Seninle tanışmadan önce birkaç kızla çıktım. Avukat olmaktan hiç hoşlanmıyorum. | Open Subtitles | واعدت بضعة بنات سكانكي قبل أن أقابلك أنا لا أحبّ حقا أن أكون محامي |
Kendi başıma da yaşayabilirim. Seninle tanışmadan önce arkadaşlarım vardı, rüyalarım vardı! | Open Subtitles | يمكنني العيش بمفردي، قبل أن أقابلك كان لديّ أصدقاء وأحلام |
Seninle tanışmadan bir hafta önce onunla tanıştım ve aşık oldum. | Open Subtitles | لقد التقيتُ به خلال أسبوعٍ تقريباً قبل أن ألتقي بك و قد وقعتُ في حبه. |
Bunu söylemiştim sana. Seninle tanışmadan önce yoktum . | Open Subtitles | أخبرتك بأني لم أكن موجودة قبل أن ألتقي بك |
Seninle tanışmadan çok önce o sınırları geçmiştik. | Open Subtitles | نحن نتجاوز الخطوط قبل أن نلتقي بوقت طويل |
Ben de Seninle tanışmadan çok önceden beri bilgisayar oynarım. | Open Subtitles | و انا كنت العب العاب الفيديو لمدة طويلة قبل ان اقابلك |
- Seninle tanışmadan önceydi. | Open Subtitles | كان هذا قبل لقائي بك |
Sana söylemedim, çünkü Seninle tanışmadan önce olmuştu. | Open Subtitles | أنا لم أخبرك بذلك لأنه حدث قبل أن أقابلك |
Seninle tanışmadan çok daha önce ölmüştün. Sadece henüz haberin yoktu. Senin katil içgüdün yok, Jonathan. | Open Subtitles | لقد كنت ميت قبل أن أقابلك أنت فقط لم تكن تعرف |
İkinci sınıfta, Seninle tanışmadan önceki en iyi arkadaşım yan evimizde oturuyordu. | Open Subtitles | عندما كنت في الصف الثاني, صديقي المفضل قبل أن أقابلك, كان مقيماً بجواري |
- Zoe, Seninle tanışmadan önce BlueBell dışındaki hayatın nasıl bir şey olduğunu bilmiyordum. | Open Subtitles | زوى قبل أن أقابلك لم أكن أعرف كيف هى الحياه خارج بلوبيل |
Seninle tanışmadan önceki yirmi yıl oldukça iyiydim, sen olmadan da kendi başıma çok iyi idare edebilirim. | Open Subtitles | لقد كنت وحدي ل 24 سنة قبل أن ألتقي بك و أستطيع أن أعمل جيداً بدونك |
- Seninle tanışmadan önce. | Open Subtitles | لقد عشتُ الكثير من السنين قبل أن ألتقي بك |
Seninle tanışmadan önceki mutlu hayatıma, onun bebekliğindeki zamanıma geri döneceğim. | Open Subtitles | سأعود في الزمن إلى الوقت الذي كانت فيه مجرد طفلة, قبل أن ألتقي بك, إلى أسعد وقتٍ في حياتي. |
Seninle tanışmadan önce, hükümet için çalışıyordum. | Open Subtitles | قبل أن نلتقي كنت أعمل لحساب الحكومة |
Seninle tanışmadan önce belki 12 ilişkim oldu. | Open Subtitles | يا إلهى قبل ان اقابلك كان لى تقريباً 12 علاقه |
Reade Seninle tanışmadan önce asla böyle bir şeyi yapmazdı. | Open Subtitles | (قبل أن يُقابلك (ريد ما كان ليفعل شيء كهذا قط |
Seninle tanışmadan önce hiç, gerçek bir kız arkadaşım olmamıştı. | Open Subtitles | لم أحظى من قبل في حياتي بعشيقة حقيقية قبل أن أقابلكِ |
Seninle tanışmadan önce sevilmenin ne demek olduğunu bile bildiğimi sanmıyorum. | Open Subtitles | لا أعتقد أني عرفت ما الذي يعنيه هذا أن أكون محبوبة قبل أن ألتقيك |
Sanırım Seninle tanışmadan önce benimkini buldum. | Open Subtitles | أعتقد أنني وجدت فتاتي قبل أن ألقاكِ |
Endişelenme, eminim Seninle tanışmadan önce olmuştur. | Open Subtitles | لا تقلقي، أعتقد أن هذا قبل أن يقابلكِ |