"senden nefret ettiğini" - Translation from Turkish to Arabic

• يكرهك
• تكرهك
• تكرهكِ

Herkesin senden nefret ettiğini bilmek çok rahatlatıcı olmalı.
لابد وأنه من اللطيف أن تعرف بأن هناك أحد ما لا يكرهك

Onun senden nefret ettiğini inkar etmiyorum. Sadece ona nedenini sor.
أنا لا أنكر أنه يكرهك فقط إذهب إليه و اسأله عن السبب

Son dönemde senden nefret ettiğini düşündüğün biriyle tanıştın mı?
هل قابلت مؤخراً من يكرهك تماماً؟

Acınacak bir pislik olduğunu ve senden nefret ettiğini söylüyor.
لقد قالت أنك وغد مثير للشفقه و أنها تكرهك

Tamam, biraz doğruluk payı var ama hâlâ senden nefret ettiğini sanıyorsan yanılıyorsun çünkü öyle olsa neden seni yemeğe davet etmemi söylesin ki?
إنّه صحيحٌ قليلاً لكنْ إنْ ظننتها ما تزال تكرهك فأنتَ مخطئ لمَ عساها تطلب منّي أنْ أدعوك للغداء إذاً؟

Bunu yapmak isteseydim hemşirelerin senden nefret ettiğini söylerdim.
حسنا ان اردت فعل ذلك لأخبرتك كم تكرهك الممرضات

senden nefret ettiğini düşünüyorsun, ...çünkü baban yerine, senin ölmeni tercih edeceğini, düşünüyorsun.
تعتقدين بأنها تكرهكِ... لأنها تفضل لو أنكِ متّي بدلاً من والدكِ

senden nefret ettiğini düşündüğü kadar nefret etmiyor.
-انه لا يكرهك كثيراً انه فقط يفكر بدراسته

Herkesin senden nefret ettiğini sanma.
من فضلك لا تعتقد أن الجميع يكرهك

Sebastian'ın senden nefret ettiğini sanmıyorum.
لا.. لا.. لا لا أعتقد أن سبيتيان يكرهك.

O kurulda herkesin senden nefret ettiğini biliyorsun.
انت تعرف ان كل من في اللجنة يكرهك

Ona havladığın için senden nefret ettiğini sanıyordum.
أعتقدت بأنه يكرهك لأنك تنبح عليه

senden nefret ettiğini söylemiştin. Ediyordu.
ظننتك قلت أنه يكرهك - لقد كان، لكن الآن أنا على ما يبدو محبوب -

senden nefret ettiğini sanmıyorum.
لا أظن أنه يكرهك

Şerefsiz bir zampara olduğunu ve senden nefret ettiğini.
بإنك حقير تسعى خلف معاشرة النساء وأنها تكرهك.

Artık annemin senden nefret ettiğini biliyorum, seni cehennemde bekliyor.
أعلم بأن أمي تكرهك الآن وهي تنتظرك في الجحيم

- senden nefret ettiğini sanmam.
لا اعتقد انها تكرهك

Onun patronunun senden nefret ettiğini biliyorum.
أعرف أن رئيسته كانت تكرهك

Kız kardeşinin senden nefret ettiğini sanmıyorum.
لا أعتقد أن أختك تكرهك

senden nefret ettiğini sakın sanma Robin.
(إنها لا تكرهكِ (روبن