"sevinçle" - Translation from Turkish to Arabic

    • بسعادة
        
    • بفرح
        
    • الفرح
        
    • من الفرحة
        
    • ببهجة
        
    Durum farklı olsaydı ailemize gelişinizi sevinçle karşılardım. Open Subtitles لو كان الأمر غير ذلك, لكُنت ساُرَحبُ بك فى عائلتنا بسعادة
    Oraya giderken duyduğun kederin bin misli sevinçle dönersin. Open Subtitles بسعادة أكثر مائتين ألف مرة من ذهابك بالعويل
    "sevinçle çıkacak, esenlikle geri götürüleceksiniz. Open Subtitles "سوف تنطلقون بفرح" "وسيتم قيادتكم بالسلام"
    - Hemşire sevinçle sizi bekliyor. Open Subtitles الراهبة تنتظرك بفرح
    Moda bizi sevinçle, nasıl görünmek istediğimiz ve yaşamak istediğimizi seçme konusunda uğrunda mücadeleye değer özgürlük sevinciyle doldurma gücüne sahip. TED يمكنها أن تملأنا بالفرح، الفرح بحرية اختيار كيف سنبدو بأنفسنا، وكيف نريد أن نعيش - وهي حرية تستحق الكفاح لأجلها.
    Bu karar ne kadar da dogru bir karar olsada Sizinde bunu sevinçle karşılamanız çok güzel. Open Subtitles على الرغم من أنه من المنطقي أن نتوقع أن هذا القرار... ... يجب أن يصدر مع الفرح من كل واحد منكم...
    Ve Lucas bana gelip seni okulda görmüş olabileceğini söylediğinde kalbim sevinçle doldu. Open Subtitles عندما قال لوكاس إنه راكَ ذلك اليوم فى المدرسة, كدتُ اطير من الفرحة.
    Genç bir Hindistan ağaç sansarı ilk karını çocuksu bir sevinçle karşılıyor. Open Subtitles يحتفل حيوان دلق هندي صغير بثلجته الأولى ببهجة طفولية
    İtaat et, Simon, ve onu sevinçle kabul et. Open Subtitles كن رحيما, سيمون, أطعها، استقبلها بسعادة
    Koca bir nesli savaş adına doğranmaya sevinçle gönderen ve Lovelass gibi talihsiz bir aptalı haykırdığı sözler yüzünden... büyük bir küstahlıkla buraya yargılanmaya çağırma cüreti gösteren bu aptal düzendir. Open Subtitles التى يمكنها أن تُرسل بسعادة جيل من السفاحين بإسم الحرب ثم تزال لديها الجرأة لتُحضر أحمق تعس مثل لافلاس للمحاكمة بسبب التفوه
    Galiba, bu cümlelerin ilk kez sevinçle söylenişi. Open Subtitles أظنها أول مرة تقال هذه الكلمات بسعادة
    "Oradan eve döndüğümde karımla ben sevinçle şarkı söyledik ve hayatta daha mutlu olan bir adam varsa bile ben tanımıyorum." Open Subtitles "ومن ثم المنزل، "وأنا وزوجتي نغني لقناعتنا الكبيرة، "وإذا كان هناك رجل يشعر بسعادة غامرة في ثروته،
    Yeni rolümü sevinçle kabul ediyorum, Open Subtitles .. سوف أقبل بسعادة دوري الجديد
    Hugo Tomas, Hıristiyan topluluğu seni sevinçle karşılıyor. Open Subtitles هيغو توماس)، أن المجتمع المسيحي) .يتقبلك بسعادة كبيرة
    "sevinçle dans edelim." Open Subtitles "لنرقص بفرح"
    "sevinçle dans edelim." Open Subtitles "لنرقص بفرح"
    "sevinçle dans edelim." Open Subtitles "لنرقص بفرح"
    "sevinçle dans edelim." Open Subtitles "لنرقص بفرح"
    Ama garip bir şekilde sevinçle... aydınlanmıştır. Open Subtitles ولكن الغريب ، بل هو أيضا تتخللها الفرح.
    sevinçle coşacak, ve sevincini haykıracak. Open Subtitles و سوف تفرح كثيرا ... ...و تصرخ من شدة الفرح
    Dünyanın en güzel kadını benim yanımda ve kalbimi sevinçle dolduran küçük bir kız. Open Subtitles أجمل إمراة في العالم تقف بجانبي... وطفله أشعلت الفرح بقلبي..
    Ve bana onun öldüğünü söylediğinde, kalbim sevinçle çarptı. Ve sonra kendimi berbat hissettim. Open Subtitles و حين أبلغتماني بخبر وفاته , قفز قلبي من الفرحة
    İster dehşetle karşılarsınız, ister sevinçle. Open Subtitles من الممكن أن تُستقبل ... بذعر أو ببهجة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more