| senin ve benim gibi sefiller sıradan ve güvenli bir yaşam sürüyor. | Open Subtitles | أنهم يحتاجونه من أجل أمان الناس العاديين مثلي ومثلك. |
| Ne kadar suç işlemesen de o senin ve benim gibi insanları aşşağılamaktan vazgeçmez. | Open Subtitles | إنها جريمة ولكنها لا تكن شيئا لأناس مثلي ومثلك إلا الحقد والكره |
| Ama senin ve benim gibi insanlar bu yüzden savaşır. | Open Subtitles | ولكن هذا الذي يجعل الاشخاص مثلي ومثلك يُقاتلون |
| Balina tam olarak bir balık sayılmaz. Onlar da memeli, senin ve benim gibi. | Open Subtitles | إن الحيتان ليست أسماك ، هي ثديّات مثلك ومثلي |
| senin ve benim gibi kızlar için insan olmak kostüm giymek gibi bir şey. | Open Subtitles | كونك بشرية؟ إنه مثل الزي للفتاة مثلك ومثلي |
| Musa Musevi'ydi, ama İsa, Musevi değildi, tıpkı senin ve benim gibi. | Open Subtitles | موسي كان عبرانياً ولكن يسوع كان ودوداً مثلي و مثلك |
| Bu şişko kediler, senin ve benim gibi işçi sınıfını sömürüyorlar! | Open Subtitles | إنهم يستغلوننا نحن الطبقة الكادحة مثلك و مثلي |
| Sadece senin ve benim gibi büyük insanların yaşadığı gereksiz üst sınıf veya mütevazi köylülerin olmadığı bir dünya. | Open Subtitles | عالم للرجال العظماء مثلى ومثلك يحيْون فيه. بلا مكان للطبقات |
| Çünkü onlar da insan. senin ve benim gibi. | Open Subtitles | لأنهم أشخاص ، هذا السبب أشخاص مثلي ومثلك |
| senin ve benim gibi insanlar, birisinin zihinsel resmini çekeriz, ve aklımızda saklarız. | Open Subtitles | أشخاص مثلي ومثلك يأخذون الصورة العقلية للشخص ويخزنوها في عقولهم |
| - Söylemeye çalıştığım şey senin ve benim gibi düşünenler çözemedikleri şeylerden kaçar ne kadar zorlayıcı olursa olsun kaçmak için her şeyi yaparlar. | Open Subtitles | الأشخاص الذين يفكرون مثلي ومثلك نتجنب ما لا يمكننا حله إفعل تقريبا أي شيئ لتجنبه،مهما كان قاسيا |
| Ama onlarda aynı senin ve benim gibi bir defada pantolonlarına bir bacaklarını sokabiliyorlar. | Open Subtitles | ولكنهم أناس عاديين مثلي ومثلك. |
| Eğer dokularını atmosfere yayarsa, senin ve benim gibi insanlara böcek ilacı gibi gelir. | Open Subtitles | إذا ذرو أنسجتَه إلى الجوِّ... ... سَيَكُونُمثلمبيدِالحشرات إلى الناسِ مثلي ومثلك |
| senin ve benim gibi çalışan kadınlar için bu bir zorunluluk. | Open Subtitles | للآباء العاملين مثلي ومثلك, إنه ضروري |
| Alain Delon veya Marlon Brando gibi değil de senin ve benim gibi erkeklerde güzelliğin kadında bulduğundur. | Open Subtitles | للرجال مثلك ومثلي لسنا ألان ديلون أو مارلون براندو أنت جميل، عبر النساء |
| senin ve benim gibi esaslı herifler için özel tasarım. | Open Subtitles | لقد صممته على نحوٍ مُميّز، من أجل المُحنّكين مثلك... ومثلي. |
| senin ve benim gibi adamların geldiğimiz yerlerde önemli insanlara karşı bağlılık koparılamaz fırsatlar kaçırılamaz. | Open Subtitles | , رجال مثلك ومثلي , من حيث أتينا , لايمكننا تفويت الفرص |
| senin ve benim gibi insanların yalnızca iki seçeneği var: | Open Subtitles | أُناس مثلي و مثلك... أمامنا خياران فحسب: |
| senin ve benim gibi insanların yalnızca iki seçeneği var: | Open Subtitles | أُناس مثلي و مثلك... أمامنا خياران فحسب: |
| senin ve benim gibi adamlar için, kim olduğumuzu yaptığımız iş belirler. | Open Subtitles | ... رجال مثلي و مثلك هويّتنا هي عملُنا |
| Bunun arkasındaki kişiler sadece insan senin ve benim gibi. | Open Subtitles | أياً كان من قام بفعل هذا هم فقط أشخاص مثلك و مثلي |
| Bu gerçekleştiğinde senin ve benim gibi insanlara çektirilen ızdırap ve aşağılamalar hatırlanmayacak bile. | Open Subtitles | لكن عندما يأتي ؟ كل المعاناة و الإضظهاد المكدس على ... الناس الذين مثلك و مثلي سيكون مجرد ذكرة |
| senin ve benim gibi insanlar böyle terkedilmiş bir yerde bunu yapmaz! | Open Subtitles | اناس مثلى ومثلك لا يفعلون اشياء كهذة عندما يتركة اى شخص اخر ؟ |
| Gerçekten senin ve benim gibi, et ve kandan oluşuyorlar. | Open Subtitles | إنهم مجرد لحم ودم , مثلى ومثلك |