Bu işten sorumlu olan Senatörün adına bkın. Fitzgerald Grant II? | Open Subtitles | انظر ما اسم السيناتور الذي رأس هذه اللجنة فيتزجيرالد غرانت الثاني؟ |
Senatörün evinde olanları unut, anladın mı? | Open Subtitles | انسى كل ما حدث فى منزل السيناتور.. هل تفهم ذلك؟ |
Başsavcının sizi telefonla aramış Senatörün yaşamının tehdit altında olduğunu belirtmiş. | Open Subtitles | وكيل النائب العام قال أنه إتصل بك و أبلغك أن حياة السيناتور معرضه لتهديد |
Bir keresinde, bir Senatörün bana, CIA hakkında sohbet ederken, "CIA"in önünde neden "the" takısı kullanmadığımızı sorduğunu hatırlıyorum. | Open Subtitles | أتذكر أن سيناتور سألنى ذات مره متى سنتحدث عن وكالة المخابرات المركزيه لما لا نقول أسمها مسبوقاً بأداة التعريف؟ |
"Aşk çılgını göçmen Senatörün kızını öldürdü" şeklinde bir başlıkla geldiler, | TED | فاقترحوا العنوان " مهاجر مجنون بالحب يقتل ابنة عضو مجلس الشيوخ" |
Sen ne oyalanıyorsun? Senatörün arabasını getir. | Open Subtitles | أنت أيها المتسكع أحضر سيارة السيناتور ماذا تعتقد أنك تفعل؟ |
Senatörün arabasını sen getir. Yanlış adam ve çok yanlış bir yüzyıl. | Open Subtitles | كلا أنت أحضر سيارة السيناتور أنا الرجل الخطأ والقرن الخطأ |
Aslında açacaktım ama, Senatörün anlattıkları o kadar ilginçti ki, açamadım. | Open Subtitles | هممت أن أقلّها، ولكن استهوتني قصة السيناتور. |
Durum Senatörün kabul ettiğinden daha tehlikeli. | Open Subtitles | فالوضع أكثر خطورة مما تعترف به السيناتور |
Ayrıca bu sabah Senatörün toplantısına fotoğrafçı olarak giren bir adamı arıyoruz. | Open Subtitles | نحن نحاول تحديد مكان الرجل الذى ظهر فى هويه مصور فى مكان تواجد السيناتور |
Bana yerini söylemeyerek muhtemelen sonraki başkan olacak bir Senatörün hayatını tehlikeye atıyorsun. | Open Subtitles | و عدم اخبارى اين هو يعرض حياه السيناتور للخطر الذى لديه فرصه جيده ليصبح الرئيس القادم |
Hayır bu mümkün değil. Ekibimdekiler Senatörün ilgisini bilmiyor. | Open Subtitles | لا ، لا احد من فريقى يعرف ان السيناتور كان مشترك فى هذا |
Görünüşe göre hayır. Senatörün bir işi çıktı. En güvenli burada olacağımızı düşünüyor. | Open Subtitles | لا على ما يبدو ، السيناتور لديه شىء يفعله هنا ، من الامان ان نبقى هنا |
Senatörün beklediğini söyleyeceğim. Bir bahane uydurup çıkarsınız. | Open Subtitles | سأخبرك ان السيناتور ينتظرك سوف تعتذرين له ثم تغادرى فوراً |
Mahkumu sorgulamama izin vermezseniz Senatörün hayatını tehlikeye atarsınız. | Open Subtitles | و اذا لم تتركنى استجوب ذلك السجين فأنت تضع حياه السيناتور فى خطر |
Anketlere bakılırsa Senatörün tabanı birçok yerde sağlamlığını koruyor, ve bazı yerlerde artıyor bile. | Open Subtitles | تشير التقارير الفوريه ان قواعد السيناتور تستعد فى كل المناطق و هى تزيد فى الحقيقه |
Senatör David Palmer'ın başına gelenlerle ilgili yeni bir şey öğrenemedik, ama Senatörün zarar görmediği bildirildi. | Open Subtitles | فى محطه كهرباء سان كلاريتا حيث اضطر السيناتور الى المغادره سريعاًًُ و لكن وصلنا ان السيناتور بخير |
Bir Senatörün kızı olmak kimsenin gezegende hayatta kalmasına yardımcı olmayacak. | Open Subtitles | كوني ابنة سيناتور, لن يكفي لمساعدة اي شخص علي هذا الكوكب. |
Maine eyaletinden bir Senatörün Peru'da ne işi var? | Open Subtitles | ـ لكلّ أنحاء العالم، سّيد هيوز ـ ماذا يفعل سيناتور بمين بزيارة بيرو ؟ |
Senatörün yardımcısı telefona çıkmadı. | Open Subtitles | سوف مساعد عضو مجلس الشيوخ لا الخروج من الهاتف. |
Senatörün, Blair Evi**nde bir kaç gün geçireceği doğru mu? | Open Subtitles | هل هو صحيح أن السيناتورة غرانت تعيش في منزل بلير في الأيام القليلة الماضية ؟ |
Senatörün durumunda dalak biyopsisi sepsise sebep olup onu öldürebilir. | Open Subtitles | في حالة السناتور فحص للمثانة قد يسبب التعفن و يقتله |
Neredeyse bir Senatörün gayrimeşru çocuğu olmak kadar iyi. | Open Subtitles | أصبح كما لو كان إبن شرعي لسيناتور |
Senatörün onlara hiçbir bağlılığı yoktur. | Open Subtitles | و ليسَ للسيناتور ولاء لَهُم مُطلَقاً |
Burası ilk yılındaki bir Senatörün yemin töreni için sıradışı bir yer. | Open Subtitles | انه منصب غير إعتيادي لعضو مجلس الشيوخ جديد |
Senatörün kızı bize çok şey katar. | Open Subtitles | بنت عضو مجلس الشيوخِ يُمْكِنُ أَنْ يَساعد ذلك كثير لنا. |
Senatörün çantasında bunun aynısı var. | Open Subtitles | بحقيبة النائبة ثمة زجاجة متطابقة |
Söylentilere göre Senatörün kocasıyla ilişki yaşıyormuş. | Open Subtitles | وتدور الإشاعات حول ممارستها علاقة مع زوج عضوة مجلس الشيوخ |
Bugün, bir Senatörün yardımcısı. Bundan iki gün sonra, Şehir Konsey Üyesi belki de. | Open Subtitles | اليوم كان سائق أحد السيناتورات بعد يومين عضو في المجلس البلدي ربما |
Gerçekten de bir Senatörün azıcık rüşvet için maaşından ve pozisyonundan bir Federal ofise uyuşturucu parasıyla dolu çantayla girerek maaşından olacağını mı düşünüyorsun? | Open Subtitles | هل تظن فعلا أن سيناتورا ولائيا سيخاطربراتبه... ومنصبه بالذهاب إلى مكتبٍ فيديرالي... بحقيبة مليئة بنقود المخدّرات ؟ |