"savunma bakanı'nın" - Translation from Turkish to Arabic

• وزير الدفاع
• وزير الحرب

O ve Savunma Bakanı'nın da hapiste olduğu sonucu çıkıyor. Casusluk şebekesiymiş.
فهمت أنه كان في السجن أيضًا، وكذلك وزير الدفاع لقد كانت شبكة تجسس

Savunma Bakanı'nın başdanışmanı.
مستشار عامّ وزير الدفاع, هل فهمت؟ انك تعرف كل هذا

Bakanlığın ve Savunma Bakanı'nın da durumdan haberdar olmasını sağlayacağım.
.سأتأكد أن وزير الدفاع والوزارة نفسها على علم بهذا

İsrail Savunma Bakanı'nın evinin hemen yanındaki bu bahçe üzerinde tam anlamıyla bir savaş yaşanıyor.
بيت وزير الدفاع, البيارة أصبحت معركة شرعية والتي ستحل

Savunma Bakanı'nın bir hayli meşgul olduğunu ve bu akşam sizinle görüşemeyebileceğini söylemem gerek.
لزامٌ أن أنبأك أن وزير الحرب منشغلٌ جدًا وقد لايقدر على لقائك هذا المساء.

Bu şekilde komşu Savunma Bakanı'nın evinden bakıldığında çevre net bir biçimde görülebilecektir.
وهذا سيمكن من رؤية واضحة في البيارة المجاورة لمنزل وزير الدفاع

Savunma Bakanı'nın gezisi yüzünden bu süreci hızlandırmak gerekti.
رحلة وزير الدفاع جعلتني استعجل في تنفيذ الفكرة

Onu teslim etmeyi reddedersen elimde bizzat Savunma Bakanı'nın imzasını taşıyan evrakla çıkar gelirim.
إذا رفضتِ تسليمها سأستدعيك بموجب مذكرة موقعة من وزير الدفاع بنفسه

Kayıtlara göre Savunma Bakanı'nın ofisi 23 Haziran 2015, saat 08.23'te aranmış.
هناك تسجيل على مكالمة إلى مكتب وزير الدفاع الساعة 08: 23 فيالـ23 من يونو 2015

Size saygım sonsuz, efendim ama Savunma Bakanı'nın hoşnut olacağını sanmıyorum.
مع كامل الاحترام يا سيدي لا أعتقد أن وزير الدفاع ستسرّ بسماع ذلك.

Sayın Savunma Bakanı'nın izlemesini bu yüzden istemiştim.
لهذا أردت أن يراها وزير الدفاع

Savunma Bakanı'nın hediyesi yüzünden basın kan kokusu aldı.
هدايا وزير الدفاع اثارت حفيظة الصحف

Savunma Bakanı'nın ve yanındakilerin hayatını kurtardı.
ماقام به أنقد حياة "وزير الدفاع" وعدد لامحدود من الاشخاص الأخرين

Gözümüzü Savunma Bakanı'nın üzerine çevirelim.
أنا اتجسس مع عيني الصغيرة, وزير الدفاع

Sen Savunma Bakanı'nın kızısın.
أنتِ ابنة وزير الدفاع

Driscoll, Savunma Bakanı'nın oğlunu yalan makinesine bağladığınızı biliyor mu?
هل تعرف (دريسكول) أنك تخضعين ابن وزير الدفاع لجهاز كشف الكذب؟

İspanya Savunma Bakanı'nın kızı.
إبنة وزير الدفاع الإسباني