| Fazla cüretkâr olsa da ilk seçeneğe dönmenin zamanı. | Open Subtitles | "بقدر ما سيكون مثار تحدٍ، إلاّ أنّا عدنا للخيار الأوّل" |
| Lanet olsun! Nükleer seçeneğe çok erken gittin. | Open Subtitles | اللعنة , انت ذهبت للخيار النووي مباشرة |
| Ki bu da bizi ikinci seçeneğe yöneltiyor. | Open Subtitles | ممّا يقودنا للخيار الثاني |
| Müşterilerin diğer yarısı ise önce az seçenekten, 4 vitesten çok seçeneğe, 56 renge doğru gidecekler. | TED | النصف الاخر سوف ينتقلون من عدد الخيارات الاقل ، اربعة نواقل تروس الى 56 لون سيارة ,عدد اعلى من الخيارات |
| Bulduğunuz şey şu, çok seçenekten az seçeneğe doğru gidince insanlar varsayılan seçeneği seçip duruyorlar. | TED | ما سوف تجدونه ان الاشخاص الذين ينتقلون من الخيارات الاعلى الى الخيارات الاقل يضغطون الزر الافتراضي مرارا وتكرارا |
| Ve bu iyi bir şey. Birçok seçeneğe ihtiyacımız var. | TED | وهذا شيء جيد. نحتاج للعديد من الخيارات. |
| İnsanlar ne kadar fazla seçeneğe sahip olurlarsa, daha fazla özgürlüğe sahip olurlar ve daha fazla özgürlüğe sahip olduklarında daha fazla refaha sahip olurlar. | TED | كلما زادت الخيارات المتاحة للناس، كلما إزدادت حريتهم، وكلما زادت حريتهم، تحسن حال رفاهيتهم. |
| Hükümet ajanları kanunlara uymak zorundadır, ama gene de, belden aşağı vurmak için bir çok seçeneğe sahiptirler. | Open Subtitles | يتوجب على عملاء الحكومة ,الألتزام بحدود القانون مع هذا, يظل لديهم الكثير من الخيارات التي تتيح لهم الضرب تحت الحزام |
| Ve birçok seçeneğe sahipler. | Open Subtitles | وانتهاءً بالأحذية العسكرية الخيارات هنا متعددة |
| Seçim paradoksuna göre, bildiğiniz gibi, yenilikten ve şakacılıktan hoşlandığımız için birçok seçeneğe sahip olabiliyoruz. | TED | في مفارقة الاختيار-- أنتم تعلمون، من جهة نحن نستمتع بالجدية والهرج ، أعتقد ، لنستطيع أن نحظى بكثير من الخيارات. |
| 20 seçeneğe kadar indirdim. | Open Subtitles | لقد ضيقتها إلى حوالي 20 الخيارات. |
| Ancak şu anda fazla seçeneğe sahip değilsin. | Open Subtitles | لكن ليس لديك الكثير من الخيارات .في |