu yeni bakterilerle savaşmak için sürekli yeni ilaç geliştirmek zorunda kaldık. TED ومنذ ذلك الحين، بدأت البكتيريا المقاومة للعقاقير بالظهور. ولذا فقد اضطررنا بشكل دوري إلى تطوير أنواع جديدة من العقاقير لمحاربة تلك الأنواع الجديدة من البكتيريا.
    İyi insanlar doğru olan şey için savaşmak için bir araya geldiler. Open Subtitles عندما الرجال جيدة تجمعوا معا للقتال من أجل ما كان على حق.
    Viking gemileri savaşmak için 100 kadar Viking taşıyabilirdi. TED كانت سفن الفايكينغ الطويلة قادرة على حمل ما يقارب 100 من الفايكينغ للقتال.
    Bir geri zekalı ya da şeytan varken seni savaşmak için yanıma neden alayım? Open Subtitles لماذا تضطر للقتال بينما يمكننى مساعدتك بسهولة ؟
    Onu gençliğinden savaşmak için insanları bir araya getirmeye başladığı günden tanırım. Open Subtitles ..اعرفه منذ كان صغيراً عندما حشد الناس معاً للقتال..
    Ülkemiz paramparça oldu ve ben de Fransızlarla savaşmak için Vietnam'a gönderildim. Open Subtitles دولتنا قد قسمت وانا قد ارسلت الى فتنام لقتال الفرنسيين
    Nasıl işlediği hakkında bilgim var, savaşmak için antreman yapıyorsun... farklı gerçeklikler, sizin yaşlı tanrılarınız. Open Subtitles إني إعرف كيف تسير الأمور تتدرب لتقاتل عوالم اخرى، وآلهتك الكبيرة
    Ancak savaşmak için yeterince gücümün olup olmadığını bilmiyorum artık. Open Subtitles لكنى لا أعلم إن كانت لدى المقدرة على القتال بعد الآن
    Ancak izin verirseniz uyguladığım birkaç ipucunu paylaşayım, alışkanlıkla savaşmak için hepimizin yapabileceği şeyler: TED لكن اسمحوا لي بتقديم بعض النصائح التي أطبقها والتي يمكننا جميعاً تطبيقها لمكافحة الاعتياد.
    30 bin çocuk, silahlı gruplarda savaşmak için gönüllü asker yapıldı. TED ثلاثون ألف طفل تم تجنيدهم لمقاتلة مجموعات مُسلحة.
    Ve onlar kanserle savaşmak için düşük yoğunluklu elektrik alanlarını kullanıyorlar. TED ويستعملون حقولا كهربائية ذات شدّة ضعيفة لمقاومة السرطان.
    Dışarı gidiyor daha vardır ve onlarla savaşmak için birçok silah vardır, doğru, güzel olacak? Open Subtitles هناك أكثر من طريق خروج و هناك العديد من الأسلحة لنقاتل بها ، سنكون بخير ، حسناً ؟
    Burada, ülkem adına savaşmak için bulunduğum söylenmişti. Open Subtitles تمّ إخباري أنّني جئت إلى هنا لأحارب من أجل دولتي
    Şafakta, adamlarımla birlikte savaşmak için kaleye gidiyorum. Open Subtitles بالفجرِ سأَذْهبُ مَع رجالِي إلى الجبهة لأقاتل وأدافع من هناك
    Parazitlerle ve Afrika Nehri körlüğüyle savaşmak için gayet iyi bir ilaç. Ama Lenfomada işe yaramaz. Open Subtitles أنهم جيدين في محاربة الطفيليات ومرض عمى النهر الأفريقي
    Benim küçük kızım, babasının sadece Tanrı'nın bildiği yerlere gidip, sadece Tanrı'nın bildiği adamlarla savaşmak için yola çıktığını görerek büyüdü. Open Subtitles لقد نشأت إبنتى على رؤية أباها يذهب إلى أماكن لا علم لها بها ليحارب من لا علم لها بهم
    Başka bir gün savaşmak için nasıl hayatta kalacağını. Open Subtitles الذي يمكن لقائد ان يتعلمه كيف ان تحي لتحارب يوم اخر
    Ne olduğunu çözmeden, bu şeyle savaşmak için büyü kullanmayacağız. Open Subtitles لن نستخدم السحر لنحارب هذا حتى نعلم ما الذي نفعله

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more