Şimdi vali çeki verdiğinde para yeniden seçilme kampanyasından gelecek. | Open Subtitles | الآن ، عندما كان العمدة يتفحّص المال الخاص بحملة إعادة انتخابه |
Tamam mı? "Seri katil Dick Reed'in özgürce dolaşarak geçen her gün bizim bu günkü belediye başkanımızın, yeniden seçilme şansı azıcık azıcık artıyor." | Open Subtitles | كل الحق؟ "وكما في كل يوم يمر "مع سفاح ديك التجوال الحر ريد، فرص اعادة انتخابه "لدينا رئيس البلدية الحالي |
Gunther yeniden seçilme umutları konusunda endişeleniyor. | Open Subtitles | غانثر قلق على أمكانيات أعادة أنتخابه |
Aile büyük bir bağış yapmak istiyor. Sizin yeniden seçilme kampanyanız için. | Open Subtitles | العائلة ترغب في تقديم تبرّع كبير لحملة إعادة إنتخابك. |
"ve Başkan Van Buren'in tekrar seçilme ihtimalinin azlığına rağmen, | Open Subtitles | وبالرغم من فرصة الرئيس الضعيفة لإعادة إنتخابه لفترة رئاسية ثانية |
Ve başkaları sana seçilme amacını gerçekleştirme şansı vermeyebilir: | Open Subtitles | والشخصُ الآخر قد لا يمنحك فرصة فعل :ما أنتَ منتخبٌ لفعله |
Jimmy'yle benim seçilme şansımız yoktu, çünkü İrlandalıydık. | Open Subtitles | لكن أنا وجيمي لم تكن لتتم ترقيتنا أبداً لأن دماءً أيرلندية كانت تسري بعروقنا |
Belediye başkanı seçilme ihtimaline günler kalmış halde? | Open Subtitles | يوم من المحتمل انتخابه عمدة؟ |
Ancak, Birleşik Devletler'in iç ekonomi politikalarına geldiğimiz zaman Nixon yeniden seçilme endişesine girdi. | Open Subtitles | لكن حين تعلق الأمر بالسياسة (الأقتصادية الداخلية لـ (الولايات المتحدة (حيث كان على (نيكسون أن يقلق حيال أعادة أنتخابه |
Çünkü tutuklamayı bırak, bu adamları yakalasan bile yeniden seçilme şansın mahvolur. | Open Subtitles | أنت تعرف, مجال آخر من العمل؟ لأنك إذا قبضت على هؤلاء الرجال ناهيك عن إدانتهم فرص إعادة إنتخابك قد دُمرت |
Evet özellikle de yeniden seçilme kampanyasının başında olması ilginç. | Open Subtitles | نعم،أتىكمافيالبدايةحقاً لحملة إعادة إنتخابه |
Çünkü böyle bir skandal iyi bir adamın hayatını ve seçilme şansını yok ederdi. | Open Subtitles | لأن فضيحة مثل هذهِ يمكن أن تدمر حياة رجل صالح و فرصة إنتخابه |
Ve başkaları sana seçilme amacını gerçekleştirme şansı vermeyebilir: | Open Subtitles | والشخصُ الآخر قد لا يمنحك فرصة فعل :ما أنتَ منتخبٌ لفعله |
Jimmy'yle benim seçilme şansımız yoktu, çünkü İrlandalıydık. | Open Subtitles | لكن أنا وجيمي لم تكن لتتم ترقيتنا أبداً لأن دماءً أيرلندية كانت تسري بعروقنا |