Açıkçası çok endişeliydim ama bu özgür ruh olayını sevmeye başladım. | Open Subtitles | يجب أن أقول أني كنت قلقاً لكني بدأت بحب شخصيتي الاستقلالية |
Kalpsizsiniz. Beni tekrar sevmeye hazır olunca geri geleceğim. | Open Subtitles | انتِ بلآ قلب عندما تكونون مستعودون لمعاملتى بحب |
Gerçekten seni sevmeye başlamıştım. Öldürmeyi düşünmüyordum bile. | Open Subtitles | لقد بدأت أعجب بك في الواقع وبدأت أفكر بأن لا أقتلك |
Tekrar ameliyat etmeye korkuyorsun. Tekrar sevmeye korkuyorsun. | Open Subtitles | أنتَ تخشى إجراء جراحة مجدداً و تخشى الوقوع بالحب |
Ve onun da beni sevmeye devam edeceğini biliyorum. | Open Subtitles | والطريقُة الوحيدُة التي أَعْرفُ أنها ستضمن حبه لي |
Dünya sadece onun için döndüğünü düşünüyordu... ama sonra, nasıl oldu bilmiyorum onu sevmeye başladım... ve bunu onu o gece görünce farkettim | Open Subtitles | كان يعتبر بانه افضل شخص لكن عندها لا اعرف كيف بدأت اعجب به عرفت هذا في تلك الليلة عندما |
Bunu hep söylüyorsun ama her nisanda vergilerini halletmemi istediğinde beni sevmeye başlıyorsun. | Open Subtitles | أنت تقولين ذلك ولكن كل شهر أبريل عندما تريدين الانتهاء من ضرائبك أنت تحبينني |
Bilemedim, belki bebek bizde kalır. Kızı sevmeye başladım. | Open Subtitles | لستُ أدري، ربّما نحتفظ بالطفلة، بدأتُ أُعجب بهذه الفتاة. |
Ama artık onu sevmeye başladım. Çıkma teklif ettin mi ona? | Open Subtitles | لكنها تروق لي قليلاً الآن هل طلبت منها الخروج في موعد؟ |
O zaman kendini sevmeye başla da işimize bakalım! | Open Subtitles | حسناً، ابدأ بحب نفسك إذاً حتى يمكننا العودة للعمل |
İnsanlar, zamanla ebeveynlerini sevmeye başladığını, ve işlerin yolunda gittiğini düşünürler. | Open Subtitles | كان الناس يظنون أنه مع مرور الوقت, فإنك تبدأ بحب والديك وأن الأمور ستبدأ بالعمل. |
Amerika'yı sevmeye inanan ancak hükümetinden nefret edenler. | Open Subtitles | هم يعتقدون بحب أمريكا، لكن بكرْهِ حكومتها |
Neredeyse seni sevmeye başlamıştım. | Open Subtitles | كنتً أبدأ أن أعجب بكِ تقريباً. |
Onu da senin kadar sevmeye başladım. | Open Subtitles | بدأت أعجب بها بقدر ما تعجبني أنت |
Pekala, "itaat" kısmını attık. Birbirinizi sevmeye ve saymaya ant içiyor musunuz? | Open Subtitles | حسناً، تم حذف هذا هل تعدان بالحب والتشريف لكل منكما |
Birlikte olduğunuz kişiyi sevmeye inanırım. | Open Subtitles | ـ أذاً أنت تؤمن بالحب ـ أنني أؤمن بحب شخص واحد |
Fili vurduktan sonra da onu sevmeye devam ettin mi? | Open Subtitles | هل توقفت عن حبه حين اطلق الرصاص على الفيل? |
Onu tanımıyorum ama onu sevmeye başladım. | Open Subtitles | انا لا اعرفه ولكننى بدأت اعجب به |
Beni sevmeye zorlayamayacağımı söylemek istedim sadece. | Open Subtitles | أردت أن أخبركِ أنني لم أستطع أن أجعلك تحبينني |
Bilemedim, belki bebek bizde kalir. Kizi sevmeye basladim. | Open Subtitles | لستُ أدري، ربّما نحتفظ بالطفلة، بدأتُ أُعجب بهذه الفتاة. |
Çok kötü, McClane. Seni sevmeye başlamıştım. | Open Subtitles | للأسف سيد ماكلين لقد بدأت تروق لي |
Müşterilerin, onları sevmeye programlanmış bebeklerce reddedilmesini göze alamayız. | Open Subtitles | لا يمكن أن نحظى بزبائن ترفضهم الدمى و هي قد تمت برمجتها لتحبهم |
Peki tanrıyı sevmeye başladın mı? | Open Subtitles | هل بدأتَ بمحبة الرب؟ |
Bu günden sonra sevmeye ve rahat ettirmeye söz veriyorum. | Open Subtitles | لأحبها و أعونها من اليوم فصاعداً |
Benim gibi buraya gönderilen diğer çocukları sevmeye çalıştım. | Open Subtitles | لقد حاولت أن أحبهم.. الأولاد الآخرين لم يحبوني يوماً |
Çay Partisi Amerika Devletini sevmeye inanmış ancak Amerikalılardan nefret ediyor. | Open Subtitles | حزب الشاي، يؤمن بحبّ أمريكا لكن بكره الأمريكيين |