Şimdi, beni dinle, Walter Smith'in evine geri dönmeni istiyorum. | Open Subtitles | الآن اسمعنى جيداً أريدك أن تعود إلى بيت ولتر سميث |
Şimdi, beni dinle. Walter Smith'in evine geri gitmeni istiyorum. | Open Subtitles | الآن اسمعنى جيداً أريدك أن تعود إلى بيت ولتر سميث |
Sör David Smith'in tüm ailesini boğduğu küvetin yanı başında dişlerimi fırçaladım. | Open Subtitles | وفرشت أسناني بجانب الحوض الذي أغرق فيه السيد ديفيد سميث عائلته بالكامل |
Sör David Smith'in tüm ailesini boğduğu küvetin yanı başında dişlerimi fırçaladım. | Open Subtitles | وفرشت أسناني بجانب الحوض الذي أغرق فيه السيد ديفيد سميث عائلته بالكامل |
Bir daha yapmayacağıma göre Bay Smith'in övgüyü almasına izin vereceğim. | Open Subtitles | طالما اني لن أقتل مرة أخرى سأدع السيد سميث يأخذ الفضل |
Kestler, Smith'in kurbanlarının onu yakalamak için geri geldiğini düşünüyor. | Open Subtitles | كيسلر ظن أن ضحايا سميث القدامى كن أتيات لينالوا منه |
Özellike limuzin şirketinin Smith'in ilk defa araç istediğini söylediğini hesaba katarsak. | Open Subtitles | اذا اخذنا بعين الاعتبار كلام شركة الليموزين ان سميث زبون لاول مرة |
Adam Smith'in bireysel hareketlerden kaynaklanan toplumsal yararları tanımlamak için kullandığı bir metafor. | Open Subtitles | انها كناية استخدمت بواسطة ادم سميث ليصف الاستفادات الاجتماعية صادرة من افعال فردية |
Hiçbirimiz yanıtları bilmiyoruz, hatta Adam Smith'in doğduğu yer, İskoçya bile. | TED | لا أحد منا يملك كل الأجوبة ولا حتى أسكتلندا، التي هي موطن آدم سميث. |
Ama Smith'in teshisi daha iyi kosullar altnda verildi. | Open Subtitles | لكن رأي الدّكتورِ سميث كان تحت ظروف أفضل، أليس كذلك؟ |
Onu burada bırak ve içeri Bay Smith'in, yanına git. | Open Subtitles | و الآن تتركها هنا و تعود داخل الطائرة لتنقذ السيد سميث |
Ah, John Smith'in ölüm haberinin üzerinden çok zaman geçti. | Open Subtitles | مضى وقت طويل منذ وصول الأخبار عن موت جون سميث ربما حان الوقت لكى تضعى هذا خلف ظهرك. |
Bu vakanın çözülmesinde Johnny Smith'in yardımı belirleyici oldu. | Open Subtitles | مساعدة جوني سميث كانت حاسمة فى حل هذه القضية |
Bu Bay Smith'in adresi, ama onun bu işle bir ilgisi yok. | Open Subtitles | انه عنوان السيد سميث ، بالرغم من أن السيد سميث ليس مشترك مباشرة |
Pekala, Smith'in ilk çıkışla derhal başı çekmenizi istediğini biliyorsun. Evet. | Open Subtitles | حسنا, تعرف كيف كان سميث يريدك أن تكافح من أجل التقدّم بالدور الأول؟ |
- Karen Smith'in eşofmanına bakın. | Open Subtitles | بأسم كل ماهو مقدس فلتنظروا ألى ملابس كارين سميث الرياضية. |
Üzgünüm, sadece Bay Smith'in dönüş yolunda öldüğü bilgisini verme iznim var ve diğer tüm soruşturmalar ilçe sorgu yargıcı ofisinden yarın sabah yapılacak. | Open Subtitles | آسف، كل ماأستطيع قوله أن السيد سميث توفى لدى وصوله إلى المستشفى أى أسئلة أخرى تكون غدا صباحا |
Mars'ın polisimi öldürdüğünü biliyorum ama Smith'in ölümü senin üzerine kaldı, dostum. | Open Subtitles | أعرف أن مارس هو من قتل الشرطية لكن الذى قتل سميث هو أنت |
Ailem Walter Smith'in yüzünü görmedi! Bırak beni gideyim! | Open Subtitles | عائلتي لم ترى وجه والتر سميث دعهم يذهبوا |
Ama sen bunu yapmadan, ben Smith'in evine gireceğim. | Open Subtitles | ولكن قبل أن تقوم بذلك سأذهب إلى بيت سميث |
İyi bir liste hazırlar, kabul ama Harriet Smith'in nasıl olup da sizin başaramadığınız bir konuda başarılı olabileceğini anlamıyorum. | Open Subtitles | هي تعد قائمة جيدة , أعترف لكن لا أرى كيف هارييت سميث ستجعلها تقرأ كتبها أكثر منك |