"sokuyorsun" - Translation from Turkish to Arabic

    • تضعني
        
    • تضعين
        
    • أنت تضع
        
    • بلة
        
    • تقحمين
        
    • وضعتني
        
    • تحرج
        
    • أوقعتني
        
    • لتقحمي نفسك في
        
    • أنت تضعنا
        
    • تحشر
        
    Tamam, onunla konuşurum ama beni çok zor bir duruma sokuyorsun. Open Subtitles حسناً، سأكلّمه، ولكنك تضعني في موقف معقد
    Beni çok zor bir duruma sokuyorsun. Open Subtitles كما ترى ,أنت تضعني في موقف شديد الحساسية
    En tehlikeli işimi yapmadan önceki gece neden aklıma sokuyorsun onu? Open Subtitles لماذا تضعين هذه الفكرة في رأسي في الليلة السابقة لأخطر مشي
    Bu, eve sokak köpeği almaya benzemez Johnny. Anneni ciddi bir tehlikenin içine sokuyorsun. Open Subtitles هذا ليس مثل إيواء كلب ضال يا رجل، أنت تضع والدتك في خطر كبير.
    Onu burada tutarak durumu daha da kötü bir hâle sokuyorsun. Open Subtitles إبقائك له هنا سيزيد الطين بلة
    Liv, kendini nasıl bir durumun içine sokuyorsun, bilmiyorum ama NSA'le oyun oynamasan iyi edersin. Open Subtitles ليف. لا أعرف ما الذي تقحمين نفسك فيه لكنك لا تريدين مواجهة وكالة الأمن القومي.
    Neden beni zavallı kızın önünde zor duruma sokuyorsun? Open Subtitles لماذا وضعتني في هذا الموقف أمام تلك الفتاة الصغيرة الفقيرة
    Neden kendini aynı şeyin içine bir daha sokuyorsun? Open Subtitles لماذا تريد ان تحرج نفسك لهم؟
    Sürekli beni, zor duruma sokuyorsun, aptal. Open Subtitles لقد أوقعتني بموقف حرج. أيّتها الثرثارة.
    Baban en iyi arkadaşım ve beni çok zor bir pozisyona sokuyorsun. Open Subtitles حسناً، اسمع، أبوك أفضل أصدقائي، وأنتَ تضعني في موقفٍ عويصٍ جدّاً.
    Niye beni bu duruma sokuyorsun? Open Subtitles لما تريد أن تضعني في هذا الموضع؟
    Etrafında bir şeffaflık duvarı oluştururken beni senin için yalan söyleyecek konuma sokuyorsun. Open Subtitles أنت تبقي جوًا من الشفافية... بينما تضعني في موقف الكذب من أجلك.
    Çünkü her karşılaşmamızda kendini öyle bir duruma sokuyorsun ki çıkarman gerekiyor. Open Subtitles لأنه كلما التقينا تضعين نفسك في موقف يحتم عليك خلعها
    Evet ama nefret ederdin. Neden kendini yine o duruma sokuyorsun? Open Subtitles نعم، وكرهتِ ذلك، فلمَ تضعين نفسكِ في ذلك الموقف مجدّدًا؟
    Kendini neden bu duruma sokuyorsun anlamıyorum. Open Subtitles أنا لا أفهم لماذا تضعين نفسك في هذا الموقف
    Kafasına saçma fikirler sokuyorsun. Open Subtitles أنت تضع أفكارا برأسه.
    Onu burada tutarak durumu daha da kötü bir hâle sokuyorsun. Open Subtitles إبقائك له هنا سيزيد الطين بلة
    Neden liseden kalma çılgın bir kızı memnun etmek için kendini bu duruma sokuyorsun anlamıyorum. Open Subtitles لا أفهم لما تقحمين نفسك في أمور ليست من شيمك لمجرد إسعاد فتاة مجنونة من الثانوية
    Dostum, beni burada uygunsuz bir duruma sokuyorsun. Open Subtitles يا صاح، لقد وضعتني في موقف حرج هنا
    Dostum, sen kendini utanılacak duruma sokuyorsun. Open Subtitles يا رفيقي، إنّك تحرج نفسك.
    Beni nasıl bir tehlikeye sokuyorsun, haberin var mı? Open Subtitles هل تعرف مدى الخطر الذي أوقعتني به ؟
    Kim oluyorsun da başkalarının işine burnunu sokuyorsun? Open Subtitles من أنت لتقحمي نفسك في أمور الاخرين؟ أليس لديك ابنه؟
    Buraya ikide bir gelerek bizi çok zor duruma sokuyorsun. Open Subtitles أنت تضعنا في موقف صعب جداً. بترددك الدائم علينا.
    Herkesin işine burnunu sokuyorsun, değil mi, güvenilir mahkum? Open Subtitles أنت تحشر أنفك في شأن الجميع أليس كذلك أيها الأمين ؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more