| Kendi ölümünü istedin, ve bu da senin hakkın... ama başkalarınınkini de istemen yanlış. | Open Subtitles | طلبت موتا لنفسك وهذا من حقك ولكن ان تزج بالآخرين معك فهذا خطأ |
| İstersen biz sana bir tane buluruz. Bu senin hakkın. | Open Subtitles | سنحضر لك محام لو رغبت ذلك . هذا حقك |
| Ekonomi dairesine şikayette bulun, bu senin hakkın. | Open Subtitles | قدِّم شكوى للمكتب الاقتصادي انه من حقك |
| Ve onun uzaklaştırılmasını sağlamaya çalışmak, senin hakkın. | Open Subtitles | ولو اردت ان تحاول وان تجعله يتوقّف عن العمل ذلك حقّك |
| Güvenli bir hayat senin hakkın. | Open Subtitles | انتِ تستحقين حياه امنه |
| Başka bir şey düşünmeni istemiyorum. Bu senin hakkın. | Open Subtitles | لا أريدك أن تفكرى بخلاف هذا أنه حقك |
| Tekrardan bize liderlik etmek senin hakkın. | Open Subtitles | إنّه لمن حقك أن تقودنا مُجدّداً. |
| Bunlar senin. 75. maddeye göre bunları almak senin hakkın. | Open Subtitles | هذا هو حقك بموجب قانون 1975 |
| O senin hakkın, tabii kadın olarak kaldığın sürece. | Open Subtitles | ذلك حقك الخاص طالما أنك أمرأة |
| Affetmek de senin hakkın. | Open Subtitles | وأنه كذلك حقك في الرحمة |
| Eh, bu kesinlikle senin hakkın. | Open Subtitles | حسناً , ذلك من التأكيد حقك |
| Tekrardan bize liderlik etmek senin hakkın. | Open Subtitles | و من حقك أن تقودنا من جديد |
| Yüzüğü tak. Bu senin hakkın. | Open Subtitles | ارتد الخاتم، إنه حقك بالولادة |
| Tabi ki, istemek senin hakkın. | Open Subtitles | من حقك طلب أي شيء |
| Yok, senin hakkın. | Open Subtitles | لا، ذلك من حقك. |
| Tabii ki, bu senin hakkın zaten. | Open Subtitles | بالطبع, كما هو حقك |
| Bu senin hakkın da. Çünkü bir yetişkinsin. | Open Subtitles | وذلك حقك لأنك بالغ |
| Bu senin hakkın da. Çünkü bir yetişkinsin. | Open Subtitles | وذلك حقك لأنك بالغ |
| Bu senin hakkın dostum. | Open Subtitles | هذا من حقّك يا رجل |
| Her halükarda uyumayacağım. - İyi, bu senin hakkın. | Open Subtitles | حسنا، هذا حقّك. |
| Ve keza senin hakkın da. | Open Subtitles | وهذا حقّك |
| Güvenli bir hayat senin hakkın. | Open Subtitles | انتِ تستحقين حياه امنه |