| Hala yaşıyor olmanın tek sebebi benim. | Open Subtitles | أنا السبب الوحيد الذي ما ..زلتي تعيشين لأجله |
| Hayatının böyle kötü bir hal almasının sebebi benim. | Open Subtitles | و أنا السبب أن حياتك فشلت على هذا النحو. |
| Galiba bir şekilde bunu yapmasının sebebi benim. | Open Subtitles | أخمّن بشكل من الأشكال، أنا السبب أنّه فعل ذلك. |
| Onun Joey'le arkadaşlığını kesmesinin sebebi benim.Bu konuda her zaman çok kötü hissettim | Open Subtitles | أنا سبب توقفه عن الخروج مع جوى لقد شعرت بالأسى دوماً |
| Onun Joey'le arkadaşlığını kesmesinin sebebi benim.Bu konuda her zaman çok kötü hissettim | Open Subtitles | أنا سبب توقفه عن الخروج مع جوى لقد شعرت بالأسى دوماً |
| Senin annenle aranızın açılmasının sebebi benim. | Open Subtitles | انا السبب في أنك وأمك ابتعدتما |
| Tüm o delilerin bu etkinlik için dışarıda kuyruk oluşturmasının sebebi benim. | Open Subtitles | أنا السبب في كون كلّ أولئك المجانين يصطفّون لأيّام خارج المُؤتمر. |
| Uyuşturucuların hâlâ içeri girmesinin sebebi benim. | Open Subtitles | . أنا السبب في جعل المخدرات تستمر بالدخول للسجن |
| Seni henüz öldürmemlerinin sebebi benim. | Open Subtitles | إنظري، أنا السبب الوحيد أنهم لم يقتلوكي بعد |
| Yaptığın yüzünden kendini hapiste bulmamanın tek sebebi benim, Federal Şerif Teşkilatına borçlusun. | Open Subtitles | أنا السبب الوحيد لعدم ذهابكِ للسجن بعد هذا التصرّف .. مجاملةً من المارشل الأمريكي .. |
| Hapse girecek. Şimdi hapiste olmamasının tek sebebi benim zaten. | Open Subtitles | أنا السبب الوحيد الآن في كونها خارج السجن |
| Yetişkinlerin geceleri gözüne uyku girmemesinin sebebi benim. | Open Subtitles | أنا السبب في أن رجالك يبقون ساهرين ليلاً |
| Bu anlasmayi yapmamizin sebebi benim lan. | Open Subtitles | و ليس أنت.. أنا السبب في الصفقة كلها |
| Bu anlasmayi yapmamizin sebebi benim lan. | Open Subtitles | و ليس أنت.. أنا السبب في الصفقة كلها |
| Onlara yakalanmanın sebebi benim. | Open Subtitles | أنا السبب أنّك سلمت نفسك إليهم |
| Bir evin olmasının tek sebebi benim. | Open Subtitles | أنا السبب الوحيد الذي جعل لكِ منزلاً |
| Reytinglerin yüksek olmasının sebebi benim. | Open Subtitles | أنا السبب في إرتفاع تقديرات الجمهور |
| Ya da belki, eninde sonunda buraya gelecek olmanın sebebi benim. | Open Subtitles | أو ربما أنا السبب الذي سيأتي بك إلى هنا |
| Şu an kavgalı olmamızın sebebi benim. Ve.. Ve benim için yaptıklarına hiç teşekkür etmiyordum, bu yüzden teşekkür ederim. | Open Subtitles | أنا سبب كوننا على شجارٍ الآن، ولن أوفّيكَ شكراً على كلّ ما فعلته لي، لذا شكراً لكَ. |
| Herneyse yaptığım, onları çok mutlu ettiği kesin ve sebebi benim! | Open Subtitles | أيّاً يكن، لقد جَعلهم سُعداء حقاً و أنا سبب ذلك! |
| Evet. Departmanın kayırma politikasının olmasının sebebi benim. | Open Subtitles | أجل أنا سبب وضع القسم لسياسة المحسوبية |
| Henry Wilcox'un korkmasının sebebi benim. | Open Subtitles | انا السبب في جعل "هنري ويلكوكس" خائفاً |
| - Senin burada olmanın sebebi benim ha? - Evet, burada hala bulunmamın sebebi sensin! | Open Subtitles | انا السبب فى وجودك هنا السبب فى انى مازلت هنا على اى حال |