Spooner, dün gece sisin içinde bir yelkenli gördüğünü söylemişti. | Open Subtitles | سبونير قالت بأنّه رأى سفينة مقص ليلة أمس في الضباب. |
Alex'in siste hayatta kalmasının sebebinin sisin onun bir parçası olması olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | تقول أن السبب الوحيد لنجاة أليكس من الضباب لأنها جزء منهُ، لأنهم متصلون. |
Onun yerien, benzer bir şekilde, hepimiz bir tiyatro salonunda oturuyoruz, ama sisin ortasında herkes sadece bir yanındaki kişiyi görebiliyor. | TED | عوضاً، مجدداً، الأمر مثل أن نكون جالسين سوياً في مسرح، لكننا نستطيع فقط الرؤية وسط الضباب الناس من حولنا مباشرة. |
sisin içinde küçük bir parlaklık ve sonra bana bakan iki kırmızı göz gördüm. | Open Subtitles | كان مجرد بريق صغير في الضباب ثم رأيت عينان حمراوان تحدقان إلي, |
Yapraklardan oluşan sisin arasından bakan bir hayalet gibi buradan bakıyor. | Open Subtitles | إنّه يختلس النظر من هنا، كشبح يظهر عبر ضباب محاط بالأوراق. |
sisin içine çekilmeye başladım, buna karşı bir süre direndim. | Open Subtitles | كنت أُسحب إلى الضباب لذا كان علىَّ المقاومة ضده لبعض الوقت |
Gözleri, sisin içinden çıkacak eski bir hayalet arıyor gibiydi. | Open Subtitles | تقدم للأمام وبدا كأنه يبحث عنبعضالأشباحالقديمة... التي تخرج من الضباب |
Ben hayatımda sisin öyle bir şekilde hareket ettiğini görmedim. | Open Subtitles | الطريقة التى نزل بها الضباب, لم ارى لها مثيلاً من قبل. |
Aysız bir geceydi, zifiri karanlıktı derken sisin içinden midesi kendinden büyük bir canavar geldi. | Open Subtitles | كانت ليلة بلا قمر ، والظلام شديد ومن بين الضباب خرج وحش له بطن أكبر من الإنسان |
En azından bir öğleden sonrası, daima bir sisin sütten bir bariyer gibi kayacağını umabilirsin. | Open Subtitles | وفى فترة الظهيرة دائماً على الاقل تتوقع أن تجد عندما أنت أقلّ تَتوقّعُه موجات من الضباب تكون حاجزاً |
- Onları sisin içinde belirgin şekilde gördüm. - Sis mi? Exmoor sisinin içinde hiçbir şey görmezsiniz. | Open Subtitles | لقد رأيتهم بوضوح رغم الضباب في الضباب؟ من يستطيع الرؤية بواضح في جوٍ ضبابي ؟ |
Ve etrafı saran sisin arasından, acıklı hayatını izler gibi körfeze doğru baktı. | Open Subtitles | ونظر إلى الخليج .. وتكاثر الضباب في الأفق ذاك الضباب الذي يشبه حياته المثيرة للشفقة |
Ve etrafı saran sisin arasından, acıklı hayatını izler gibi körfeze doğru baktı. | Open Subtitles | ونظر إلى الخليج .. وتكاثر الضباب في الأفق ذاك الضباب الذي يشبه حياته المثيرة للشفقة |
Seabiscuit'i ilk gördüğünde, tay, sabahın beşinde sisin içinde yürüyordu. | Open Subtitles | أول مرة , رأى فيها سي بيسكوت كان يمشى 5 صباحا فى الضباب |
Peki doğudaki sisin ne zaman kalkacağına dair bir bilginiz var mı? | Open Subtitles | حسنا،متى يتوقع أن يزول هذا الضباب في الغرب؟ هل تعلم؟ |
sisin içerisinde körü körüne gidemem. Sabah olana kadar beklemek zorundayız. | Open Subtitles | لذا لن ابحر اعمى في الضباب يجب علينا الإنتظار للصباح |
- Ama unutma, eğer sisin yakınlarında olursa... - Onu kuyunun ortasına kadar indireceğim. | Open Subtitles | .. ـ لكن تذكر, أذا أقترب من الضباب ـ سأضعه فى أسفل منتصف الطريق |
Açık bir Samanyolu ve sinsi bulutlar sisin yaklaştığına işaret eder. | Open Subtitles | طريق حليبى صافى وسُحب متدافعة أشارة بأن الضباب قادم |
Şimdi LED lambanın sokak lambası olduğunu ve sisin var olduğunu hayal edelim. | TED | لكن تخيل الان ان مصباح الليد هو مصباح بالشارع وهناك ضباب |
Gerçek dünya onun için, bir sisin içine yürümeye benziyor. | Open Subtitles | ..كما لو أن هذا العالم.. هذا العالم الواقعي ..بالنسبة إليه، كما لو أنه يسير داخل ضباب |
On yaşın getirdiği o acı veren sisin altında hayatımın geri kalanını kendime ait ufak bir parça sevgi bulmaya ve onu sonsuza kadar yanımda taşımaya adamıştım. | Open Subtitles | لقد كان ذلك سديم المعذب بعمر الـ 10 سنوات عندما كرست بقية حياتي لإيجاد قطعتي الصغيرة جدا و الخاصة جدا والمحببة جدا لي |
Orada mavi bir sisin içinden onu gördüm... birbirleri üstüne yığılı dağlardan oluşan bir dünya... | Open Subtitles | حيثما نظرت عبر السديم الأزرق عالم من الجبال تراكمت فوق جبال أخرى |
Yoğun sisin içine dalıp, takla atıyor ve üzerinde bitiveriyorlar. | Open Subtitles | لذلك انهم يتخفون عنك ثم يباغتوك فجأة ويستغلون دهشتك التي انت عليها ثم يلتفون من حولك |