| Burada gördükleriniz delice üşüşen bir partikül topluluğu, ve bunların her biri Son birkaç saat içerisinde belirlenen, insan duygularını temsil ediyor. | TED | ما تشاهدونه هنا هو كتلة محتشدة بالجزيئات ، كل منها يمثل شعوراً واحداً لشخص ورد ذلك خلال الساعات القليلة الماضية. |
| Son birkaç saat çok hızlı geçti. | Open Subtitles | تلك الساعات القليلة الماضية مرت بسرعة شديدة |
| Eminim ikiniz de biliyorsunuz ki Son birkaç saat içinde en az bir düzine okul kuralına karşı geldiniz. | Open Subtitles | تدركان بالطبع أنه في الساعات القليلة الماضية أنتهكتم ربما دستة من قوانين المدرسة |
| Şu Son birkaç saat içinde bu asayla gerçekten olağanüstü şeyler başardınız, Lordum. | Open Subtitles | لقد قُمت بكمية سحر خارقة للعادة بهذهالعصايامولاي... -في أخر عدة ساعات . |
| O asayla Son birkaç saat içinde olağanüstü sihirler yaptınız Lordum. | Open Subtitles | لقد قُمت بكمية سحر خارقة للعادة بهذهالعصايامولاي... -في أخر عدة ساعات . |
| Bazıları, Son birkaç saat içinde güncelliklerini yitirmiş olabilir. | Open Subtitles | .ربما سقط البعض منها في الساعتين الماضيتين |
| Son birkaç saat içinde çok zorlu şeylerle karşı karşıya kaldınız. | Open Subtitles | لقد تعرضت لضغوط كبيرة في الساعات القليلة الماضية |
| Şef Malley ile Son birkaç saat içerisinde defalarca görüştüm ve bizim tam desteğimize sahip olduğunu açıkça belirttim. | Open Subtitles | تحدثت مع الضابط مالي عدة مرات خلال الساعات القليلة الماضية وبينت له بكل وضوح انه لديه دعمنا الكامل |
| "Son birkaç saat içerisinde olgunlaşmanızı izlerken çok etkilendim-" | Open Subtitles | بطريقة نجاتك في الساعات القليلة الماضية. |
| Son birkaç saat içindeki tavırları... | Open Subtitles | تصرفاته في الساعات القليلة الماضية |
| Bu, bu bölgede Son birkaç saat içinde gerçekleşen dört benzer olaydan yalnızca biriydi. | Open Subtitles | هذه الحادثة هي واحدة من أربع حوادث مشابهة... وقعت في المنطقة خلال الساعات القليلة الماضية |
| Program Hassan, nükleer, Bauer gibisinden kelimeleri buluyor ama bu kelimeler zaten Son birkaç saat içinde televizyonda duyulan şeyler. | Open Subtitles | البرنامج يكتشف الكلمات الرئيسية (حسان)، نووي، (باور) لكن كل الكلمات الثلاثة موجودة بالأخبار خلال الساعات القليلة الماضية |
| Yaraların tazeliği, Son birkaç saat içinde gerçekleştiğini gösteriyor. | Open Subtitles | الآثار الحديثة الموجودة على الجروح تشير بأنّ الجريمة وقعت خلال الساعتين الماضيتين |