| O kanser ve eğer Selmak hayatını kurtarabilecekse, sanırım bunu denemek isteyebilir. | Open Subtitles | إنه مصاب بالسرطان و لو أنقذت سيلماك حياته فربما يمكنه أن يجرب ذلك |
| - Ne zaman ve eğer uyanırsa... ..Selmak nerede olduğumuzu biliyor. | Open Subtitles | حين يستيقظ سيلماك تعلم أين سنكون يمكنه اللحاق بنا |
| Selmak onu iyileştirene kadar hareketsiz kalmalı | Open Subtitles | لو نقل الآن سيموت إنه يحتاج أن يظل ثابتا فى مكانه حتى تنهى سيلماك الإصلاحات بجسده |
| - Bunun olması imkansız. - Ben konuşuyorum. Jakob, Selmak değil. | Open Subtitles | لا توجد فرصة لذلك هذا أنا الذي أتكلم جاك ليس سلماك |
| Eh, Selmak beni bazı ilişkileri düzeltmeye zorluyor. | Open Subtitles | حسنا سلماك يضغط على للعمل على اصلاح الامر |
| Selmak'ın kurtarılması asıl önceliğimiz. | Open Subtitles | استعادة سيلماك من الواضح أنها على درجة عالية من الأولوية. |
| Selmak'ı bulmalıyız ve Sokar'ın saldırısı hakkında ne biliyor öğrenmeliyiz. | Open Subtitles | نحتاج لايجاد سيلماك وتحديد ما يعرفه عن هجوم سوكار. |
| Selmak'ın yerini bulmaya ve ondan bilgi almaya çalışacağım. | Open Subtitles | سأحاول تحديد مكان سيلماك وأبلغك بأى معلومات. |
| Selmak hala yaşıyorsa... Cehenneme gönderilmiştir. | Open Subtitles | لو كان سيلماك لا يزال حيا فقد أرسل إلى الجحيم |
| Tarafsız değilim, elbette,... ..ama inanıyorum ki Selmak, Tok'ra içinde en iyi eğitimlilerden biridir. | Open Subtitles | أنا متحيزة لها بالطبع لكى أعتقد أن سيلماك من أكثر التوك-رع علما |
| O çok hasta ve Selmak güçsüz. | Open Subtitles | إنه مريض للغاية و سيلماك ضعيفة |
| Anlamalısınız, Selmak hala hayatta dediğim zaman... | Open Subtitles | يجب أن تفهموا عندما أقول أن اذا سيلماك مازال حياً... |
| Eğer Selmak haklıysa, Honduras'ın güneyinde. | Open Subtitles | إذا كان * سيلماك * صح * معبد * تشيلتاك * في جنوب * هندوراس |
| Dürüst olmak gerekirse, çoktan bir plan uygulanıyor olabilir ama bildiğiniz gibi, Selmak ve ben artık gruba dahil değiliz. | Open Subtitles | بصراحه , الخطه بالفعل موضع التنفيذ لكن كما تعرفون ، أنا و * سيلماك * لَسنا بالكامل فى السباق لأطول من ذلك |
| Selmak haftalar önce ölmüş olmalıydı. | Open Subtitles | بكُلّ الحقوق سيلماك * كان يجب أن يموت من أسابيع سابقه * |
| Bir yönden, Selmak tanıyacağımı hiç düşünmediğim bir babayı bana verdi. | Open Subtitles | على اى حال * سيلماك * أعطانى الأب الذى لم أتوقع انى اعرفه |
| Maalesef olan miktarı Selmak'ta. | Open Subtitles | لسوء الحظ الكمية الوحيدة الموجودة موجودة في حوزة سلماك |
| Sanırım Selmak söyledikleri kadar bilge biri. Ben de seninle geliyorum. | Open Subtitles | أعتقد ان سلماك رجل حكيم كما يقولون ساذهب معك . |
| Gideceğimi söylemedim. Sadece Selmak beni zorluyor. | Open Subtitles | لم اقل انى سأذهب قلت ان سلماك يضغط على |
| Selmak, Tok'ra için resmi olarak bir savaş şehidi sayılmaktadır. | Open Subtitles | التوكرا يعتبرون رسميا ان "سلماك" بطل حرب |
| Selmak ve Binbaşı Carter'ın ellerinden geleni yapacaklarından eminim. | Open Subtitles | لدي ثقة عظيمة في سلماك والرائد كارتر |