| İnsan silahlarına karşı. Ruhunun içine eden kristal kılıçtan değil. | Open Subtitles | من أسلحة الرجال، وهذا لا يشمل السيف ذو الحجر الكريستالي |
| Fakat sonra Mayaların tahta silahlarına karşı kendilerini yenilmez kılan metal kılıçlarıyla batıdan işgalciler geldi. | Open Subtitles | لكن بعد ذلك أتوا غزاة من الغرب يحملون سيوف معدنية جعلتهم لا يقهرون أمام أسلحة المايا الخشبية |
| Ruslar uydu imha silahlarına karşı olduklarını iddia ediyor. | Open Subtitles | إن الروس يدّعون أنهم ضد أسلحة الأقمار الصناعية |
| Sensörler anageminin silahlarına güç verdiğini gösteriyor. | Open Subtitles | المستشعرات تشير أن السفن الأم يشحنون أسلحتهم |
| Bunlar silahlarına uzanmak isterken vurulan arkadaşlar mıydı? | Open Subtitles | أليسوا هؤلاء الأشخاص الذين حاولوا إشهار أسلحتهم و أصيبوا بأعيرة نارية؟ |
| Seni zaten güçlerinden arındırmış, krallığını yok etmiş seni tutsak etmiş ve silahlarına el koymuştu. | Open Subtitles | لأنك قد جردت من كل القوى الخاصة بك و من كل ممتلكاتك أترك سجينك وأترك أسلحتك |
| Düşman gemisi menzilde. silahlarına güç veriyor. | Open Subtitles | سفينة العدو ضمن مجالنا، إنها تقوم بشحن أسلحتها |
| Wick silahlarına bayılır. | Open Subtitles | -ويك) يعشق المُسدّسات) . |
| Enerji silahlarına direnecek şekilde değiştirilmiş olabilir. | Open Subtitles | من الممكن تأقلمها لمقاومة تأثير أسلحة الطاقة |
| Enerji izi Çoğalıcı silahlarına uygun. | Open Subtitles | الطاقة الإشعاعية المنبعثة من المكان تماثل تلك الناتجة عن أسلحة الريبليكيتورز |
| Dediğin gibi eve gidiyorsanız neden lityum ve kitle imha silahlarına ihtiyacınız var? | Open Subtitles | إذا كنت الذهاب إلى المنزل، كما تقول أنت، لماذا تحتاج الليثيوم أو أسلحة الدمار الشامل؟ |
| Ordunun silahlarına ulaşabilir misin? | Open Subtitles | هل لديك إذن بدخول مخزن أسلحة الجيش؟ |
| Kadınların silahlarına, göz yaşlarına el koyan, kirleten yanaklarını! | Open Subtitles | "لا تدعن أسلحة النساء كدموعكن تلطخ خدودي |
| Enerji silahlarına karşı yarı otomatikler. | Open Subtitles | أسلحة العصي مقابل الرشاشات شبه الآلية |
| İmparatorluk Alderaan'ın kitle imha silahlarına sahip olduğuna dair delil buldu. | Open Subtitles | أن ألدران كان في حوزته أسلحة دمار شامل |
| Dur yani bana bütün o silahlarına rağmen birinin buraya girip, bütün aileyi bir et bıçağıyla doğrayacağından mı endişelendiklerini mi söylemeye çalışıyorsun? | Open Subtitles | إذن، تود أن تخبرني أنه برغم كل أسلحتهم فهم قلقون أن يقتحم أحد المكان ويقتل العائلة بأسرها بسكين طبخ؟ |
| Tünelin sınırları silahlarına avantaj sağlıyor. | Open Subtitles | الحدود لهذا النفق في صالح أسلحتهم |
| Adamlarınız bu gece silahlarına kavuşacaklar. | Open Subtitles | رجالك سيكون عندهم أسلحتهم الليلة... |
| silahlarına güç aktarıyorlar. | Open Subtitles | إنهم يشغلون أسلحتهم |
| Yine de bütün silahlarına el koyduğuma sevindim. | Open Subtitles | لكنّي في غاية السعادة لمصادرتي كل أسلحتك |
| Yarbay, sanırım gemi silahlarına güç veriyor. | Open Subtitles | أيها العقيد، أعتقد أن السفينة تشحن أسلحتها. |
| Wick silahlarına bayılır. | Open Subtitles | -ويك) يعشق المُسدّسات) . |
| Ama aksanlarına ve silahlarına bakılırsa ilk tahminim MI-6. | Open Subtitles | لكن إستناداً إلي لهجتهم، وأسلحتهم فإن تخميني الأول سيكون المخابرات البريطانية. |