Bunu saklamak için çok iyi bir sebebim var. Çok iyi. | Open Subtitles | . لدي سبب وجيه لإبقاء هذا السر . سبب وجيه جداً |
Şuan mortgage bono piyasasının sahtekarlık içerdiğine inanmamı gerektirecek bir sebebim var. | Open Subtitles | أنا حاليا لدي سبب كي أعتقد أن سوق سندات الرهنية محتال |
Hayır, hayır, Bı gece için çok üzgünüm, ama iyi bir sebebim var. | Open Subtitles | لا, لا أنا آسفة بشأن الليلة ولكن لديّ سبب جيد |
Benim de bir sebebim var, ufak kurt. | Open Subtitles | أجل، أنا أيضًا لديّ سبب أيَّتها الذئبة الصغيرة |
Benim için tasalanma, çünkü benim mutlu olmak için harika bir sebebim var. | Open Subtitles | لا تزعجي نفسك بمشاكلي لدي أسباب وجيهة ليكون سعيدا |
Müvekkilinim. At silahı. Anatoly'i öldürmek için birçok sebebim var. | Open Subtitles | أنا عميلكَ لدي أسباب كثيرة لقتل اناتولي |
Başbakan'ın hayatının tehlikede olduğuna dair sebebim var Müdür Atlee. | Open Subtitles | رئيس أتلي، ولدي سبب للاعتقاد بأن الحياة رئيس مجلس الوزراء في خطر. |
Ama seninle evlat devam etmek için sebebim var. | Open Subtitles | ولكنمعكيا فتى... لدى سبب يدعونى للحياة |
Evet, o olmadan işleri daha kolay halledeceğimize inanmak için sebebim var diyelim. | Open Subtitles | حسناً، دعـينا نقول إنه لدىّ سبب للإعتقاد، ان من الأفضل أن نُبعده عن المرحلة النهائية. |
Bulacağım, çünkü şimdi oturup bütün olanları sessizce kabullenmemek için bir sebebim var. | Open Subtitles | سوفأجدواحداً، الآن لدي السبب لأنني سأرتاح واعترف بشكل هادئ |
Atlamak için bir sebebim var. | Open Subtitles | . انا عندي سبب لـرجوعي للقفز مجددا |
Mutlu olmak için harika bir sebebim var. - Sanırım hamilesin. | Open Subtitles | لا تشغلي نفسك بمشاكلي لدي سبب وجيه لكي أجعله سعيدا |
Şuan mortgage bono piyasasının sahtekarlık içerdiğine inanmamı gerektirecek bir sebebim var. | Open Subtitles | لدي سبب حالياً يجعلني أعتقد أن سوق السندات العقاري مُحتال. |
Bu gece burada olacağına dair haklı bir sebebim var. | Open Subtitles | وليس لدي سبب للاعتقاد بأن انه سيكون هنا الليلة. |
- İnanmak için bir sebebim var, Talât Paşa, ordunuzun bir Amerikan vatandaşını idam etmek üzere olduğunu düşünüyorum. | Open Subtitles | لدي سبب للاعتقاد، طلعت باشا، أن الجيش الخاص بك على وشك تنفيذ مواطن أمريكي. |
Bir hayalim, görevim, yaşamak için bir sebebim var benim! | Open Subtitles | لديّ حلم، لديّ مُهمة لديّ سبب للعيش |
Sizi erkenden yataktan kaldırmak için çok iyi bir sebebim var. | Open Subtitles | لديّ سبب مهم جداً |
Çok sağlam sebebim var inanmamak için. | Open Subtitles | لديّ سبب جيد الا أفعل |
- Gülümsemek için bir çok sebebim var. | Open Subtitles | لدي أسباب كثيره للإبتسام. |
Hayır, seni sevmemek için yeteri kadar sebebim var. | Open Subtitles | ...لا, لدي أسباب كافيه لكي لا أحبك |
Tek bildiğim şey, Sendika'yla tek muhtemel bağlantımız olabileceği. Bu gece burada olacağına dair haklı bir sebebim var. | Open Subtitles | ما أعرّفه هو طرف خيطنا الوحيد لـ (النقابة) ولدي سبب مُقنع بأنّه سيتواجد هنا الليلة |
Şimdi de başka bir sebebim var. | Open Subtitles | ولدي سبب آخر الآن. |
-Karımı öldürmek için... çok iyi bir sebebim var. | Open Subtitles | انا لدى سبب جيد لقتل زوجتى |
Seni buraya getirip konuşmam için iyi bir sebebim var. | Open Subtitles | وستحتاج لأن تكون رجلاً فأنا لدىّ سبب جيد لوجودك هُنا ومحادثتك |
* Bir sebebim var beni eve götürmen için bu gece * | Open Subtitles | لدي السبب الذي يجدر * * بك أخدي بسببه إلى المنزل الليلة |
Hikâyesinin doğru olduğuna inanmak için sebebim var. | Open Subtitles | عندي سبب يجعلني أعتقد أن قصتها حقيقية |