| Neden aşağı inmiyoruz? sinirlerini yatıştırması için biraz çay hazırlarız. | Open Subtitles | سنذهب إلى الطابق السفلي، احصلي على بعض الشاي لتهدئة أعصابك |
| Daha az acı hissetmek için sinirlerini kes ve bacağını feda et. | Open Subtitles | يجب أن تقطع أعصابك وتخسر رجلك من أجل أن تشعر بألم أقل |
| sinirlerini öldürebilecek asgari seviyede invaziv bir omurilik ameliyatım var. | Open Subtitles | حسناً، لدي عملية جراحية لتخفيف الضغظ على العمود الفقري .وبعدها تهدئة أعصابك |
| Ateş açan adam gitmeden önce sinirlerini yatıştırmak için hızlıca bir bardak içmiş olabilir. | Open Subtitles | ربما القاتل أخذ جرعة سريعة لتهدئة أعصابه قبل أن يذهب |
| Burada uzun zamandır devam eden nevralji öyküsü olan varsa bu onları sinirlerini harap edecek ve hiç acı hissetmeyecek. | Open Subtitles | هل منكم من لديه حالةٌ مزمنةٌ من التهاب الأعصاب قامت بالتهام أعصابه بحيث لا يشعر بالألم إطلاقاً؟ |
| İlkin, kendi kasındaki sinirleri kestik, ardından kol sinirlerini alıp bunlardan bir kısmını göğsüne kaydırdık, ve göğsünü kapattık. | TED | أولاً قمنا بإزالة الأعصاب في عضلات صدره ، ثم أخذنا أعصاب الذراعين ونقلناها إلى عضلات الصدر وأقفلنا الصدر. |
| Ki onun o bölge deki sinirlerini acıya aşırı derecede hassas hale getirdi, | Open Subtitles | وهو الذي جعل أطراف أعصابها حساسة جداً للألم |
| Sırf sinirlerini bozmak için. | Open Subtitles | فقط لتثيري أعصابهم |
| Bu ifade insanın sinirlerini bozmaya yetse de, ...erdeminin hayranlık hak ettiği zamanlar var. | Open Subtitles | حتى إذا كان التعبير على أعصابك. هناك أوقات عندما نالت مزايا فضيلتها الإعجاب. |
| senin sinirlerini bozmadığım sürece, seninle takılmayı tercih ederim. | Open Subtitles | منذ مدة طويلة طالما أنني لا أثير أعصابك أنا أفضل أن أخرج معك |
| sinirlerini yıpratmak için sana cenaze marşını çalarlar. | Open Subtitles | أنها تلعب لك مسيرة الجنازة لتدمير أعصابك . |
| Sen de sinirlerini yatıştıracak bir şey mi arıyordun? | Open Subtitles | تريد شيئ لتبقى أعصابك هادئة أيضآ ؟ |
| Seni rahatlatacaktır sinirlerini gevşetecektir. | Open Subtitles | سوف يخفف عليك سيخفف من شدة أعصابك |
| sinirlerini yumuşatmaya çalışıyordum. | Open Subtitles | فقط كنت أحاول أن أهدئ من أعصابك |
| Ütüleyip, kat kat yaptığı ve özel bir yerde sakladığı her mektup da aynı zamanda sinirlerini yatıştırıyordu. | Open Subtitles | كل رسالة كان يقوم بكيها ،وحفظها في مكان مناسب ما كان يهدئ أعصابه أيضاً |
| sinirlerini yatıştırmak için yaşlı gençlerin buna ihtiyacı var. | Open Subtitles | أظن العجوز يحتاجه لتهدئة أعصابه |
| En sonunda da tüm sinirlerini yok edip kendi ölümüne sebep oldu. | Open Subtitles | في النهاية أتلف أعصابه و مات بسبب ذلك |
| Birbirimizin kafasını ve sinirlerini bozmaya çalışacağız. | Open Subtitles | ..سنحاول معرفة ما يدور بخلد كلَينا ونحاول إثارة أعصاب بعضنا البعض |
| Çünkü siz ikiniz çok uzun zamandır arkadaşsınız biz ikimizse kardeş gibiyiz. Kavga edip, birbirimizin sinirlerini bozuyoruz. | Open Subtitles | كالأشقاء نحن بينما بعضنا أعصاب ونثير ، نتشاجر |
| Midesini ve sinirlerini daha fazla yormamak için stajını sona erdirdim. | Open Subtitles | حسنًا، لانقذ أعصابها ومعدتها فقد سرحتها من تأهيلها. |
| Bebeklerden hoşlanmıyor, sinirlerini ayağa kaldırıyormuş. | Open Subtitles | إنها لا تحب الأطفال، إنهم يثيرون أعصابها |
| "Hankins Nerve Tonic. sinirlerini yatıştırır. " | Open Subtitles | تونك هانكنز للتوتر، إنها تهديء الأعصاب الحساسة |
| Optik sinirlerini kesmedim | Open Subtitles | لم اقم بقطع أعصابهم البصرية |
| Omurilik sinirlerini üretebiliyorum. | Open Subtitles | {y: i} l يُمْكِنُ أَنْ يَنْموَ الأعصابَ. |