| Küçük bir solucan gibi ya da saydam bir leke gibi durabilir ve ne zaman yakından bakmaya çalışsanız yok olur, ama siz başka tarafa baktığınızda tekrar ortaya çıkar. | TED | قد يبدو كدودة صغيرة أو قطرة مموهة وعندما تحاول التركيز في النظر فإنه يختفي فقط ليظهر مرة أخرى حالما تنظر لشيء آخر |
| solucan gibi göründüğümü ve korkunç olduğumu biliyorum. | Open Subtitles | وانا اعلم انني ابدو كدودة وانني رهيب |
| Beynimin kara maddesine doğru solucan gibi geliyorlar. | Open Subtitles | مُحاولةً الولوج إلى .باطن عقلي كالديدان ! |
| Yanık solucan gibi kokan bir şey var. | Open Subtitles | لديَك تلك الأنواع التي طعمُها مثل دودة الأرض وهي محروقة. |
| Senin o koca göbeğini patlatırım, çizmemin altında solucan gibi ezerim! | Open Subtitles | I تدمير لك. I فك لك ... الآن عليك الزحف مثل دودة في قدمي! |
| Doğaüstü sığınmacılar kampında solucan gibi yeraltında yaşamamı mı istiyorsun? | Open Subtitles | أتريدني أن أعيش تحت الأرض مثل الدودة في مخيم اللاجئين الخارقين خاصتك؟ |
| Benden bir şey istiyorsun ve ben de kancadaki bir solucan gibi kıvranmanı izliyorum. | Open Subtitles | تريدين شيئاً منّي و أنا أراقبكِ تُفرفري مثل الدودة على السنارة |
| Seni bir solucan gibi ezebilirdim. | Open Subtitles | يمكنني أن أسحقك... كدودة |
| Dışardakilerin önündeyse bir solucan gibi siniyorsun! | Open Subtitles | كنت تنكمش مثل دودة أمام الغرباء! |
| solucan gibi. | Open Subtitles | مثل دودة. |
| Kendall bir solucan gibi. | Open Subtitles | كيندل) مثل دودة الارض) |
| O yüzündeki çok belli olan antenler ile aynı solucan gibi ardında iğrenç kaygan bir şey bırakarak sürünürken... | Open Subtitles | بتلك اللوامسِ الصَغيرةِ ...بُرُوز وجهِه أنزلق مثل الدودة ...بمخاطيه |
| Kollarımda solucan gibi olman gerek. | Open Subtitles | يجب أن تكون يداك معطلة مثل الدودة |
| Neredeyse bir solucan gibi. | Open Subtitles | تقريبا مثل الدودة |