Teşkilat avukatının karşısında senin yaptığın gibi diklenmek yürek ister. | Open Subtitles | يتطلب جرأةً كبيرة للوقوف أمام محامي القسم كما فعلت أنت |
Çok hastaydım, o da benimle ilgilendi senin yaptığın gibi. | Open Subtitles | كنت مريضةً جداً في ذلك الوقت وقد أعتنى بي مثل ما فعلت أنت أيضاً. |
Ama ben bunu senin yaptığın gibi yargılamıyorum. Görüyor musun? | Open Subtitles | لكنّي لا أحكم عليها كما تفعل أنت , أرأيت ؟ |
...sana destek olmaya çalışıyorum aynı senin yaptığın gibi. | Open Subtitles | بتقبل حقيقة أنهُ يوجد حالة موت مثل ما تفعل أنت |
Binlerce yıllık hayatımda bir kişi bile senin yaptığın türde bir şey yapmadı. | Open Subtitles | خلال آلاف السنين التي شهدتها ما فعل امرؤ حيّ قطّ مثل ما فعلتِه. |
Birisi özellikle senin yaptığın bir şeyi şikâyet etti. | Open Subtitles | شخصاً ما أشتكى عن شيئاً فعلته أنت حسناً , ماهو ؟ |
Harika bir kız arkadaşın var, güzel zeki ve senin yaptığın onu reddetmek. | Open Subtitles | لديك تلك الفتاة المذهلة ، الجميلة ، الذكية وكل ما تفعله هو أنك إبعادها |
senin yaptığın beni o cehenneme koymaktı. | Open Subtitles | ما الذى فعلته لى ، لكى تضعنى فى الجحيم ؟ |
Bende senin yaptığın gibi iş yerinden kaçıp gitmek istedim. | Open Subtitles | كان يجب عليّ الخروج من المحل مثلما فعلت أنت |
Herkes gibi bilmelisin ki bizi reddeden O'ydu. Aynı senin yaptığın gibi. | Open Subtitles | أنت تعلم جيدًا كما يعلم الجميع، أنها هي من نبذت طرقنا، كما فعلت أنت |
Tamam, senin yaptığın gibi onun yüzüne yumruk atmalı ve kötü sınıfım için onu cezalandırmalıydım. | Open Subtitles | حسنا, فكان علي أن أصفعه كما فعلت أنت وعاقبته على درجتي السيئة |
Tek istediğim herkesin güvende olmasıydı, tıpkı senin yaptığın gibi, baba. | Open Subtitles | كل ما أردت القيام به جعل الجميع بخير كما فعلت أنت يا أبي |
Ben bebekken, senin yaptığın gibi | Open Subtitles | مثلما فعلت أنت ،, عندما كنت طفلة رضيعة |
- senin yaptığın gibi suiistimal edersen ve tıbbi gözetim altında olmadan alırsan elbette öyle olur. | Open Subtitles | -هذا سام -إذا كنت تسيء تعاطيه كما فعلت أنت و تأخذه بدون مراقبة طبية بالطبع سيفعل |
senin yaptığın gibi insanları öylece vuramıyorum. | Open Subtitles | لا استطيع أن أُردي الناس في رأسهم كنت تفعل أنت |
Sen doğrusunu yapıyorsun. Biliyor musun, bir gün senin yaptığın gibi işler nasıl rasyonalize edilir öğreneceğim. | Open Subtitles | أتعلم شيئاً، يوماً ما سأتعلم كيف أرشّد الأمور كما تفعل أنت. |
Çünkü biz senin yaptığın gibi insanlarla oynamayız. | Open Subtitles | لأننا لا نعبث بالناس كما تفعل أنت |
Binlerce yıllık hayatımda bir kişi bile senin yaptığın türde bir şey yapmadı. | Open Subtitles | خلال آلاف السنين التي شهدتها ما فعل امرؤ حيّ قطّ مثل ما فعلتِه. |
Baban senin yaptığın bir şey yüzünden ölürse bir daha asla geri kazanamayacağın bir parçanı kaybedeceksin. | Open Subtitles | إذا مات أبوك بسبب شيء فعلتِه فستفقدين جزءًا من كينونتك ولن يمكنك استعادتها أبدًا. |
- senin yaptığın şey bu? - Sikerler anasını ben gidiyorum. | Open Subtitles | ـ كان هذا الهُراء الذي فعلته أنت ـ اللعنة عليك يا رجل |
senin yaptığın tek şey öldürmek. Hiç aşık oldun mu? | Open Subtitles | كل ما تفعله هو القتل هل شعرت بالحب من قبل ؟ |
senin yaptığın kötü şey ne? | Open Subtitles | ما الشئ السئ الذى فعلته ؟ |
senin yaptığın tek şey problem çıkarmak. Ve ödevini yapmayı hiç istemiyorsun. | Open Subtitles | وكلّ ما تفعله أنت أنك تثير المتاعب ولا تريد عمل واجبك المدرسي أبداً |
Ve senin yaptığın şeyi yapmadığım için çok mutlu. | Open Subtitles | ولا تزال مثيرة وسعيدة بأنّني لا أقوم بما تقوم به أنت |