| Daniel Google sonuçlarının ilk sayfasında Mısır'daki protestolarla ilgli hiç bir şey almadı. | TED | لم يحصل دانييل على أي شيء حول التظاهرات في مصر على الإطلاق في صفحته الأولى من نتائج بحث غوغل. |
| Öğrendiğim şey ise: Google arama sonuçlarının doğru olduğu varsayımı altında çalışıyoruz. | TED | تعلمت أننا نعمل على أساس أن نتائج بحث جوجل صحيحة. |
| Bir başlık kesinlikle bu araştırmanın sonuçlarının genellikle uygulanabilir olduğunu iddia etmemelidir. | TED | لا يجب على العناوين أن تنشر نتائج هذا البحث والتي تكون في العادة قابلة للتطبيق. |
| İyileşmem günler sürebilir ve sonuçlarının ne olacağını kimse bilemez. | Open Subtitles | قد أستغرق أيام للتعافي و من يعرف ماذا ستكون النتائج |
| EKG, TÖE ve CMP sonuçlarının hepsi negatif. | Open Subtitles | التخطيط الكهربي للقلب, و تخطيط صدى القلب عبر الصدر و فحوصات الدم كلها سلبية |
| Daha da önemlisi tarihin, yapılmak istenenlerin ve sonuçlarının önümüze serildiği bir laboratuar olduğunu unutmamak gerekir. | TED | حتى أكثر قيمة، التاريخ يوفر المختبر التي نراها تلعب خارجا الفعلي، فضلا عن القصد نتائج الأفكار. |
| Açıklanan seçim sonuçlarının doğru olup olmadığını kontrol edebilirler. | TED | يمكنهم التأكد من أن النتائج المعلنة للإنتخابات هي نتائج صحيحة. |
| - Buradaki bayanlar ve bayların... burada olmasının sebebi, test sonuçlarının biraz sürpriz olması. | Open Subtitles | هؤلاء الرجالِ والنِساءِ هنا لأن نتائج التشخيص الخاصة بك ظهرت وبها العديد من المفاجآت |
| Maç sonuçlarının daha güncel olmasını isterim. | Open Subtitles | أريد نتائج الكرة بمزيد من السرعة بعض الشيء |
| Acil takımının tıkır tıkır işlemesi, travma çağrılarının cevaplanması, hafta sonunda yapılan tahlillerin sonuçlarının dağıtılması ve birinin dipsiz kuyuya inip sutürlerle ilgilenmesi. | Open Subtitles | , ترتيب فريق العمليات الخطرة كل نداءات الصدمات تـُجاب , يتم توصيل نتائج المعامل و أحد ما يقوم بالخياطات |
| Test sonuçlarının gelmesi dışında bir şey düşünemiyorum. | Open Subtitles | كل مايخطر ببالي هو الحصول على نتائج الفحص |
| Test sonuçlarının geldiğini söyledi ama bana hiçbirşey söylemiyor. | Open Subtitles | و قال أن نتائج الفحص قد ظهرت و لكنه لا يقول لي أي شيء و يصر بأن أتحدث معك |
| Kan tahlilinin sonuçlarının çıkması 24 saat sürer. | Open Subtitles | نتائج فحص الدم تستغرق أربعاً وعشرين ساعة |
| Zeka testi sonuçlarının kaç çıktığı umrumda değil. | Open Subtitles | لا يهمني كم كانت مرتفعة نتائج اختبار حاصل ذكائك |
| Test sonuçlarının çabucak çıkması için elimden geleni yapacağım. | Open Subtitles | سأفعل ما بوسعي لأحصل على نتائج الاختبار بسرعة |
| Çocuğun gerçek sonuçlarının açığa çıkmasına izin vermek çok fazla soru istemek olur. | Open Subtitles | للسماح بتلك النتائج الصحيحة بأن تنتشر سيكون هناك الكثير من الأسئلة. |
| İçinde Huntington hastalığına ait genetik test sonuçlarının olduğu bir zarfa benziyor. | Open Subtitles | يبدو وكأنه مظروف يحوي النتائج لفحص وراثي خاص بداء هانتنغتون |
| Tarama sonuçlarının gelip gelmediğine bakacağım. | Open Subtitles | أنا فقط سوف أذهب لألقي نظرة علي بعض فحوصات المتابعة |
| İşte o an katliamın sonuçlarının farkına vardım. | Open Subtitles | عند تلك اللحظة أصبحت مدركا لنتائج المجزرة |
| Polisime yaptığın itirafın sonuçlarının farkında mısın? | Open Subtitles | أنت مدرك لعواقب الاعتراف الذي أدليت به لشُرطيّ؟ |
| Gerçeği öğrenmek istedin ve sonuçlarının getireceği acıya kendini hazırladın. | Open Subtitles | لقد أردت أن تعثري على الحقيقة، وكنت مستعدة لتحمل العواقب |
| Test sonuçlarının bize gösterdiği senin bir birinci sınıf er'den daha fazlası olduğundu. | Open Subtitles | وأظهرت نتائجك أنك تملك قدرات أكبر بكثير من تلك التي يملكها جندي أول. |
| Geçen sene yaptığımın sonuçlarının altından nasıl kalkacaktım? | Open Subtitles | كيف سأتعامل مع عواقب ما فعلته السنة الماضية. |