Köyü savunmak, hiçbir zaman benim planlarım içinde yer almadı. | Open Subtitles | لم يسبق مطلقا بأن كانت سياستى هى الدفاع عن القرية. |
Sizce, en güvenilir işin, her şeyden önce, vatanı savunmak mı? | Open Subtitles | أأنت تعنى ان التصرف الامن هو الدفاع عن الوطن اولا ؟ |
Ancak anal dişleri olmayan deniz salatalıkları bile kendilerini savunmak için aletlerle donatılmıştır. | TED | لكن حتى بعض الأنواع التي تفتقر لتلك الأسنان مجهزة بأدوات للدفاع عن أنفسها. |
Duruşman esnasında kendini savunmak için burada olmaman ne kötü! | Open Subtitles | مؤسف لأنك لم تكن هنا وقت محاكمتك للدفاع عن نفسك |
Bir yumurta gibi giyinmişken kendini savunmak ne kadar zor biliyor musun? | Open Subtitles | اتعلم كم من الصعب ان تدافع عن نفسك وانت مرتدي زي بيضة؟ |
Fakat bizler sihirbaz değiliz. Bir şekilde kendimizi savunmak zorundayız. | Open Subtitles | ولكننا لسنا سحرة علينا أن ندافع عن أنفسنا بطريقة ما |
Bert'in farklı olma hakkını savunmak için geldim. | Open Subtitles | إننى قد جئت إلى هنا لكى أدافع عن حقه فى الإختلاف |
Başka ne kanıtlayabilirler bilmiyorum, fakat eğer jüri, Hammond'u kendini savunmak için öldürmediğin sonucuna varırsa... | Open Subtitles | ولا اعرف ما قد يثبتوه ايضا, ولكن, لو وصل المحلفون الى الأستنتاج بأنك لم تقتلى هاموند دفاعا عن النفس |
Ve herkes bilecek ki, 300 Spartalı onu savunmak için son nefeslerini verdiler. | Open Subtitles | والكل سيعرف ثلاثمائة سبارطي أرخصوا أنفسهم دفاعاً عنه |
Savaş alanında kendini savunmak zorunda kalacağını varsayarsak, buna var mısın? | Open Subtitles | بافتراض انك ستضطر الي الدفاع عن نفسك,هل أنت آهل لذلك ؟ |
Öncelikle kendimi savunmak adına şunu söyliyeyim,o yaptığım şey sadece bir şakadan ibaretti | Open Subtitles | في البداية, لو امكنني الدفاع عن نفسي كل ما فعلته هو اخبارها نكته |
Bir seferinde kendisini başka bir evrendeki kendisine karşı savunmak zorunda kaldı. | Open Subtitles | ذات مرة أجبر على الدفاع عن نفسه ضد نفسه فى كون آخر |
Sizi savunmak benim için bir onur olur Bayan Collins. | Open Subtitles | سيكون من دواعي سروري الدفاع عن شرفك يا سيدة كولينز |
Okul sistemini savunmak için değil ama bu çocukları birçok şey bozuyor. | Open Subtitles | لستُ بصدد الدفاع عن المنطومة المدرسيّة لكن عديد الأمور خذلت أولئك الأطفال |
Şimdi kaynaklarımızı bu teknolojileri gezegeni savunmak için araştırmaya ayırma vakti geldi. | Open Subtitles | لذا حان الوقت الآن لتكريس مواردنا.. باستكشاف هذه التقنيات للدفاع عن الكوكب |
Hiç orduda görev yapmadım ve... evimi içecek kutularına karşı... savunmak zorunda kalmadım. | Open Subtitles | أنالمأخدمفيالجيشمنقبل , و لم أضطر للدفاع عن منزلي ضد هجوم باستخدام علب الصفيح |
Parlayan zırhının içindeki genç kral yaşlı asiye karşı başkenti savunmak için savaşıyor. | Open Subtitles | الملك الفتي في درعه اللامع يقاتل للدفاع عن العاصمة ضد الثوار العجائز الضعفاء. |
Efendi geri döndüğü zaman kendini savunmak için çok güçsüz olacaksın. | Open Subtitles | وعندما يعود السيد، سوف تكون أضعف من أن تدافع عن نفسك. |
Kendimizi savunmak için gerekli her şeyi orada bulabiliriz. | Open Subtitles | يمكننا أن نجد كل شىء نحتاجه . إننا نحتاج أن ندافع عن أنفسنا |
Raymond'ı savunmak için söylemiyorum ama bu erkekçe bir şeydir Debra. | Open Subtitles | بالواقع لا أدافع عن رايموند هذا أمر يخص الرجال ديبرا |
12- 15 kadar, kendimi savunmak için engellediklerim dahil. | Open Subtitles | حسنا ، من اثناعشر الى خمسة عشر ، دفاعا عن النفس |
Hangi gezegende olduğunu bile bilmeyen Büyükbaba Karakuş'a güveniyoruz diye mi? Karakuş'u savunmak adına, bunun hayatımda gördüğüm en büyük giriş kapısı olduğunu söyleyebilirim. | Open Subtitles | دفاعاً عنه ، هذا أكبر مدخل رأيته في حياتي |
Eski bir topluluk, atalarım ant içmişti kiliseyi savunmak için, İsa düşmanlarına karşı . | Open Subtitles | جماعة قديمة عهدت لأجدادي بالدفاع عن الكنيسة ضد كل أعداء المسيح |
Kendimi savunmak için gerekli tüm önlemleri almayacak mıydım? | Open Subtitles | وأنني لن أقدم على خطوات خطوات خطيرة للغاية لأدافع عن نفسي؟ |
Onu savunmak için geldiysen gününü boşa harcamış olursun. | Open Subtitles | إن كنت قد جئت هنا لتدافع عن قضيته فزيارتك ليست لها فائدة |
Bir ceza avukatı suçlu olanları da savunmak zorundadır. | Open Subtitles | يجب على محامي الدفاع أن يدافع عن الناس المذنبين، أنت تعلم ذلك. |
Doğru ya da yanlış, yaptığı her şey savunmak içindi. | Open Subtitles | سواء كانت صحيحةً أم خاطئة، كانت تصرّفاتها مِن موقع دفاع. |
Görünüşe göre baban kendini savunmak için biraz ölü, beni yakaladın. | Open Subtitles | حسناً،بما أن والدك ميت للغاية ليدافع عن نفسه، لقد تمكنت مني |
Kulağa ne kadar salakça da gelse bölgemi savunmak zorundaymış gibi hissediyorum. | Open Subtitles | أشعر بأنه علي أن ادافع عن منطقتي بالرغم من انه يبدو ساذجاً |
Ama kendimi savunmak adına, buradaki herkes o deli herif hakkında bir şey biliyordur. | Open Subtitles | لكن في دفاعي عن نفسي. الجميع هنا يعلم القليل عن الرجال المجانين. |