"sefil bir" - Translation from Turkish to Arabic

    • بائس
        
    • تعيسة
        
    • ينغص
        
    • مأسوية
        
    Evet, hırsının kurbanı sefil bir cimri olmadan önce. Kimse mükemmel değildir. Open Subtitles نعم، هذا قبل ان تصبح بخيل بائس يستهلكه الطمع
    O, herkesin hayatını zehir etmek isteyen sefil bir adam. Open Subtitles لكنّي رُفِضّتُ بقسوة إنه رجلٌ صغير بائس يُريد أن يجعل الجميع بؤساء أيضاً
    Neden ömrünün üçte birini sefil bir şekilde geçirmek isteyesin? Open Subtitles لماذا تريد ان تضيع ثلث حياتك وانت بائس ؟
    Dırdır eden bir kız arkadaş, ağlayan bir bebek belki, ona ne kadar sefil bir hayatı olduğunu hatırlatan bir şeyler. Open Subtitles حبيبة مزعجة طفل يبكي ربما شيء يذكره كم ان حياته تعيسة
    sefil bir hayata kısılıp kalmış insanlar sürekli kaçmaktan bahseder. Çok azı gerçekten kaçar. Open Subtitles الأشخاص العالقين بحياة تعيسة يتحدّثون دائماً عن الفرار، وفئة قليلة تفعل ذلك
    Çirkin kıyafetli küçük adam onun için çalışıyor çünkü patronu hayatını sefil bir hale getiriyor. Open Subtitles إذاً الشخص الضئيل صاحب ذوق الثياب الردئ يعمل لديه لأنه ينغص عليه حياته و ، إنتظروا قليلاً
    Sanırım iyi haber, burada sefil bir şekilde ölecek olması. Open Subtitles أعتقدأنالخبرالجيدهو... أنهُ من المحتمل أن يمون موتة مأسوية هُنا.
    Yalnız ve sefil bir biçimde beni aradığına göre, 10 yılda o noktaya nasıl geldiğini sana anlatabilirim. Open Subtitles إذا لهذا اتصلت بي وحيد و بائس منذ عشر سنين أستطيع أن أخبرك كيف وصلت إلى ذلك
    10 yıl sonra, sefil bir yerin kıyısına ellerimizde tüfekle gidip ölmeyi bekleyeceğiz. Open Subtitles عشر سنوات لاحقا , نتخلص منه على ساحل بائس ببندقية في يده , منتظرا لهم حتى يقوم بتفجير رؤوسهم
    Seksi replikalar ile kasvetli, sefil bir gelecek. Open Subtitles مُستقبل بائس مُختل مع مُستنسخات مُثيرات.
    Asil soyumuz yüzyıllarca rezil bir şekilde, sefil bir belirsizlik içinde yaşadı. Open Subtitles لقرون، عاشت قبيلتنا النبيلة في إزدراء وظلامِ بائس
    Ölmek yavaş, sefil bir ölüm Ve sonra da cehennemde çürük ol orospu çocuğu! Open Subtitles فلتموتِ موت بطيئ بائس و لتتعفنِي في الجحيم أيتها الساقطة
    Aynı yaştayız ve sen tutmuş sefil bir hayatı savunuyorsun Open Subtitles نحن نفس العُمرِ... ... وهناأنتتُدافععنوجودٍ بائس
    Kopernik değil o, sefil bir at hırsızı sadece. Open Subtitles "انه ليس "كوبرنيكوس ما الا سارق جياد بائس
    Zavallı, sefil bir şekilde öldüğüne hiç şaşmamak gerek. Open Subtitles ينحني أمام المدان لهم لا عجب أنه مات ميتة تعيسة وحقيرة
    Zamanını sefil bir şekilde harcayamazsın, değil mi? Open Subtitles لا تريدين أن تقضي باقي أيام حياتك و أنت تعيسة ، أليس كذلك ؟
    Pek çok korkunç şey yaptım. Ama bunu hayatını her bakımdan sefil bir hâle sokmak için yapmadım. Open Subtitles أثمتُ الفظائع، لكنّي لم أفعل ذلك لأجعل حياتك تعيسة من كلّ زاوية.
    Giyinmesi bile gerekmeden ikisinin hayatını sefil bir hâle getiriyor. Open Subtitles إنه حتى لا يحتاج لإرتداء ثيابه كي ينغص حياتهما
    Ve bu arada, sefil bir şekilde başarısız oldun Open Subtitles وبالمناسبة أنتِ فشلتِ بصورة مأسوية

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more