Yani ben onu seviyordum ve bunların hiçbiri bana etki etmez. | Open Subtitles | أعني، لقد أحببتها ولذلك لم يشكّل لي شيئاً من هذا مشكلة. |
Onu seviyordum çünkü o çok kibar ve güzel ve canlıydı ve tüm benliğiyle "ben varım" diyordu. | Open Subtitles | لأنني أحببتها كثيرا أحببتها لأنها كانت رقيقة للغاية وجميلة وحيوية |
Botlarım güzeldi, onları seviyordum, fakat yedi haftalık yürüyüş sonrasında bitmişlerdi. | TED | كان حذاءً جميلًا، لقد أحببتُ هذا الحذاء، ولكنه أنهى مهمته بعد سبعة أسابيع من السير. |
Beni önemsemeyen yengem olduğun zamanlarda seni daha çok seviyordum. | Open Subtitles | تعلمين ماذا؟ أحببتك أكثر عندما كنتِ زوجة الأخ الغير مبالية. |
Bana Hint Halk Şarkıları söylediği zaman, sesini seviyordum. | Open Subtitles | احببت سماع صوتها عندما كانت تغني الأغاني الهندية |
Yeminimden dönerken bile bile onu seviyordum. | Open Subtitles | وحتى عندما تبرأت منها، كنت لا أزال أحبها |
Onu çok seviyordum fakat o müziğe tutkundu. Galiba müziğini buldu. | Open Subtitles | هكذا أحببتها لكنها كان عندها موسيقاها كما أعتقد |
Bak. Kırk yaşındayken bunu seviyordum. | Open Subtitles | انظر لقد أحببتها فى الأربعون أو الخمسون؟ |
Bir kız arkadaşım vardı, onu çok seviyordum ve beni tatilde terk etti. | Open Subtitles | كان لدي صديقة وأنا أحببتها لكنّها هجرتني في العطلة. |
Bir sevinç duyuyordum. Oysa anneni kendime özgü delilik ve bencilliğimle seviyordum. | Open Subtitles | لقد كنت بداخلى مُبهِتجً,ومع ذلك لقدد أحببتُ والدتِك بطريقتى المشوشة. |
Direnmesini ve hayatında yaptıklarını seviyordum. | Open Subtitles | أحببتُ ما كافحت لأجله وما فعلت في حياتها |
İkinize bakabildim çünkü babanızı çok seviyordum. | Open Subtitles | إستطعتُ الإعتِناء بكما فقط لأني أحببتُ أَبوكما كثيراً |
Gerçekten seviyordum, yaşlı yengeç. Sürekli bağırıp çağıran, sürekli herkese kızgın. | Open Subtitles | بالفعل أحببتك أيها العجوز الأحمق,لطالما تحايلت عليك و أنت تصرخ فى وجه الجميع |
Çocukken bile, sevgi kelimesinin anlamını bilmeden önce bile seni seviyordum. | Open Subtitles | عندما كنا صغار، أحببتك قبل حتى أن أعرف معنى كلمة "حب" |
Ama çocuğu seviyordum... o yüzden eğitimini ve ihtiyaçlarını karşılamaya devam ettim. | Open Subtitles | ولكنى احببت الطفل ولذلك استمريت فى الدفع لتعليمة وهلم جرا |
Daha bisiklete binmeden, trambolinin üzerine çıktım, çünkü bunu seviyordum. | Open Subtitles | وضعت على المنصة منذ استطعت الركوب على الدراجة فقط لانني احببت ذلك |
Kaltak olmasına rağmen seviyordum. | Open Subtitles | لما يستحق، وأنا أحبها. على الرغم من انها العاهرة. |
Ama sanırım herşeyden fazla Onunla dans etmeyi çok seviyordum. | Open Subtitles | ولكني اعتقد , ان اكثر شي احببته ... .هوان أرقصمعها. |
Onları seviyordum çünkü çocuğuma benim veremeyeceğim bir gelecek verdiler. | Open Subtitles | أحببتهم برغم كل شيء كانوا يوفرون لإبنتي المستقبل الذي كنتُ سأعجز عن تحقيقه لها |
Tek başına, acele etmeden sokaklarda yürümeyi seviyordum. | Open Subtitles | كنت أحب الذهاب للتمشية بمفردي دون عَجَلة عبر شوارع المدينة |
Birlikte mutlu ve uzun bir yaşam süreceğimizi düşünüyordum. Onu seviyordum. | Open Subtitles | لقد اعتقد اننا سنعيش حياة سعيدة وطويلة، لقد احببتها |
Sigara içerken seni daha çok seviyordum. | Open Subtitles | لقد أحببتكِ أكثر و أنتِ تدخنين. |
Onu ameliyattan önceki hali ile de seviyordum. | Open Subtitles | لَكنِّي أحببتُها على الهيئة التي كَانتْعليهاقبلجراحتِها. |
Kim olduğunu biliyordum ama yine de seni seviyordum. | Open Subtitles | لقد احببتك يا ماكس أنا أعرف من كنت و أنا مازلت أحبك |
Hovardalık yaptığım zamanlarda dahi o kadını seviyordum ben. | Open Subtitles | حتى في اوقات عبثي مع غيرها فاني كنت احبها |
O akılsız, comert, iyi kalpli aptalı seviyordum. | Open Subtitles | لقد أحببت هذا السخيف والكريم والأحمق ذو القلب الطيب |
yaz kampı danışmanlığı yapıyordum ve işimi seviyordum. | TED | اعمل في عُطَل الصيف اثناء دراستي الجامعية، ولقد أعجبتني. |