"solon" - Translation from Turkish to Arabic

    • سولون
        
    • سولان
        
    • عزفك
        
    Solon'un sandukasi, M.Ö. 6. yüzyilda yapilmisti. Open Subtitles حسنا ، لقد صنعت سفينة سولون تقريبا في القرن السادس قبل الميلاد
    Atlantis kitabinin bir sayfasi olmali, Solon'un kendisi tarafindan yazilmis. Open Subtitles (من المؤكد أنها صفحة من كتاب (أطلانطس خبأها (سولون) هناك
    Belki de çözüm, Solon'un bulmacasinin ilk satirindadir, ne dersiniz? Open Subtitles ربما الاجابات فى السطر الأول (فى لغز (سولون ماذا تعتقد؟
    - Bu Solon'ın düşündüğü şey değil. Open Subtitles هذا ما لا يعرفه سولان
    Şimdi aşağıya inebilirsin, Solon. Orada yukarıda olduğunu biliyorum. Open Subtitles يمكنك أن تنزل الآن يا سولان.
    - Peki ya senin çelik davul Solon? Open Subtitles ماذا عن مشهد عزفك على الطبول ؟
    Solon ögrencilerini topladi ve onlara, "Hakikat feneri"ni kilitledigi sandukayi gosterdi. Open Subtitles سولون) جمّع أتباعه في سفينة) وأغلق مصباح الحقيقه
    Solon Thery'de Atlantis'in hazinesini ariyordu. Open Subtitles والميدالية أثبتت أن سولون) كان موجود في زيرا)
    Ben "Hakikat feneri"ni bulunca, Solon'un arayisini tamamlayip, Atlantis'in hazinesini bulmak için onu kullanabiliriz. Open Subtitles عندما أجد مصباح الحقيقة يمكننا استعماله لتكملت (بحث (سولون
    Solon tarfindan, Atlantis'in hazinesini bulmak için yazilmis. Open Subtitles كتبت بيد (سولون) للمساعدة من أجل العثور علي كنز أطلانطس
    - Eger sandukayi Thera'ya götürüp Solon'un bulmacasini çözebilirsem, eminim ki Atlantis kentinin var oldugunu ispatlayabilirim... Open Subtitles أنظر ، لو تمكنت من أخذ (السفينة الي (زيرا (وقمت بحلّ لغز (سولون أعلم أن يمكنني اثبات أن تلك المدينة المحطمة هناك
    - Dedin ki, Solon kültü Exeter yakinindaki bir magarada yasamis, degil mi? Open Subtitles (لقد قلت طائفة (سولون تعيش في بعض الكهوف بالقرب من (اكستر) ، أليس كذلك
    - Zira o zaman Solon'un bulmacasindaki lanet gerçeklesiyor. Open Subtitles يأتي السطر الأول من لغز (سولون) حقيقيا أخذت نسخه
    Ve Solon'un bulmacasi dogruysa, Atlantis'in hazinesi o zaman yükselecek. Open Subtitles وذلك ، أَعني، إذا نحن (صدقنا لغزِ (سولون حيث كنز مرتفعات أطلانطس
    Solon'a göre o, dünyanin aynasi imis, geçmisi, bugünü ve gelecegi yansitirmis. Open Subtitles حسنا ، (سولون) قال ذلك انه مرآة العالم يعكس الماضي والحاضر ، والمستقبل
    - Ama Solon'a ve "Fener"e birgün döneceklerini düsünmüs olmalilar. Open Subtitles لكنهم اعتقدوا ان (سولون) سيعود الى المصباح يوما ما نعم ، نعم هذا صحيح
    Solon... bazen insanlar pişmanlık duydukları şeyler yaparlar. Open Subtitles سولان)، أحياناً يفعل الناس أشياء يندمون عليها)
    - Solon tehlikedeyken ben burada kalmıyorum. Open Subtitles لن أبقى هنا بينما (سولان) في خطر
    Onlar Solon'ı aldılar. Open Subtitles اختطفوا سولان
    Solon... seninle konuşmak istiyorum. Open Subtitles سولان)، أود أن أتحدث معك)
    Solon, koş! Open Subtitles احترس! سولان!
    Tanrım, Solon, Solon, Solon. Open Subtitles يا إلهي، عزفك الفردي، عزفك الفردي.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more