"selden" - Translation from Turkish to Arabic

    • سيلدن
        
    • الفيضان
        
    • سالدن
        
    • الطوفان
        
    • الفيضانات
        
    • فيضان
        
    • طوفان
        
    - Geçen gece. Selden isimli bir adam. Open Subtitles - "الليلة قبل الماضية ، رجل يدعى " سيلدن -
    Anlayacaksın, mutlaka Selden'ı bulmalıydım. Selden mı, mahkum mu? Open Subtitles "إنك سوف تفهم ، لقد كان على العثور على " سيلدن - سيلدن " ؟
    Ve seçilmiş kişi yukarıdan gelecek ve bizi büyük Selden o kurtaracak. Open Subtitles والرجل المخطار سوف يهبط من اعلى وسوف يكون منقذنا من الفيضان العظيم
    Bu kelime, büyük Selden beri buralarda zehir etkisi yapıyor. Open Subtitles , هذة الكلمة مثل السُم في هذة الانحاء مُنذ عهد الفيضان العظيم
    O Bayan Selden'dan hoşlanmıyor. Heyecan verici bir başarı olabilir. Open Subtitles انها لا تحب السيدة سالدن ربما تعمل مشاكل.
    Bunu bana o gece Kathy Selden söylemişti. Open Subtitles هذا ما قالته لي كاثي سالدن الليلة.
    - Ama Selden önceydi. Open Subtitles أتذكر أنهم كانوا بعد الزلزال لكن قبل الطوفان
    Selden trafik tıkandı. Lincoln ve Holland tünelleri kapandı. Open Subtitles لقد عوقت الفيضانات وسائل النقل و تسببت فى غلق كثير من الطرق و نفقى لينكلون و هولاند
    Vardığım netice doğru ise, o kişi mahkum Selden'dı. Open Subtitles إذا كانت توقعاتى صحيحة "فإنه المحكوم عليه " سيلدن
    Selden, seninle Londra'da buluştuğumuzda giydiğin kıyafetleri giymişti. Open Subtitles لقد كان " سيلدن " يرتدى الحلة التى كنت ترتديها فى لندن
    Evlenmeden önceki soyadınız Selden'dı değil mi? Open Subtitles لقد كان اسمك " سيلدن " قبل الزواج ، أليس كذلك ؟
    Selden'a Sör Henry'nin kıyafetlerinden verdiniz, değil mi? Open Subtitles لقد أعطيت " سيلدن " بعضاً من ملابس سير " هنرى " ، أليس كذلك ؟
    Selden inlemelerinin yer altından geldiğine yemin etti. Open Subtitles لقد أقسم " سيلدن " أنه قد سمع عواءه من أعماق الأرض
    Av olmaktan ve Selden kurtulacak kadar şanslı olanlar suya dalmak için acele ediyor. Open Subtitles الصغار الفاقسون حديثاً الذين حالفهم الحظ بالنجاة من الفيضان والمفترسين يهرعون سريعاً إلى الماء
    Selden etkilenen bölgeyi incelememiz gerekiyor. Open Subtitles يجب أن نعاين المنطقة التي أصابها الفيضان
    Selden sonra, eşinizin ortadan kaybolmasıyla ilgili sorguya çekilirken oğlunuzun öldüğünü söylemiştiniz. Open Subtitles أثناء الفيضان لقد صرّحت عندما تمّ إستجوابك حول إختفاء زوجتك
    Eğer gazetelere Kathy Selden'dan söz edecek olursanız bu benim kariyerim için "zararlı ve kötüleyici" olurdu. Open Subtitles اذا قلت للصحيفة عن كاثي سالدن... فهذا سيكون شيئ... مؤذي وضار لمهنتي.
    Selden. Kathy Selden. Open Subtitles سالدن ، كاثي سالدن.
    Çok memnun oldum, Bayan Selden. Open Subtitles يشرفني . ميس سالدن.
    Tanrının dokunduğu bir sürü nesne vardı ama bırak 20. yüzyılı büyük Selden kurtuldukları bile düşünmemiştim. Open Subtitles كان هناك العديد من الأغراض تم لمسها من قبل الإله لكن لم يخطر لي أن إحداها قد نجى من الطوفان أو حتى القرن العشرين
    İnsanları Selden, depremlerden ve bunun gibi şeylerden kurtarmak için askere yazılmıştım ama onları öldürmek için değil. Open Subtitles لقد وقّعتُ لإنقاذ الناس من الفيضانات والزلازل ولكن ليس للقتل
    Selden dolayı nehrin taşmasıyla dışarı çıkıp, buralara kadar gelmiştir. Open Subtitles احزر أنّه ربّما خرج من الخليج، وأخذه فيضان المياه إلى الطريق الملاحي الرابط بين الولايات، ثم إلى هنا.
    Bu Selden kurtulmak için Nuh'un gemisine ihtiyacımız var. Open Subtitles سنحتاج لسفينة تنقذنا من طوفان الكراهية هذا

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more