"son verecek" - Translation from Turkish to Arabic

    • سينهي
        
    • حداً
        
    • وضع حد
        
    • الذي ينهي
        
    • سيضع حدّاً
        
    Komik olan şu ki; hayatına son verecek olan kişi ben değilim, öyle değil mi? Open Subtitles و هو شيء مضحك لأنّي لست من سينهي به الأمر بقتلك، أليس كذلك؟
    Fakat bana verdiğin ilaçlar buna bir son verecek. Open Subtitles لكن الدواء الذي تعطيني إياه سينهي الأمر
    Çin'i birleştirmeyi başarabilen bir galip. Sadece bu, savaşlara bir son verecek. Open Subtitles المنتصر هو من سيوحد "الصين" فهذا فقط هو ما سينهي الحروب
    Ve benim mirasımı devam ettirecek ve B.S.'e bir son verecek. Open Subtitles وسيحمل وصيتي على عاتقه ويضع حداً لهذا المرض
    Bulduğu zaman da, buna bir son verecek. Open Subtitles وعندما يفعل، انه هو gonna وضع حد لهذا.
    Ve sonra, son kalan bilim adamlarının vebaya son verecek ve dünyayı düzeltecek bir ilaç üzerinde çalıştıkları söylentilerini duyduk. Open Subtitles وبعد ذلك سمعنا إشاعات بأن العلماء الباقون كانوا يصنعون العلاج الذي ينهي الطاعون ويعيد العالم
    - Kocam buna bir son verecek. Open Subtitles -زوجي سيضع حدّاً لهذا .
    Buna son verecek kişi, ben değilim. Open Subtitles لَستُ الوحيد الذي سينهي هذا على أي حال
    Birileri bu gece seks kıtlıklarına son verecek. Open Subtitles أحدهم سينهي مشروع إقامة العلاقة الليلة.
    Bu günlerde birisi bu geleneğe son verecek. Open Subtitles ذات يوم، أحدهم سينهي هذه العادة
    Ve çalışmalarınız buna bir son verecek. Open Subtitles ...إذاً ...عملك سينهي هذه المشكلة
    Siz ne düşünüyorsunuz? İnsan ırkına ne son verecek? Open Subtitles ما الذي سينهي الجنس البشري؟
    Bulduğu zaman da, buna bir son verecek. Open Subtitles و عندما يفعل سينهي هذا الأمر
    Takıma bir son verecek araştırma. Open Subtitles -الذي سينهي الفريق
    Ve benim mirasımı devam ettirecek ve B.S.'e bir son verecek. Open Subtitles وسيحمل وصيتي على عاتقه ويضع حداً لهذا المرض
    Bütün bunlara son verecek kişi benim başka bir yöne gitmelerini tercih etmelerini sağlayacağım. Open Subtitles بأي حال سأضع حداً لهذا سأجعله مفضل لهم الذهاب لإتجاه آخر
    Ona söyleyeceğim. Buna bir son verecek. Open Subtitles أنا ذاهب لأخبره هو سيضع حداً لهذا الأمر
    İsa buna bir son verecek! Open Subtitles يسوع هو gonna وضع حد لك.
    O piçin hayatına son verecek kişi olmayı bilmek. Hayır. Open Subtitles أعرف أنني سأكون الشخص الذي ينهي حياة ذلك السافل

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more