Normalde yapmayız ama kız kardeşin senin için endişeleniyor dostum. | Open Subtitles | نحن لا نفعل، في العادة لكن أختك قلقة عليك يا صديقي |
senin için endişeleniyor. - Onun yalnız çalışmasını istemiyorum. | Open Subtitles | قلقة عليك - لا أريدها أن تترك عملها وحدها - |
Ölmeyi hak eden sersem senin için endişeleniyor. | Open Subtitles | التلاعب الذي يستحقّ للموت قلق بشأنك |
- "Douglas senin için endişeleniyor." - "Douglas senin için endişeleniyor." | Open Subtitles | - "دوغلاس قلق بشأنك." - "دوغلاس قلق بشأنك." |
Annenle konuşuyordum. senin için endişeleniyor. | Open Subtitles | كنت أتحدث إلى والدتك انها قلقة عليك |
Annie! Linda, ailen senin için endişeleniyor. Ailen senin için, durumun için, kızların için endişeleniyor. | Open Subtitles | ليندا , عائلتك قلقة عليك عائلتك تهتم بك |
Hoşçakalın. senin için endişeleniyor. | Open Subtitles | أنها قلقة عليك و أنا قلق عليك |
senin için endişeleniyor. | Open Subtitles | إنّها قلقة عليك |
senin için endişeleniyor. Lisa belki korkularını yenmesi konusunda ona yardımcı olabilir. | Open Subtitles | فهي قلقة عليك ربما تستطيع (ليزا) تخفيف مخاوفها |
Sadece senin için endişeleniyor. | Open Subtitles | انه فقط قلق بشأنك |
Oğlun senin için endişeleniyor. | Open Subtitles | أجل. إبنك قلق بشأنك |
Herkes senin için endişeleniyor. Şirket... | Open Subtitles | الجميع قلق بشأنك ... الشركة سوف |
senin için endişeleniyor. Ohio ile ilgili kaygılı... | Open Subtitles | أنه قلق بشأنك وبشأن أوهايو |
senin için endişeleniyor. | Open Subtitles | إنه يهتم بك ِ |
Bahsetti, evet çünkü senin için endişeleniyor. | Open Subtitles | لقد فعل، أجل لكن فقط لأنّه قلق عليكِ |
Baban gerçekten senin için endişeleniyor. | Open Subtitles | فأبيك كان قلقاً عليك. |
Elbette senin için endişeleniyor, ama ona senin gibi bir yaltakçının, Japonlara fazla kurnaz geleceğini söyledim. | Open Subtitles | "إنها قلقة بشأنك بالطبع، لكنني أخبرتها أنّ مراوغاً مثلك عصي على اليابانيين" |
Onunla konuştum ve senin için endişeleniyor. | Open Subtitles | لقد تحدثت إليها وهي قلقة عليكِ |
Annem senin için endişeleniyor. E- posta göndermeyi kestin. | Open Subtitles | امى قلقه بشأنك لم ترد على البريد |
İnsanlar senin için endişeleniyor. | Open Subtitles | الناس قلقون عليك. |
Alfred seninle konuşmamı istedi aslında. senin için endişeleniyor. | Open Subtitles | (ألفريد) أرادني أن أتحدث معك، إنه قلق عليك |