"sevmeye" - Translation from Turkish to Arabic

    • بحب
        
    • أعجب
        
    • بالحب
        
    • حبه
        
    • اعجب
        
    • تحبينني
        
    • أُعجب
        
    • تروق
        
    • لتحبهم
        
    • بمحبة
        
    • لأحبها
        
    • أن أحبهم
        
    • بحبّ
        
    Açıkçası çok endişeliydim ama bu özgür ruh olayını sevmeye başladım. Open Subtitles يجب أن أقول أني كنت قلقاً لكني بدأت بحب شخصيتي الاستقلالية
    Kalpsizsiniz. Beni tekrar sevmeye hazır olunca geri geleceğim. Open Subtitles انتِ بلآ قلب عندما تكونون مستعودون لمعاملتى بحب
    Gerçekten seni sevmeye başlamıştım. Öldürmeyi düşünmüyordum bile. Open Subtitles لقد بدأت أعجب بك في الواقع وبدأت أفكر بأن لا أقتلك
    Tekrar ameliyat etmeye korkuyorsun. Tekrar sevmeye korkuyorsun. Open Subtitles أنتَ تخشى إجراء جراحة مجدداً و تخشى الوقوع بالحب
    Ve onun da beni sevmeye devam edeceğini biliyorum. Open Subtitles والطريقُة الوحيدُة التي أَعْرفُ أنها ستضمن حبه لي
    Dünya sadece onun için döndüğünü düşünüyordu... ama sonra, nasıl oldu bilmiyorum onu sevmeye başladım... ve bunu onu o gece görünce farkettim Open Subtitles كان يعتبر بانه افضل شخص لكن عندها لا اعرف كيف بدأت اعجب به عرفت هذا في تلك الليلة عندما
    Bunu hep söylüyorsun ama her nisanda vergilerini halletmemi istediğinde beni sevmeye başlıyorsun. Open Subtitles أنت تقولين ذلك ولكن كل شهر أبريل عندما تريدين الانتهاء من ضرائبك أنت تحبينني
    Bilemedim, belki bebek bizde kalır. Kızı sevmeye başladım. Open Subtitles لستُ أدري، ربّما نحتفظ بالطفلة، بدأتُ أُعجب بهذه الفتاة.
    Ama artık onu sevmeye başladım. Çıkma teklif ettin mi ona? Open Subtitles لكنها تروق لي قليلاً الآن هل طلبت منها الخروج في موعد؟
    O zaman kendini sevmeye başla da işimize bakalım! Open Subtitles حسناً، ابدأ بحب نفسك إذاً حتى يمكننا العودة للعمل
    İnsanlar, zamanla ebeveynlerini sevmeye başladığını, ve işlerin yolunda gittiğini düşünürler. Open Subtitles كان الناس يظنون أنه مع مرور الوقت, فإنك تبدأ بحب والديك وأن الأمور ستبدأ بالعمل.
    Amerika'yı sevmeye inanan ancak hükümetinden nefret edenler. Open Subtitles هم يعتقدون بحب أمريكا، لكن بكرْهِ حكومتها
    Neredeyse seni sevmeye başlamıştım. Open Subtitles كنتً أبدأ أن أعجب بكِ تقريباً.
    Onu da senin kadar sevmeye başladım. Open Subtitles بدأت أعجب بها بقدر ما تعجبني أنت
    Pekala, "itaat" kısmını attık. Birbirinizi sevmeye ve saymaya ant içiyor musunuz? Open Subtitles حسناً، تم حذف هذا هل تعدان بالحب والتشريف لكل منكما
    Birlikte olduğunuz kişiyi sevmeye inanırım. Open Subtitles ـ أذاً أنت تؤمن بالحب ـ أنني أؤمن بحب شخص واحد
    Fili vurduktan sonra da onu sevmeye devam ettin mi? Open Subtitles هل توقفت عن حبه حين اطلق الرصاص على الفيل?
    Onu tanımıyorum ama onu sevmeye başladım. Open Subtitles انا لا اعرفه ولكننى بدأت اعجب به
    Beni sevmeye zorlayamayacağımı söylemek istedim sadece. Open Subtitles أردت أن أخبركِ أنني لم أستطع أن أجعلك تحبينني
    Bilemedim, belki bebek bizde kalir. Kizi sevmeye basladim. Open Subtitles لستُ أدري، ربّما نحتفظ بالطفلة، بدأتُ أُعجب بهذه الفتاة.
    Çok kötü, McClane. Seni sevmeye başlamıştım. Open Subtitles للأسف سيد ماكلين لقد بدأت تروق لي
    Müşterilerin, onları sevmeye programlanmış bebeklerce reddedilmesini göze alamayız. Open Subtitles لا يمكن أن نحظى بزبائن ترفضهم الدمى و هي قد تمت برمجتها لتحبهم
    Peki tanrıyı sevmeye başladın mı? Open Subtitles هل بدأتَ بمحبة الرب؟
    Bu günden sonra sevmeye ve rahat ettirmeye söz veriyorum. Open Subtitles لأحبها و أعونها من اليوم فصاعداً
    Benim gibi buraya gönderilen diğer çocukları sevmeye çalıştım. Open Subtitles لقد حاولت أن أحبهم.. الأولاد الآخرين لم يحبوني يوماً
    Çay Partisi Amerika Devletini sevmeye inanmış ancak Amerikalılardan nefret ediyor. Open Subtitles حزب الشاي، يؤمن بحبّ أمريكا لكن بكره الأمريكيين

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more