| İlkin yalnızca bir taneydi, daha sonra, binanın tamamında çatırdamaya ve patlamaya başladı. Bu çatırtı seslerinin ve patlamaların aşağıdan yukarıya doğru büyüyerek ilerlediğini ve tüm binayı sardığını görebilecek kadar yakındaydım. | Open Subtitles | لمدى رؤيتى اصوات الطقطقة والتفجيرات كانت تتضخم صعودا وهبوطا ثم شملت كل المبنى، كابتن كارين ديشور، الوحدة 46 |
| bu keskin patlama seslerinin çoğu bomba değildi, motorsiklerin eksoz patlamalarıydı. | Open Subtitles | معظم اصوات الإنفجارات الصاخبة لم تكن قنابل لقد كانت اصوات فرقعة عوادم دراجات السكوتر |
| Dalga seslerinin endişelerini alıp götürmesine izin vermelisin. | Open Subtitles | دع اصوات تصادم الموجات تخسل قلقك |
| seslerinin tonunun, ifadelerine ve duruşlarına olan uyumuna bakarsın. | Open Subtitles | كيف نبرة صوتهم تطابق تعبيرات وجههم و وضعية جسدهم |
| seslerinin yumuşak olduğu | Open Subtitles | عندما يكون صوتهم ناعما |
| Telefon görüşmesinin akustik analizi kavga seslerinin tek yönlü olduğunu gösteriyor. | Open Subtitles | التحليل الصوتي للمكالمة تدل على أن صوت الشجار كان في إتجاه واحد فقط |
| Bilimde, bunun tam tersi geçerli: "Silah seslerinin geldiği yönden uzaklaşın!" | TED | لكن الحالة في العلوم هي العكس تماما: سيروا بعيدا عن صوت النيران. |
| Patlama seslerinin kaynağı şu teneke kutularmış. | Open Subtitles | وأتضح أن صوت الطلقات ما هو الا، علب الطلاء هذه تنفجر |
| Yani, "Üç Numaralı Wilson Prensibi": "Silah seslerinin geldiği yönden uzaklaşın!" | TED | لذلك, مبدأ وبيلسون الثالث: سر بعيدا عن صوت النيران. |
| - Unutmayın, silah seslerinin aksi istikamete gidin. | Open Subtitles | تذكر أن تبقى بعيداً عن صوت إطلاق النار حسناً |