| Ve hiçbir şey, hiç kimse, Sen bile sevgili oğlum yoluma çıkamaz. | Open Subtitles | ولا شيء ولا أحد لا حتى أنت يا ابني العزيز سيعترض طريقي. |
| - Gel hadi. - Bay Hughson kumarı sevmiyor. - Herkes kumarı sever, Sen bile. | Open Subtitles | مستر هغسون ربما لا يحب المقامره كل أنسان يحب المقامره حتى أنت |
| Demek ki Sen bile, ister istemez... olumlu ya da olumsuz doğaötesi güçlerin varlığını hissediyorsun. | Open Subtitles | بتوري ذلك حتى أنت ؛ على الرغم من نفسك أحساس بأن هناك قوات وراء الطبيعة قادرة على مساعدتنا أو اذيتنا |
| ..bu şarkıda erkek arkadaşına göre çok seksidir. Sen bile takdir ederdin. | Open Subtitles | الى صديقها انها مثيره رائعه حتى انت ستعجبك |
| Herkes bir gün ormandaki ağacını bulacak bence, hatta Sen bile. | Open Subtitles | أنا أؤمن بأن كل إنسان سوف يجد نصفه الآخر يوماً ما.. حتى أنتِ |
| Kimse, Sen bile, onu oradan çıkaramazdı. | Open Subtitles | لا أحد ، ولا حتى أنت يمكنه أن يكون يسحبها |
| Seçeneğim yok. Kimse beni ondan koruyamaz. Sen bile. | Open Subtitles | لا يوجد لدى خيار ، لا أحد يستطيع حمايتى منه ، و لا حتى أنت |
| İkinci bir şansı herkes hak eder. Sen bile. | Open Subtitles | أنا باحث, أنا أستطيع أن أجد أى شخص حتى أنت |
| Bak, Sen bile öfkelenebilirsin. | Open Subtitles | تَرى، حتى أنت يُمكنُ أَنْ تَكُونَ غاضبَ. |
| Sen bile özenmezsin Virginia. | Open Subtitles | حتى أنت يا فيرجينيا لا يمكنك أن تحسدينني عليها |
| Güçlü bir çocuğa benziyorsun ama Sen bile 3-4 kişi ile dövüşemezsin, değil mi Matt? | Open Subtitles | تَبْدو مثل طفل قوي جداً، لكن لَيسَ حتى أنت يُمْكِنُ أَنْ تَصْدَّ 3 4 رجالِ، حقّ، مات؟ |
| Yani, yapma, Sen bile çok hızlı olduğunu kabul etmek zorundasın. | Open Subtitles | أقصد , بحقك , حتى أنت عليك أن تعترف أن الأمر حدث بسرعة |
| Kimse bu atlayıştan sonra hayatta kalamaz, Sen bile. | Open Subtitles | لا أحد يستطيع النجاة من تلك القفزة , حتى أنت |
| Tanrım! Sen bile o kadar ileri gidemezsin! | Open Subtitles | يا إلهى,لا يمكننى أن أصدق أنه حتى أنت يمكن أن تصل لهذه الدرجة |
| Sen bile Vakidis. Dangalak ayı. | Open Subtitles | حتى أنت فكآيديس الملعون الغبي إبن العآهره |
| Araları 300 kilometre. Sen bile o kadar hızlı araba kullanamazsın. | Open Subtitles | وهي تبعد 320 كم، حتى أنت لا يمكنك القيادة بتلك السرعة أيّها الرئيس. |
| Sen bile Mavi Gözlü Beyaz ejderinin benim Mısır Tanrı Kartlarıma karşı çaresiz olduğunu biliyorsun. | Open Subtitles | حتى انت يجب ان تعترف ان قوه تنينك لا تقوى على كروتى التى لا تقهر |
| Bugün Sen bile benim Kral olmama engel olamazsın! | Open Subtitles | اليوم حتى انت لا تستطيع منعى من ان اصبح الكينج |
| Korku ise emin olabileceğim tek yoldu. Sen bile benden korkuyorsun. | Open Subtitles | الخوف هو الطريقة الوحيدة الموثوق بها حتى أنتِ تخافين مني |
| Aslına bakarsan Sen bile gerçek baba olup olmadığını bilemeyeceksin. | Open Subtitles | في الحقيقة، حتّى أنت لا يمكنك الجزم بأنّك الأب. |
| Hiç kimse açgözlü pisliğin biri tarafından aranmak istemez Sen bile. | Open Subtitles | لا أحد يحب أن ينعته الناس بالنذل الجشع، ليس أنت حتى |
| Aklınızda bunu programlayın..evet Sen bile kirpi kafa | Open Subtitles | تحفظه داخل عقلك الصغير نعم , حتى أنتَ أيها الغريب يمكنك أن تكون بائعاً أيضاً |
| Sen bile öyle bir büyüyü yapamazsın. | Open Subtitles | ولا حتّى أنتَ يُمكنكَ التصدّي لمثل ذلك السحر. |
| Sen bile adamdaki şeytani hüneri görebilirsin. | Open Subtitles | بالتأكيد حتى أنت تستطيعين أن تفهمي الأسس الموضوعية للتعامل معه |
| Arabayı Sen bile sürebilirsin. | Open Subtitles | أنتِ حتى لا تستطعين دفع العربة |
| İçinden bir kurşun geçse Sen bile kötü görünürdün. | Open Subtitles | حتى انتي ستبدين سيئه اذا ثقبت جسمك رصاصة |
| Bu Sen bile olsan, hiçbir şey yapamazdım. | Open Subtitles | حتى ولو كان ذلك الشخص أنت فأ،ا لا يمكنني فعل شئ حيال هذا |