"sonuçsuz" - Translation from Turkish to Arabic

    • حاسمة
        
    • باءت
        
    • حاسماً
        
    • يتم الإنتقام لها
        
    • الرامية
        
    Kral Abdullah Yahudi liderlerle aralarinda Filistinin paylasilmasi konusunda, bir dizi gizli ve sonuçsuz görüsme yapmisti. Open Subtitles عبد الله كان سيكون له سرّه لكن المفاوضات الغير حاسمة مع القادة اليهود حول تقسيم فلسطين بينهم
    Anlayamadığım, değerli vaktini neden tükenmiş bir bilim adamının sonuçsuz kalan bir verisi üzerinde çalışarak harcadığın. Open Subtitles ما لا أستطيع فهمه هو لمَ تضيعين وقت ثمين.. في دراسة البيانات الغير حاسمة لعالم مراهق كما لو لم تكوني على علم
    Toksin raporları temiz çıktı. Tecavüz iddiası sonuçsuz kaldı. Open Subtitles فحص السموم، جاء سلبياً أدوات الإغتصاب، لم تكن حاسمة
    Ama ne kadar çabalarsam çabalayayım barış içinde yaşadığımız şu zamanda tüm çabalarım sonuçsuz çıktı. Open Subtitles ولكن محاولتى باءت بالفشل حيث أننا نعيش فى عصر السلام وكل جهد بذلته بات بلا جدوى
    Voltajı yükseltmek için tüm çabalarımız sonuçsuz kaldı. Fırlatma durumu? Open Subtitles كلّ المُحاولات الرامية لزيادة الجهد قد باءت بالفشل.
    Bana, dava için muhtemelen "sonuçsuz" hükmüne varılır dediler. Open Subtitles أخبروني أنهم يعتبرون الأمر غير حاسماً" على الأرجح"
    O kadar çok olay sonuçsuz kalır ki şaşarsın. Open Subtitles العديد من الجثث تُدفن بدون أن يتم الإنتقام لها
    Koreliler arasında ortak bir soruşturma yürütme çabaları sonuçsuz kaldı. Open Subtitles الجهود الرامية الى اجراء تحقيق مشترك بين الكوريتين قد فشلت
    Nihayet onlar aradığında tüm aramaların sonuçsuz kaldığını söylediler. Open Subtitles عندما عادوا أخيرا إلينا قالوا إن عملية بحث أجريت، ولكنها لم تكن حاسمة.
    Kan testleri ve beyin taramaları, ve hepsi de sonuçsuz kaldı Bana hiçbir zaman sorunun ne olduğunu söylemediler. Open Subtitles تحاليل دمّ وفحوصات على المخّ... ونتائج الفحوصات دائماً تأتي غير حاسمة... لم يكن بإمكانهم قط إخباري ما كان خطبها
    Bir test negatif, bir test sonuçsuz efendim. Open Subtitles النتيجة سلبية، لكنها غير حاسمة
    Ellis'in barut testi sonuçları, suya düştüğü için sonuçsuz geldi. Open Subtitles لقد ظهرت نتيجة بقايا طلقة النار لـ"إيليس" غير حاسمة بسبب الماء الذي وقع عليه
    Yani sonuçsuz kaldı. Open Subtitles نتيجة غير حاسمة
    Veriler sonuçsuz vardır. Open Subtitles البيانات غير حاسمة.
    Hesaplamalar sonuçsuz. Open Subtitles الحسابات غير حاسمة.
    Ama ne kadar çabalarsam çabalayayım barış içinde yaşadığımız şu zamanda tüm çabalarım sonuçsuz kaldı. Open Subtitles ولكن محاولتى باءت بالفشل .... لأننا نعيش فى عصر السلام وكل جهد بذلته ضاع دون جدوى
    Keşmir polisinin zamanında ve cesur müdahalesiyle sonuçsuz bırakıldı. Open Subtitles باءت بالفشل على يد البوليس الكشميري
    Ama tüm çabalar sonuçsuz kaldı. Open Subtitles لكن كل المحاولات باءت بالفشل
    Oylama sonuçsuz çıktı. Open Subtitles التصويت ليس حاسماً يا سيدي الرئيس
    Kahretsin. Bu sonuçsuz oldu. Open Subtitles اللعنة , كان هذا غير حاسماً
    O.Y.İ. mermi parçaları bulmuş ama o zaman yapılan balistik inceleme sonuçsuz kalmış. Open Subtitles الآن، (و.م.ج) قد استعادة بعض شظايا الطلقة لكن اختبار الطلقات حينها لم يكن حاسماً
    O kadar çok olay sonuçsuz kalır ki şaşarsın. Open Subtitles العديد من الجثث تُدفن بدون أن يتم الإنتقام لها

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more