"siyasete" - Translation from Turkish to Arabic

    • السياسة
        
    • بالسياسة
        
    • للسياسة
        
    • السياسي
        
    • سياسيًا
        
    • والسياسة
        
    siyasete atıldım çünkü bu sayede insanlara yardım edip, büyük bir atılım yapabilecektim. Open Subtitles . . كما تعلمت، دخلت إلى عالم السياسة حتى أساعد الناس، أحدث تغييراً
    Ama siyasete atılmamın öncelikli sebebi uğruna mücadele etmek istediğim görüşlerim olması. Open Subtitles وانا اخوض معترك السياسة لاني صاحب فكر سياسي واود ان ادافع عنه
    Başkan Kim, şu arkadaş var ya siyasete atılmak için böyle koşuyor işte. Open Subtitles بعد تقاعد الرئيس كيم، أرادَ أنْ يدخل السياسة ولهذا بدأَ بالعمل بجهد كبير.
    Onlara iyilik yapmak isterdim, ama yerel siyasete bulaşmak işime gelmez. Open Subtitles اود المساعدة، لكني لا اريد ان اختلط بالسياسة
    TV1 Haber'e hoş geldiniz, günün en büyük hikayesi eski başbakan Birgitte Nyborg'un siyasete döneceğini açıklaması. Open Subtitles مرحبا. اليوم أعلنت رئيسة الوزراء السابقة عودتها للسياسة الدنماركية.
    Asıl önemli olan bu, çünkü bu siyasete yön verir, kamu faaliyetlerine yön verir. TED هو أمر مهم حقاً، لأنه يثير الاهتمام السياسي ويحرك النشاط الحكومي
    CQ: Kamp yapmaktan nefret ediyor olabilirim ama siyasete bayılırım. TED كيتلين: قد أكره التخييم، ولكني أحب السياسة.
    Şu andaki kitap şöyle diyor: Şirketler siyasete bulaşmamalı. TED يقول دليل اليوم أن على الأعمال أن تبقى بعيدةً عن السياسة.
    Senin gibi, doğayla siyaset arasında ayrım yaptık ve siyasete karşı doğal savunmamız vahşi siyasete sürüklendi. Open Subtitles كان لدينا تباين مثلك، بين الفطرة والسياسة. وكان دفاعنا الطبيعي ضد السياسة. قاد إلى سياسة وحشية.
    siyasete girince ilk söyledikleri şeydir. Herkesi mutlu edemezsin. Open Subtitles انه اول شئ يخبرونكِ به في السياسة أنه لا يمكنكِ اسعاد الجميع
    Tamam, biz emeğimizi paramızı harcadık ama siyasete biz almak için değil vermek için girmiştik. Open Subtitles صحيح أنني بذلتُ الكثير من الجهد لكن بالنسبة لي. السياسة عطاء وليست أخذ
    Emlak ve daha çok siyasete girdiler birkaç yıl önce birlikte iş de yapmıştık. Open Subtitles العقارات، بعض السياسة أيضاً. لقد كان لدينا عمل معهم منذ بضع سنوات مضت. رجل كريم ولكن ضعيف.
    Bir tanesi, siyasete girmiş, ...bir aile mali işlere yöneldi ve bir aile de medyayı aldı. Open Subtitles واحدة تولت السياسة والثانية الاقتصاد وعائلة أخذت الإعلام
    Bunların hepsi senden daha erken yaşta siyasete giriyor veya evleniyor ya da bunun için bir üniversite tahsili var. Open Subtitles جميعهن دخلن السياسة في عمر أقل من عمركِ أو تزوجن سياسيين أو كانت لديهن شهادة جامعية فيها.
    Beyaz Saray'da siyasete tolerans göstermiyoruz. Open Subtitles نحن لا نتهاون قط مع السياسة في البيت الأبيض.
    Manav onlar komünalizm ve düşmanlığı entrikaya çeviririp siyasete alet ediyorlar. Open Subtitles ماناف، إنهم يلعبون بـ السياسة القائمة على الطائفية والكراهية
    Ne güzel.siyasete girdikten bir kaç yıl sonra, hırsım geri döndü . Open Subtitles هذا جميل، طموحي الحقيقي هو العودة بعد بضعة أعوام وأدخل السياسة
    Tanrı. Tanrı'ya siyasete mi yoksa dine mi yönelmen gerektiğini soruyordun ya? Open Subtitles الرب، أنت سألت الرب هل يجب عليك الاهتام بالسياسة أم الدين
    Üç ajanım öldü. Beni siyasete bulaştırma. Open Subtitles انظر، خسرتُ ثلاثة عملاء بالفعل، فلا تحاضرني بالسياسة الآن
    Eski bir başbakanın siyasete dönme çabasına tanık oluyoruz. Open Subtitles ولكننا نتحدث عن رئيسة وزراء سابقة تحاول العودة للسياسة
    Bu olay siyasete tutunmaktan çıktı efendim. Open Subtitles هذا لم يعد مسألة البقاء . السياسي ، يا سيدي
    Matador siyasete de el attı! Open Subtitles ! السفاح أصبح سياسيًا الآن

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more