sinirlenip arabama atladım. Nereye gideceğimi bilemedim. | Open Subtitles | وأنا غضبت وركبت سيارتي ولم أكن أعرف أين أذهب |
Yani birden sinirlenip şehri terk etse senin hiç hoşuna gitmez, değil mi? | Open Subtitles | اذاً، لو غضبت و رحلت فجأه من المدينه، هذا لن يكون جيداً |
Bizimki sinirlenip gitti, sonra biz de Wil ile yemeğe çıktık. | Open Subtitles | هى غضبت وغادرت، بعدها أنا و "ويل" خرجنا من أجل العشاء |
Bess, ikinizden biri sinirlenip de seansı bitirdiği sürece Oliver için neyin iyi neyin kötü olduğunu bence öğrenemeyeceğiz. | Open Subtitles | بيس، لا أظننا سنعرف ما هو جيد أو سيء لـ أوليفر طالما ننهي الجلسة عندما يغضب أحدكما |
Bence böyle bir şeyi öğrenen kişi çok sinirlenip sonradan pişman olacağı şeyler yapar. | Open Subtitles | اعتقد ان الرجل يغضب ويفعل اشياء يندم عليها لاحقاً |
Çocuk sinirlenip şey dedi: "James Brown, kimse James Brown'dan iyi değil ki." | Open Subtitles | فغضب ذلك الفتى الصغير وقال، "جيمس بروان، لا يوجد من هو أفضل من جيمس بروان" |
Zuger sinirlenip MacDonald'ı yenebileceğini bildiği şeye döndü. | Open Subtitles | لقد غضب زايجر وعاد االى اللعبة التي يستطيع هزيمة ماكدونالد |
Daha hareket edemeden çeteler sinirlenip birbirlerine ateş etmeye başladı. | Open Subtitles | وقبل أن نحظى بفرصة للتحرّك غضبت العصابات وأطلقت النار على بعضها البعض |
sinirlenip seni yemek istersem... | Open Subtitles | لو غضبت من أي واحد هنا، فعليك أن تقول: |
Çok sinirlenip kapıyı vurdum ve çıktım. | Open Subtitles | ،لقد غضبت جداً لذا أردت أن أتحكّم بالموقف ! |
sinirlenip öylece bırakmıştım onu. | Open Subtitles | غضبت وتركته |
sinirlenip herkesten nefret etmeden önceki hali için. | Open Subtitles | لكن للحزين الغريب كما أعتاد أن يكون قبل أن يغضب بشدة ويبدأ فى كره الجميع |
Sonrasında, taraftarlar daha da sinirlenip, sadece işler sarpa sardığında, amirimiz bize izin vermesi durumunda, kendimizi savunabiliriz. | Open Subtitles | ثم,عندما يغضب المشجعون بشده فقط حينها واذا سمح لنا القائد يمكننا أن ندافع عن أنفسنا |
Sonra sinirlenip sağa sola bir şeyler atardı. | Open Subtitles | هذا صحيحاً ومن ثم يغضب ويبدأ في إلقاء الأشياء بعيداً |
Ya da havaya sinirlenip sebebini söyleyemiyordu. | Open Subtitles | و يرغب في المغادره او كان يغضب على حاله الطقس .و لم يكن بمقدوره قول لما ذلك |
- sinirlenip aşırı tepki gösteriyor! - Sen kendi işine bak, tamam mı? | Open Subtitles | - إنه يغضب وينفعل! |
İhtiyar adam sinirlenip oğlunun parmağını kestirmiş. | Open Subtitles | فغضب وبتر إصبع الولد |
Babam da bu yüzden çok sinirlenip annemi öldürdü sonra da intihar etti." | Open Subtitles | لذا فغضب و قتل أمي "... ثم انتحر |
- Babam sinirlenip beni evden attı. | Open Subtitles | لقد غضب مني أبي وطردني خارج المنزل |