Ve bir serçe gelip, ağacın meyvesinden yediğinde, babası kuşlarla birlikte uçuyormuş. | Open Subtitles | و عندما أكل عصفور من تلك الشجرة طار والده مع ذلك العصفور |
serçe güneye uçacak ve kıyafetlere ihtiyacı var. | Open Subtitles | العصفور يطير جنوبا ، ستحتاج ثياباً لذا قم بالترتيبات |
Yumruk, yumruk serçe parmak, börek kıçı tokatla ve de çifte beşlik. | Open Subtitles | إنها مصافحة القبضه، مصافحة القبضه القفل على الخنصر ضرب اليد ضرب المؤخره |
Arkadaşlar, karşınızda, "Sessiz serçe" projesi. | Open Subtitles | يارفاق, أهدي لكم، مشروع " سبارو الصامت". |
Sen benim tek arkadaşımsın serçe. | Open Subtitles | أنت صديقي الوحيد، بينكي |
Dibe vurduğumda adamların kafalarını bacaklarımın arasına kıstırıp serçe yumurtası gibi kırıyordum. | Open Subtitles | كنت أحطم جماجم الناس كبيض العصافير بين فخذيَّ |
"Zavallı serçe"de başroldeydim, ama kimse benim için gelmemişti. | Open Subtitles | لقد كنت بدور البطولة في العصفور المسكين و لم يأتي لي احد |
Sükunet, burası serçe. Tam üzerinizdeyim. | Open Subtitles | إلى الطمائنينة، هنا العصفور أنا في الموقع. |
Ona karşı sabırlı olun o yuvasından ilk kez çıkan bir serçe. | Open Subtitles | كن صبوراً معه إنه مثل العصفور خارج العش لأول مرة |
serçe parmağım kırıldığında o üç gün gülmüştü. | Open Subtitles | قال ضاحكا كسرت الخنصر لي مرة واحدة، لمدة ثلاثة أيام. |
- Muayenenin ortasında serçe parmağımı çenesindeki gamzeye koydum. - Tanrım! | Open Subtitles | في منتصف امتحان أضع الخنصر في ذقنه الدمل. |
Hem kimin serçe parmağa ihtiyacı var ki? | Open Subtitles | إلى جانب، أنه لا حاجة بك إلى الخنصر على أية حال |
"Central Park'ta serçe ölse bile kendimi sorumlu tutarım." | Open Subtitles | اذا مات عصفور في حديقة سنترال سأشعر بالمسؤولية |
İyi tahmin, ama yukarda sadece şiddetli travma geçiren bir serçe vardı. | Open Subtitles | تخمين جيد ، ولكن الشيء الوحيد الذي كان هناك هو عصفور متأذٍ بشدة |
Elindeki serçe bir yere uçamaz çünkü güç alacağı ve havalanacağı bir yer yoktur. | Open Subtitles | عصفور الدوري لا يستطيع الطيران في يد أحدنا لأنه غير قادر على إستعارة الطاقة والتحليق |
-Sana serçe diyorlar,değil mi? -Evet,neden? | Open Subtitles | انهم يسمونك سبارو صحيح نعم لماذا |
Hadi ama serçe, siktiğimin çakmağını indir, tamam mı? | Open Subtitles | هيا يا (بينكي) ضع الولاعة جانباً، أيمكنك ذلك؟ |
Gazhanede serçe öldürmekle Brancaster Kalesi'nde orman tavuğu vurmak aynı değil. | Open Subtitles | قتل العصافير في مصانع الغاز غير مماثل لصيد الطهيوج في قلعة برانكاستر |
Benim serçe parmağımdaki kültürü tüm Avrupa bir araya gelse geçemez. | Open Subtitles | إني أملك ثقافة في خنصر يدي. أكثر من جميع أوروبا مجموعة سويا. |
Sonra da iki küçük serçe gibi, birbirlerinin beline dolanıyorlarmış. | Open Subtitles | ..وبداء كلاهما بــ تضارب بطونهما كأنهما أثنين من عصافير الدوري |
serçe A1 düştü! serçe A1 düştü! serçe A1 düştü! | Open Subtitles | A1 سبيرو أُسقطت A1 سبيرو أُسقطت A1 سبيرو أُسقطت |
Evet, sonra da bir delik açıp, içinden serçe parmağını geçirirsin ve köpeğe bir kemik verirsin. | Open Subtitles | أجل وبعد ذلك يمكنك أن تفتح فيه ثقباً وتضع خنصرك فيه وتعطي ذلك الكلب عظماً |
Chef Joachim serçe parmağını diktirdiğinden beri buraya gelmemiştik. | Open Subtitles | نحن ما كُنّا هنا منذ كبيرِ طبَّاخين طعّمَ جوكيم ظهر خنصره على. |
serçe parmağım olmazsa piyano çalamam! | Open Subtitles | . .. لو فقدت خنصري فلن أكون قادرا على عزف البيانو |
Ona dedim ki eğer benimle konuşacaksan bana serçe diyeceksin. | Open Subtitles | قلت له. كنت مثل، "أنت تدعوني أي شيء، تدعوني بينكى." |
Sadece serçe parmağımla karıştırmıştım. | Open Subtitles | وحركت ذلك فقط بخنصري |
Sol ayak başparmağımla sağ ayak serçe parmağımı alıp diktiler. | Open Subtitles | لقد قاموا بخياطة إصبع كبير من قدمي اليسرى و إصبع من قدمي اليمنى |