"seul'de" - Translation from Turkish to Arabic

    • في سيؤول
        
    • في سيول
        
    • فى سيول
        
    • في سيئول
        
    Tam şu anda, Seul'de bir isyan başladı ve tüm ülke kriz içinde. Open Subtitles الثورة إرتفعت في سيؤول والبلد باكملها في أزمة
    Cam maskenin Seul'de olduğunu, ama sende olmadığını mı söylüyorsun? Open Subtitles إذاً ، أنتِ تقولين أن القناع الآن في سيؤول ولكنه ليس معك ؟
    Hayatım, Seul'de kimseyi tanımıyorlar nereye gidecekler! Open Subtitles ،عزيزي، إنهم لا يعرفون أحدًا في سيؤول إلى أين سيذهبون؟
    Bay Yang'ın Soo-jin'i Seul'de gördüğünü söyledim. Open Subtitles أخبرتك يأن سيد يانج أقد رأى سوو جن في سيول
    O halde Seul'de kadınların kıyafetini erkekler mi yapıyor? Open Subtitles إذاً في سيول, الرجال يصنعون ملابس النساء؟
    Seul'de gideceğiniz başka kafe yok mu? Niye sürekli buraya-- Open Subtitles هناك العديد من المقاهى فى سيول .. لماذا ..
    Seul'de böyle buluşmak sana da tuhaf gelmedi mi? Open Subtitles ألا يبدو غريبا المقابلة في سيئول ؟
    Nükleer bomba Seul'de patlamalı. Open Subtitles يجب أن تنفجر القنبلة النووية في سيؤول
    Geçen hafta Seul'de bulunan radyoaktif izlerin konumuyla ilgili bilgi istedi. Open Subtitles معلومات عن أي مكان به نشاط إشعاعي "خلال الأسبوع الماضي في "سيؤول
    Seul'de misin? Open Subtitles هل أنت في سيؤول ؟
    Ben kaçıyorum. Seul'de dikkatli sür. Open Subtitles سأغادر .قُد جيدًا في سيؤول
    İlk kez Seul'de yemiştim. Open Subtitles تناولتُها في سيؤول لأول مرة.
    BİR ZAMANLAR Seul'de Open Subtitles (( في قديم الزمان في سيؤول ))
    Bu bir fikir. Gelecekteki dünyaya dair fikirlerim. Ama aynı zamanda Seul'de, Kore'de, Amsterdam'da Hamburg'ta ve New York'ta belediyelerin masalarında. TED هذة فكرة , انها في تصميمي للعالم القادم و لكن ايضا علي طاولات مباني البلدية في سيول كوريا في امستردام, في هامبرج في نيويورك
    Bundan sonra babanla birlikte Seul'de yaşayacağını duydum. Open Subtitles سمعت بأنك تعيش مع أبيك في سيول
    - 1988'de, Seul'de. Güney Korelileri severim, yemekleri harika. Open Subtitles بلى في "سيول" عام 88 أناس لطفاء الكوريون الجنبيون وطعام رائع.
    Bizde iznimizi Seul'de turistik bir geziyle değerlendireceğiz. Open Subtitles ايام الإستراحة لذا قررنا "ان نرى المواقعَ في "سيول
    Soccer! Ben hiç öyle demem. Seul'de, Güney Kore'de doğdum ve babam bir ordu mensubuydu. Open Subtitles أنا ولدت فى "سيول" , جنوب " كوريا" و أبى كان رجل جيش.
    Şu kocaman Seul'de... Open Subtitles .... لماذا فى سيول الضخمه ..
    Seul'de değil, çok uzakta. Open Subtitles أنهُ ليس في سيئول . أنهُ بعيد جداً
    Annem benim yüzümden Seul'de, hastanede. Open Subtitles إن أمي في مشفى في سيئول بسببي

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more