| Yani, Senin yaşında bir çok insan ölene dek içmeyi tercih ederdi. | Open Subtitles | اعتقد ان معظم الناس الذين في عمرك يريدون ان يشربوا حتى النهاية |
| Bak, Senin yaşında bebek sahibi olmanın nasıl birşey olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | انظر ، أنــا أعــلم مــاهو أنّ تحظى بجنينّ في عمرك هـــذا |
| Senin yaşında birini hafta içi geceleyin... kilisede görmek çok tuhaf. | Open Subtitles | انه غير عادي رؤية شخص بعمرك في كنيسه في ليله اسبوع |
| Ben de Senin yaşında olsaydım kuşkusuz ben de ona aşık olurdum. | Open Subtitles | فلو كنت في سنك يا سيد.. فبدون شك كنت سأقع في غرامها |
| Senin yaşında bunları yapmış olsaydım, babam canıma okurdu benim! | Open Subtitles | لو أني فعلت هذا عندما كنت بمثل عمرك لكان أبي قد قتلني |
| Bel gevşekliği Senin yaşında bir kadında bile nadir olarak görülür. | Open Subtitles | سلاسة البول غير منتشرة بين النساء بسنك |
| Senin yaşında birinin bu kadar pahalı bir mücevheri takması uygun mu? | Open Subtitles | هل من المفترض شخصاً بعمركِ يرتدي مجوهرات كهذه غالية الثمن ؟ |
| Hadi ama ekşitme yüzünü! Senin yaşında bu mümkün değil. | Open Subtitles | توقفِ عن حمل هذا العبء ذلك مستحيل في مثل عمرك |
| Karışık işlere girme Senin yaşında çok sakat. | Open Subtitles | لا تفعل أشياء معقدة أنه أمر خطير في عمرك |
| Tam Senin yaşında bir adamın... karnına çok ciddi bir darbe aldığı için, neredeyse öldüğünü duymuştum. | Open Subtitles | بدا لي أنّني قد سمعت أنّ شخصاً في عمرك قد تلقى لكمةً في أمعائه .. وكادت تقتله |
| Çünkü Senin yaşında kanın, kaynaması durulmuştur... uslanmıştır aklın sesine kulak verir. | Open Subtitles | في عمرك عليك الانتظار بتواضع للدينونة واية دينونة |
| Ama Senin yaşında bir çocuk 5000 dolar bulamaz. | Open Subtitles | لكن لا يمكن لطفل بعمرك أن يأتي بخمسة آلاف دولار |
| Ancak Senin yaşında , sınırlı farkındalığı olan birisi bu kadın için bütün tutkumun fiziksel olmaktan öte bir şey olduğunu anlamakta zorluk çekerdi. | Open Subtitles | فقط شخص بعمرك بوعي محدود ربما يمكن ان يتصور أن شغفي الكامل بهذه المرأة ليس أكثر من جسدي |
| Onların Senin yaşında oğulları var yani prensle oynamak için bir şansın olabilir. | Open Subtitles | لديهم ابن بعمرك ربّما قادر أن تلعب مع وليّ العهد |
| Senin yaşında bir kızın bu fikirleri nereden aldığını bilemiyorum. | Open Subtitles | انا حقا لا اعرف من اين تأتي فتاة في سنك بأفكار كتلك |
| Senin yaşında olduğum gibi olamayabilirim ama bence haftada birkaç kez hiç fena değil. | Open Subtitles | حسناً ربما لم أعد نشيطاً كما كنت في سنك لكنني أعتقد أن مرتين في الاسبوع تكفي جداً |
| Değişiyorsun. Senin yaşında ben de aynı şeyleri yaşadım. | Open Subtitles | أنت تتغيّر، مررت بالمرحلة ذاتها عندما كنت في سنك |
| Yaşasaydı, Senin yaşında olacaktı şimdi. | Open Subtitles | لو كان مازال حي الآن فقد كان سيكون بمثل عمرك .. |
| Senin yaşında bir kızım var. Beni 12 yaşından beri dinlemedi. | Open Subtitles | لديّ ابنة بمثل عمرك لم تصغ إليّ منذ كانت بالـ12 من عمرها |
| Kahretsin... Senin yaşında olmayı çok isterdim. | Open Subtitles | بالتأكيد، لا أطيق الانتظار لأكون بسنك |
| Aslına bakarsan Senin yaşında, seviyeler çok kısa bir dönemde sertçe düşebilir. | Open Subtitles | في الحقيقة، بعمركِ هذا فلن تأتي لكِ الدورة في وقت قصير |
| Senin yaşında birinin bunun için mutlu olması gerkir. yinede saçını kestirmelisin. | Open Subtitles | شخص في مثل عمرك يجب أن يفرح لأنه مازال لديه شعر ليصففه. |
| Senin yaşında biri riski seviyorsa öldürmeyi düşünür... ölmeyi değil. | Open Subtitles | كلا، ففى مثل سنك يفكر المرء فى القتل .. لا فى الموت |
| Simon Senin yaşında. Ama hiç belli olmuyor. Çok hiperaktif. | Open Subtitles | سايمون قريب من عمرك ولو أن ذلك صعب ان يحزر لأنه حيوي جدا |
| - Keşke Senin yaşında kaçırıIsaydım. | Open Subtitles | أتمنى باأن شخصً ما خطفني عندما كنت في سنكِ |
| Senin yaşında konseyde olmak... Daha önce hiç gerçekleşmedi. | Open Subtitles | لتكون في المجلس في سنك هذا لم يحدث هذا قط من قبل |