| Ama birkaç saniye sonra bu siyanür kapsülünü ısıracağım. | Open Subtitles | لكن في غضون لحظات سأعض على كبسولة السيانيد |
| Zırh delici, siyanür kaplı mermilerden alabilir miyim? | Open Subtitles | هل أستطيع شراء طلقات السيانيد مخترقة الدروع؟ |
| Niye o kabinin içinde bana siyanür vermiyorlar? | Open Subtitles | يفضّل أن يضعوني في تلك الحجيرة المعزولة ويضخّون السيانيد فيها |
| Biri siyanür aldı, diğeri kolunun kırılmasına göz yumdu. Konuşmuyorlar. | Open Subtitles | واحد أخذ سيانيد و الآخر سيكسر يدها ولا أحد يتكلم |
| Cross ağzına zararsız bir alerji hapı atmış ve siyanür olduğunu söylemiş. | Open Subtitles | كروس وضع فى فمه قرص مضاد لحمى القش واخبره انه قرص سيانيد |
| siyanür bromir, bir tür siyanür türevidir. | Open Subtitles | سيانوجين البروميد ، إنه أحد مشتقات السيانيد |
| siyanür. Ne kadar içtiğini bilemem. | Open Subtitles | السيانيد ، ليس هناك طريقة لمعرفة كم إبتلع |
| Güvensiz bir yolcu uçağı ya da Doğu Nehri'ne bir şirketin siyanür dökmesi gibi. | Open Subtitles | مثل إطار غير آمن في طائرة ركاب أو شركة ترمي السيانيد في النهر الشرقي |
| Bana verecekleri tek hap siyanür olur. | Open Subtitles | الحبة الوحيدة التي يُمكنُ أن يُعطوني إياها هي السيانيد |
| Bu kadar siyanür, metro kalabalığının yarısını zehirleyebilir. | Open Subtitles | كمية المناسبة من السيانيد والتى تسمم مجموعة من الناس فى ساعة الزحام |
| Ali'nin adamlarından birini dişindeki gizli siyanür kapsülünden kaybettik. | Open Subtitles | لقد خسرنا احد رجال علي بسبب سم السيانيد بين اسنانه |
| Güzel... siyanür ışık geçirmezdi. | Open Subtitles | جميل .. السيانيد غير شفاف للأشعة السينية |
| Yani diyorsun ki, bu çocuğa test yaparsak siyanür için pozitif çıkacak, öyle mi? | Open Subtitles | يعني لو قمنا بفحص السموم بجسد هذا الفتى سنجد السيانيد ؟ |
| Zehir analizinde siyanür negatif. | Open Subtitles | فحص السموم عاد سلبياً إزاء تسمم السيانيد |
| Amino asit olmasalar da şu anda propan ve benzen, Hidrojen siyanür ve formaldehit gibi bileşikler bulduk. | TED | مع أنها ليست أحماضا أمينية فنحن نجد أمورا مثل البروبين والبنزين سيانيد الهيدروجين، والفورمالديهايد |
| Kader, artı birkaç damla potasyum siyanür. | Open Subtitles | لقد ساعدت بضعة حبوب من سيانيد البوتاسيوم القدر قليلاً. |
| - Potasyum siyanür. - Çayına onu mu kattın? | Open Subtitles | سيانيد بوتاسيومِ وذلك هو ما وضعتيه على شايها ؟ |
| - Tahminime göre, ...sodyum veya potasyum siyanür yemiş ya da ona bir şekilde enjekte edilmiş. | Open Subtitles | تخمينى إبتلاع أو حقن سيانيد البوتاسيوم أو الصوديوم |
| siyanür. Kanser için yeni bir tedavi mi? | Open Subtitles | سيانيد ، هل يمكن ان يتم علاج سرطان الكبد بالسيانيد؟ |
| Bu durum açıkça gösteriyordu ki siyanür almıştı. | Open Subtitles | كانت شفتيها متشنجتين وبذلك أصبح جلياً لنا أنها أنتحرت بالسيانيد |
| Bulduklarını temizlemek için siyanür ısmarladı. Yeter ama! | Open Subtitles | و 24 سنتا هو بحاجة الى ساينيد لتنظيف التبر |
| Yıllarca boyunca tortulaşma, dinamit ve siyanür kullanımı nedeniyle kıyıya yakın mercanların varlığı sona ermek üzere. | Open Subtitles | على مر السنين ، وزيادة ترسب وباستخدام الديناميت والسيانيد يعني الشعاب المرجانيه القريبه من الشاطئ. لا تكاد شنقا |
| Amonyak, arsenik ve hidrojen siyanür. | Open Subtitles | الأمونيا , والزرنيخ , وسيانيد الهيدروجين |
| Zahmet ve sıkıntı, siyanür balonuna izin verin. | Open Subtitles | الكدح والمتاعب، أسمح للسيانايد أن تتفاقع |
| Konu açılmışken, Woody, Stein'in kanında siyanür izi buldu. | Open Subtitles | وبالحديث عن ذلك، وجد (وودي) أثاراً للسيانيد في دماء (ستاين). |
| siyanür zehirlenmesinin göstergesi. | Open Subtitles | تدل على حالة التسمم بالسيانايد السيد ميسنر .. |
| Üzerinde siyanür tableti yok. | Open Subtitles | أعلم أن"فيلكس" ليس معه حبوب حامض البروسيك |
| Düşünüyordum da belki de kahvesine şeker yerine birkaç damla siyanür atmalıyım. Bu her şeyi çözer. | Open Subtitles | أفكر أن أضع سمًا في قهوته بدلًا من السكر |