"sl" - Translation from Turkish to Arabic

    • س ل
        
    • القائمة الخاصة
        
    SL: Hamam böcekleri veya yılanlar olmadan da olabilirdi. TED س ل:ستبدو مختلفة ما عدا الصراصير والحيات.
    SL: Bebekken gerçekten kötü koliğin vardı dolayısıyla sadece ağlıyor ve ağlıyordun. TED س ل:أذكر يوم كنت رضيعا أنك أصبت بغمص حاد وكنت تبكي دون توقف.
    JL: Kolik ne? SL: Karın ağrın tuttuğunda tek yaptığın bağırmaktı, bazen dört saat. TED ج ل:وما هو المغص؟ س ل:إنه ألم يصيب المعدة و كل ما تملك معه أن تبكي ربما لأربع ساعات.
    Evet, üçüncü yılımın çoğunda SL idim. Open Subtitles نعم كنت في القائمة الخاصة معظم السنة الأولى.
    SL sakat listesi anlamına gelebilir. Open Subtitles القائمة الخاصة يمكن أن تعني: اللاعبون المصابون.
    SL: Sen oldukça gürültülüydün ama Amy'ninki daha tizdi. TED س ل:كان صوتك عاليا لكن صوتها كان أكثر حدة.
    SL: Evet, ben pek yılansever değilim-- JL: Ama hamam böceklerini TED س ل:نعم، لست مولعة بالحيات-- ج ل:ولكن الصرصور أكثر حشرة يحلو لنا كرهها.
    SL: İnsanların neden Amy'i daha çok sevdiğini düşündüğünü anlıyorum. Asperger sendromundan dolayı demiyorum ama arkadaş canlısı olmak Amy'e kolay geliyor oysa senin için bu daha zor. Ama seni tanımak için zaman ayıran insanlar, seni tanıdıkça çok seviyorlar. TED س ل:حسنٌ، أتفهم سبب ظنك أن الناس يميلون لها أكثر ولست أقول أن السبب أن لديك متلازمة أسبرجر، ولكن بسبب شخصيتها الودودة، بينما أظن أن الأمر صعب بالنسبة لك، لكن من يُتاح لهم معرفتك عن قرب يحبونك كثيرا.
    SL: Bir kısmı kız olmalarından, tatlım. TED س ل:جزء من هذا يخص البنات، حبيبي.
    SL: Bu Amy doğduğunda bana yardımcı oldu ama sen benim için inanılmaz özelsin ve benim oğlum olduğun için çok şanslıyım. TED س ل:نعم . ولكنك عزيز علي للغاية وأنا في غاية الحظ أن تكون ابنًا لي .
    Orijinal bir Adidas SL 72s modelini nerede bulabilirim? Open Subtitles أين أجد الموديل الأصلي ل"أديداس س. ل 72 س"؟
    Adidas'ın orijinal SL 72 modelini nerede bulabilirim? Open Subtitles أين أجد الموديل الأصلي ل"أديداس س. ل 72 س"؟
    SL: Evet, öyle. TED س.ل: نعم، إنها كذلك.
    sadece nefret etmek için seviyoruz. SL: Gerçektende TED س ل:صحيح، الأمر كذلك.
    Suzanne Lee. (SL: Teşekkürler.) (Alkış) TED سوزان لي. (س.ل: شكرا لكم.) (تصفيق)
    JL: Ben, Eric veya Carlos? SL: Evet-- JL: Sanki daha nitelikli arkadaşlarım var ama daha az miktarda? (Kahkaha) SL: Niteliği sorgulamazdım ama bence-- JL: Demek istediğim, Amy önce Claudia'yı sevdi sonra Claudia'dan nefret etti. Claudia'yı sevdi sonra nefret etti. TED ج ل:مثل بن و إريك و كارلوس؟ س ل: نعم-- ج ل:أي أصدقاء بكم قليل وجودة عالية؟(ضحك) س ل:ما كنت لأحكم على الجودة، لكني أعتقد-- ج ل:أعني في البداية أحبت آمي كلوديا ثم كرهتها، أحبتها ثم كرهتها.
    SL: Beklentilerimi karşıladın, tatlım. Doğal olarak çocuğunun nasıl birisi olacağına dair fantazilerin oluyor ama sen beni ebeveyn olarak o kadar geliştirdin ki çünkü sen-- JL: Seni ebeveyn yapan kişi benim. TED س ل:لقد تجاوزت كل ظنوني، حبيبي. بطبيعة الحال لكلٍ خيالاته عما سيكون عليه طفله، ولكنك جعلتني أنضج كوالدة، لأنك تظن-- ج ل:حسنٌ،أنا من جعلك تصبحين أما .
    SL: Beni ebeveyn yapan kişi sensin. Güzel bir noktaya değindin. (Kahkaha) Ama bir nedeni de ebeveyn kitaplarında anlatılanlardan farklı düşünmen. Farklı bir pencereden bakmayı öğrenmek durumundaydım ve bu beni ebeveyn ve insan olarak çok daha yaratıcı yaptı. Bunun için sana her zaman minnetarım. TED س ل: أنت من جعلني أما. هذه نقطة جيدة. (ضحك) ولأنك تفكر بشكل مختلف كذلك ومن خلال ما أخبروني عنه في كتب الأبوّة، فقد وجب علي تعلم التفكير خارج الصندوق معك، وهذا ما جعلني أبدو أكثر إبداعا كأم وشخص، وسأبقى أشكرك دوما لأجل هذا.
    SL'de iken vaktimizin çoğunu havuzda masaj yaptırarak geçirirdik. Open Subtitles عندما كنا في القائمة الخاصة, كنا نفضي معظم الوقت في المسبح, ونشعر بالاحتكاك في الأسفل.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more