Dalai Lama'nın bir cümlesi var... Demişti ki, "sevgi ve merhamet gerekliliktir. | TED | وبعبارة الدلالي لاما كما قال يوماً الحب و التعاطف هما من اساسيات الحياة |
sevgi ve saygıyı aramak ve dünyadaki yerini bulmaya çalışmak hakkındaki kısım. | TED | الجزء المتعلق بالبحث عن الحب و الإحترام ، و البحث عن مكانك في العالم. |
Zamanın rolünden, insanlardan göreceği ekstra sevgi ve nezaketten ve ona yeni bir arkadaş kazandırmaktan bahsettik. | TED | وتحدثنا عن أثر الوقت، والحب والعطف الإضافي من الناس وحثها لتكون صداقات جديدة. |
Çaldıktan sonra sevgi ve saygının ne anlamı var? | Open Subtitles | ما نفع الحبّ و الاحترام إنْ كانا مسروقَين؟ |
Mesajı, hatırladığım kadarıyla, sevgi ve nezaket doluydu. | Open Subtitles | و اعطانى عنوانه فندق لانجهام و رسالته على ما اتذكر, كانت تفيض بالحب و العطف |
Sonra her şeyin sevgi ve barış olduğunu düşünmeye başlarlar. | Open Subtitles | وبعدها يبدئون في الإعتقاد أن كل شيء كله سلام وحب |
"Deep Blue" adlı bir projede sevgi ve tasarım ile ilgili bir şeyi fark ettim. | TED | لقد اكتشفت شيئاً عن الحب و التصميم بفضل مشروع كان اسمه ديب بلو. |
sevgi ve dostluktan mahrum kalanlara daima yakınlık mı hissedersiniz? | Open Subtitles | -هل أنت دائمة الانجذاب الى يتامى الحب و الأصدقاء ؟ |
Oğlumla aramızda nadir bulunan olağanüstü bir sevgi ve güven vardı. | Open Subtitles | لقد كانت بينى و بين إبنى علاقة نادرة و رائعة من الحب و الثقة |
sevgi ve nefret beslediklerinin kimliklerine. | Open Subtitles | شخصيات ارتبط معها غالباً بعلاقات الحب و الكراهية |
Ve patronum sevgi ve samimiyetle işini yapıyor. | Open Subtitles | ورئيسنا هو الذى يعمل بالفعل، بكل الحب و التفانى |
gelinin baba evinden gelirken yanında... yanında sevgi ve uzun mu uzun portatif merdiven getirmesi gerektiğinde ısrar etmişti. | Open Subtitles | أصرَّ بأنّ البنتَ يَجِبُ أَن تجلبْ مِنْ بيت أهلها الكثير من الحب و سلّم الطويل |
"Yüzük Kardeşliği" ise ebedî sevgi ve kardeşliğe bağlı kalsa da nihayet buldu. | Open Subtitles | و صحبة الخاتم التي تماسكت برباط الصداقة والحب أنتهت |
Bilim, sevgi ve kuantum dediğimiz fizik değil mi? | Open Subtitles | العلم والحب والفيزياء التي نسميها الكمية |
Hasret olduğu sevgi ve saygıyı kazandı. Ve sen de yapabilirsin. | Open Subtitles | كل الحبّ و الإحترام الذي كانت تتوق إليه و يمكنكِ الحصول على ذلك أيضاً . |
İçinin sevgi ve dürüstlükle dolu olduğunu düşünmeden konuşmadığını biliyorum. | Open Subtitles | و بقدر ما اعرفه انك مفعم بالحب .. و الوفاء و انك تزن كلماتك قبل ان تنطق بها |
Sonra her şeyin sevgi ve barış olduğunu düşünmeye başlarlar. | Open Subtitles | وبعدها يبدئون في الإعتقاد أن كل شيء كله سلام وحب |
Tanrının sonsuz sevgi ve bağlılığının ifadesi. | Open Subtitles | تدل على الله حب و تفاني خالدين |
Belki de etrafındaki insanlar, ona, ihtiyacı olan sevgi ve desteği sağlayamıyordur. | Open Subtitles | ربما كان الناس من حوله لا يوفّرون له الحب والدعم الذي يحتاجه |
Ve o anda, köpek Buda'nın sevgi ve şefkatine dönüşür. | TED | وفي تلك اللحظة تحوّل الكلب إلى بوذا الحب والرحمة وتجلى له |
O gün var olmayan sevgi ve özeni ona göstermek için,.... ...bu kurbana hizmet edebilmek bir ayrıcalıktır. | Open Subtitles | إمتياز لي الخدمة لهذه الضحية أن الحب والرعاية كان غائب ذلك اليوم |
Ve bu anı,yeni geleceğin sevgi ve bağIıIığını... kutlamak için kullanacağız. | Open Subtitles | و نستغل هذه اللحظات لإحتفال بمستقبل جديد من الإلتزام و الحب |
sevgi ve anlayışı öne çıkarmak için ben Gungan ayinsel tarz becerisini yaratmak ve Ticaret Federasyonu ile paylaşmak. | Open Subtitles | لا شئ انا اصنع واشارك اسلوب الفن المقدس الجن جان |
sevgi ve şiddetin eşsiz birleşimi beyin kabuğunda bir reaksiyon tetikliyor. | Open Subtitles | المزيج الفريد للحبّ والخوف يحفّز نشاطها الدماغي |
Bay Stillson a ve buradaki herkese gösterdikleri sevgi ve ilgileri için teşekkür ederim. | Open Subtitles | في الحملة الانتخابية لإظهار الكثير من الحب والاهتمام |
General'in sevgi ve selamını getirdim. | Open Subtitles | أنا قادم من قبل الجنرال حاملاً معي الحب والمودة |
PP: İş için sevgi ve tutkum var, bu yüzden halkım için çalışmaya devam edeceğim. | TED | ب.ب: لدي حب وشغف للوظيفة، لذا سأواصل العمل من أجل شعبي. |