Bir çeneleri yoktu ama "solungaç yayları" ile desteklenen solungaçlara sahiptiler. | Open Subtitles | الآن، لم يكن لديهم فكّ، ولكن لديهم خياشيم مدعومة بواسطة الأقواس الخيشومية. |
solungaç çıktı mı? | Open Subtitles | أي خياشيم حتى الآن ؟ |
-İnanın yada inanmayın, Bunlar solungaç. | Open Subtitles | -صدقا أو لاتصدقا إنها خياشيم |
Onların soyundan gelenler karaya çıktıkları zaman, solungaç solunumdan, akciğer solunumuna geçtiler. | TED | وعندما انتقلت أحفاد تلك الحيوانات للأرض، انتقلت من التنفس باستخدام الخياشيم إلى التنفس من خلال الرئتين. |
Üst dudağımızın kenarı, çenemiz ve damağımız ilk oluştuklarında boynumuzda yer alan solungaç benzeri yapılardı. | Open Subtitles | جانب شفتك العلوي، وفكك وحنكك.. بدأت حياتها هياكل تشبه الخياشيم حول رقبتك. |
Ve onlar gibi, solungaç etrafındaki küçük kemikler soluk almaya yardımcı olmuştur. | Open Subtitles | ومثلهم ، أيضا ،لديها عظام صغيرة وراء خياشيمها التي تساعدها على التنفس |
Onların yeşil solungaç insan ve burada yaptığı insanlık sahte çiftleşme emniyet. | Open Subtitles | ذاك البشري ذو الخياشيم الخضراء إنه يحافظ على السلالة التزاوجية هنا |
Bu, günümüzde kurbağaların çok daha hızlı yaptıkları iribaşken solungaç solunumundan yetişkinken ise, akciğer solunumuna geçmeleri gibi bir şey. | TED | وهو مماثل للتغيرات السريعة التي تعيشها الضفادع اليوم وهي تنمو من الضفادع الصغيرة ذات الخياشيم لتصبح بالغه ولديها رئتين. |
solungaç veya dokunçlarını da gizliyor olabilirdi hatta. | Open Subtitles | أو أنّه يغطي الخياشيم والمخالب. |
- Ciddi misin? Sonra bir gün çok hastalandı. Bir çeşit solungaç hastalığıymış. | Open Subtitles | و قدْ مرض بشدة, نوعٌ من إلتهاب الخياشيم |
Bunlar solungaç. | Open Subtitles | تلك هي الخياشيم. |
Bu dinlenen Papağan balığı her hareketinde keşfedilmeyi risk ediyor, bir yüzgeç ya da solungaç hareketi. | Open Subtitles | سمكة الببغاء هذه التي تستريح تتعرض لمخاطرالعثورعليها في كل مرة تتحرك الزعنفة ، أو نسمات خياشيمها. |