"sinemada" - Translation from Turkish to Arabic

    • السينما
        
    • سينما
        
    • المسرح
        
    • بالسينما
        
    • السينيما
        
    • دار عرض
        
    • للسينما
        
    • في قاعة
        
    • في صالات العرض
        
    • في الأفلام
        
    • دور العرض
        
    • السينمات
        
    • في الأفلامِ
        
    • في دار العرض
        
    • في فقرتنا
        
    Böylece buradaki problem, anksiyetenin yarattığı duyguya sinemada rastlayıp rastlayamayacığımız problemidir. Open Subtitles والسؤال الآن بالطبع هو هل نستطيع مقابلة عاطفة القلق في السينما
    Babasıyla arabalı sinemada geçireceği bir gecenin onu neşelendireceğini sanmıyorum. Open Subtitles و لا اعتقد ان يومك معها في السينما سوف يبهجها
    sinemada seyretme şansın yok ama Cumartesi akşamı üniversitede oynayacak. Open Subtitles لم اشاهده في السينما ولكنه يعرض في الكليه يوم السبت
    "Ben sana sinemada bir an vereceğim, sen de bana caipirinha ikram edeceksin." TED أعطيكم لحظة سينما وأنتم تقدمون لي كابيرينا
    Çocuklar sinemada popkornuna çarpıp düşürdü. Open Subtitles نعم، الأطفال ضربوا إنتهى الذرة الصفراء في المسرح.
    - insanların umuda ihtiyacı var.. zamanlarının çoğunu sinemada harcarlar.. Open Subtitles الناس فقدوا الأمل، وأمضوا تقريباً كل وقتهم في صالات السينما
    Tanıdığın birini sinemada görüp selam verdiğin bir ilişkiyi mi kastediyorsun? Open Subtitles تقصدين نوع العلاقات أين ترين شخصاً تعرفينه في السينما وتقولين مرحباً؟
    sinemada fazla ses çıkardığı için dört adamı mı dövdün? Open Subtitles قمت بضرب 4 أشخاص لأنّهم رفعوا أصواتهم في صالة السينما
    Örneğin, radyoda çalan, aslında beğendiğimizi söyleyemeyeceğimiz bir şarkıyı daha sonra markette, sinemada ve sokakta tekrar duyarız. TED مثلا، أغنية تُعرض على المذياع ونحن لا نحبها بالتحديد، لكن عند سماعها في محل البقالة، في السينما ومن جديد في الشارع،
    Ayrıca, sinemada duygusal yakın anlar genellikle yankısız duyulur, çünkü eğer biri kulağımızın içine konuşsaydı, öyle duyulurdu. TED كذلك فإنّ اللحظات العاطفية في السينما لا نستخدم فيها الصدى أبدًا، لأننا نريد للصوت أن يبدو وكأنّ أحدهم يهمس في أذننا.
    Hey, geçen ay sinemada tavladığımız kızı aramaya ne dersin? Open Subtitles ماذا عن الإتصال بتلك البنت الكبيرة إلتقطناها فى السينما قبل شهر؟
    O saatte sinemada olduğunu iddia etti, ama filmin ve oynayanların isimlerini hatırlayamadı. Open Subtitles لقد ادعى أنه كان في السينما رغم أنه لا يتذكر أسماء الأفلام التي شاهدها أو الشخصيات التي مثلت فيها..
    ...sadece Levazım Deposunda bir teğmen olduğu ortaya çıkan kişi sinemada yakalanmış. Open Subtitles من كنا نعتقد أنه ملازم فقط فى خدمة مستودع الامدادات قد تم القبض عليه فى السينما
    Dün gece sinemada gördüğün adam gibi. Open Subtitles مثل ذلك الرجل الذى أخبرك ليلة أمس فى دار السينما
    Orada filmin daha az sansürlü halini gösterdiklerini o yüzden sinemada izlememiz gerektiğini söyledi. Open Subtitles وادعىأنهاتعرض.. نسخة أقل تعرضاً لمقص الرقيب لذا فعلينا أن نراه فى هذه السينما
    Bunu ödül savaşlarında restoranlarda, sinemada hep etrafımda hissedebiliyorum. Open Subtitles أشعر به بالهواء عندما أكون بالخارج بمطعم أو سينما أو مباراة ملاكمة
    Bunu ne zaman görsem, o sinemada hemen yanımda horladığını hatırlıyorum. Open Subtitles في كل مرة ارى فيها ذلك ، كنت أفكر الشخير المجاور لي الحق في ذلك المسرح.
    Orada bin türlü badire atlatıyorsun ve video oyunu oynadığını sanan bir manyak sinemada seyircileri tarıyor ve ölüyorsun. Open Subtitles ينجون من تلك الأهوال ثم يٌقتلون بالسينما بواسطة مجنون ما يظن أن إطلاق النار على المتفرجين بواسطة رشاش آلي
    Bir sinemada çalışırdı. Open Subtitles كانت تعمل في السينيما
    Bu yüzden sinemada mastürbasyon yapanları anlamamışımdır. Open Subtitles لدرجة أنّي لم أستطع فهم فكرة الاستمناء في دار عرض
    Ben saat 9'da sinemada olmamız gerektiğini zannediyordum. Open Subtitles ظننت أنه من المفترض أن نذهب للسينما فى التاسعة
    Onu sinemada seyreder, sonra da deliler gibi dans ederdik. Open Subtitles إعتدنا على مشاهدته , في قاعة بالاس ثم نرقص إلى أن نصل إلى . الغرفة الأماميه كالمجانين
    "Sapık" bir sonraki filmim olacak ve kimsenin sinemada izlemeden sonunu öğrenmesini istemiyorum. Open Subtitles ( نفوس معقدة) سيكون فيلمي القادم، ولا أريد أن يعرف أحد النهاية حتى يروها في صالات العرض.
    Az sonra, sinemada seks ve şiddet konulu programı izleyeceksiniz. Open Subtitles في فقرتنا التالية، تتناول مراسلتنا موضوع الجنس والعنف في الأفلام.
    sinemada bir sürü şey olur. İnsanlar soyulur, vurulur, sakatlanır, öldürülür. Open Subtitles كثيرٌ من الهراء يحدث داخل دور العرض أناسٌ يتعرضون للسرقة, للجروح, و للقتل
    U.S.C.'de eczacılık okurken geceleri sinemada yer gösterici olarak çalışırmış. Open Subtitles إنه كان يعمل كمساعد طبيب و الآن يعمل فى إحدى السينمات فى وسط المدينة
    sinemada, kimliğim sorulmadan büyük bir indirim yapılacağı... söylendiği için randevu aldım. Open Subtitles جَعلتُ التعيينَ لأنني عُرِضتُ a تخفيض كبير... في الأفلامِ بدون أنْ تَكُونَ البرهان المَسْؤُول للعُمرِ...
    Hadi! sinemada saklanalım! Open Subtitles -هيا بنا ، سنختبئ في دار العرض

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more