| Nihayetinde Seo Yi Soo için çok talihsizlik olurdu bu. | Open Subtitles | سيكون هذا من سوء حظ سيو يي سو فى النهاية. |
| Ben, Seo Eun Gi kibirli, kendini beğenmiş burnu havada, şımarık bir kızım. | Open Subtitles | أنا سيو يون جي، متكبرة و متعجرفة.. بائسة، واثقة فى نفسي ، شقية.. |
| Merak etme. Davaya Dedektif Seo baktığına göre arkamda hiç iz bırakmam. | Open Subtitles | لا تقلق بما ان لدينا المحقق سيو فلن اترك اى ذيول للأمر |
| Belki de Seo Chang Kwon'un ailesine karşı kin güdüyordu. | Open Subtitles | ربّما حقًا كان لديها ضغينة تجاه منزل سو تشانغ كون |
| Eğer Seo Hyun olayı hiç olmasaydı, belki işler seninle bu noktaya gelmeyecekti. | Open Subtitles | إذا كان الحادث سيو هيون لم يحدث ، قد يكن لدي تبين معك من هذا القبيل. |
| Seo Joon neden buraya gelip duruyor? | Open Subtitles | لماذا سيو جون تستمر بالحضور الى بيت مو كيول ؟ |
| Müdür bey, dizi de Seo Joon için gerekli olanlara bakın lütfen. | Open Subtitles | ايها المخرج , ارجو ان تأتي وتؤكد على المواد المتعلقه ب العلاقات العامه لدراما سيو جون |
| Leydi Seo Young'un bir sürü kıyafeti var. | Open Subtitles | يجب أن يكون هناك أزياء أكثر لدور السيدة سيو يونغ |
| San'ın annesiyim ya da Seo Yun Joo'yu arıyorum diyen birisi olursa, ...548 numaralı odaya bildirin lütfen. | Open Subtitles | إذا كان هنالك أحد يبحث عن سيو يون جو أو يدعي أنه أم سان أرجوكم هاتفوني على 548 |
| Bayan Kim, aradığınız Seo Yong Hak belgesi burada. | Open Subtitles | مرحبًا كيم نانا تفضلي المستندات التي يبحث عنها المرشح سيو |
| Geçenlerde Nana'nın Seo Yong Hak'ın koruması olduğunu duydum. | Open Subtitles | لقد قالت لي نانا بأنها ستحرس سيو يونق هاك |
| Aslında biz Seo Yong Hak davasını araştırıyoruz. Şüphelinin bacağı sakatmış. | Open Subtitles | في الحقيقة، لقد وصلتني معلومات بأن القناص الذي أطلق النار على المرشح سيو يونق هاك يعاني من إصابة في رجله |
| Seo Dong Shin, Seo Dong Seok, Seo Dong Hoon. Gerçekten hasta olabilirler mi? | Open Subtitles | أتسائل ما إذا كان كلًا من سيو دونق جين، وسيو دونق سوك، وسيو دونق ووك مرضاءً؟ |
| Yaptıkların yüzünden Seo Yong Hak'ın kamuoyunun arkasına gizlendiği apaçık ortada. | Open Subtitles | فلقد كسب سيو يونق هاك الرأي العام الآن والفضل يعود لتباهيك أمامي بالشجاعة |
| Şirketin yedi kat para transferi Bay Seo'nun kızı Seo Dong Hee'nin hesabına aktarılmış. | Open Subtitles | إن الشركة التي حولت الأموال سبع مرات لحساب إبنة المرشح سيو في |
| Seo Woo geçen aydan beri doğum gününü biliyor. | Open Subtitles | سيو وو كانت تعلم عن عيد ميلادك منذ وقتٍ طويل |
| Eğer bana yardım ederseniz içinde Seo Chang Gwon'un cinayet emrinin yer aldığı ses kaydını size vereceğim. | Open Subtitles | ..إذا أخبرتني فقط بذلك سأعطيك ملفا مسجلا به صوت سو تشانغ غون يأمر بالقتل |
| Mutlu yollar sana... Mutlu yollar sana... İyi ki doğdun sevgili Min Seo Hyun. | Open Subtitles | عيد ميلاد سعيد عيد ميلاد سعيد مين سو هيون |
| Seo Hyun unni sayesinde, sanırım seni özgür bırakabileceğim. | Open Subtitles | بفضل أوني هيون سو ، اعتقد انني سوف تكون قادرة على السماح له بالذهاب. |
| Bayan Seo. Yine mi bütün gece içtin? | Open Subtitles | هل شربتِ طوال الليل مجدداً يا سيدة (ساو) ؟ |
| Ji Hoo sunbae ve manken, Min Seo Hyun birbirlerini tanıyorlar mı? | Open Subtitles | هل جيهوو سنباي وتلك العارضة مين سيوهيون يعرفان بعضهما؟ |
| Kaba taşlar olması lazımdı. Seo Mundo sadece taşlar olduğunu söylemişti. | Open Subtitles | كان من المفترض أن تكون حجارةٌ خام, سيو موندو قال بأنها مجرد أحجار كريمة. |
| Buyurun, ben Seul emniyetinden Dedektif Seo Do Chul. | Open Subtitles | نعم، شرطة سيول، فريق التحرّي، سيو دوو تشول. |
| JiHoo'yunormaldünyayadöndüren şey ise Min Seo Hyun oldu. | Open Subtitles | الشخص الذي أخرج جيهو من وحدته وأعادة للعالم العادي هو مين سوهيون |