"sonunda bir" - Translation from Turkish to Arabic

    • في نهاية
        
    • في النهاية
        
    • وفي النهاية
        
    • عند نهاية
        
    • بعد طول انتظار
        
    • أخيراً وجدت لنفسي
        
    • و أخيراً
        
    • نهاية عقد
        
    • فى نهاية
        
    • في نهايته
        
    • أخيرا على
        
    • أخيراً بجزء
        
    • أخيراً على
        
    Yine de işin sonunda bir şeyler eksik gibi hissediyorsunuz. TED لكن في نهاية الأمر كله، تشعر أن شيئا ما مفقود.
    Ve eğer gevşemek isterseniz, holun sonunda bir kapalı havuz var. Open Subtitles واذا شعرت بالخمول فهناك في الداخل بركة في نهاية هذه القاعة
    En sonunda bir pastrami pastası sipariş ettim ama dediğim gibi... Open Subtitles .. علي التوقف ، على أي حال لكن في النهاية ..
    Eğer galaksimiz başka bir galaksi ile çarpışırsa, Dünya galaktik merkeze doğru eninde sonunda bir süper kütleli kara delik tarafından yutulmak üzere savrulabilir. TED إن تصادمت مجرتنا مع مجرة أخرى، يمكن أن تقذف الأرض باتجاه مركز المجرة، قريب بما فيه الكفاية للثقب الأسود الهائل ويتم ابتلاعها في النهاية.
    sonunda bir gün, telefonun diğer ucunda bana çok benzeyen bir kızla tanıştım. Open Subtitles وفي النهاية بعد ذالك هدأت وانتهى اليوم الآخر بمكالمة تليفونيه مع فتاة تبدوا مثلي كثيراً
    Ama sana söylemiştim günün sonunda bir cevap almak zorundayım. Open Subtitles لَكنِّي أخبرتُك، أنا يَجِبُ أَنْ آخذَ جواب عند نهاية اليوم.
    Pantolonu o kadar sıkıydı ki, sonunda bir testisini kaybetti. Open Subtitles و سروال ضيق جداً انه خسر في نهاية المطاف خصيته
    Ama koridorun sonunda bir tür sinyal paraziti var gibi duruyor. Open Subtitles ولكن يبدو أن هناك نوع من التدخل إشارة في نهاية القاعة،
    DM: Bu konuşmaların sonunda, bir an için kendinizi görüyorsunuz. TED في نهاية هذه المحادثات، هناك دائماً لحظة تأمل.
    İki hafta sonra, trajik haberi duyduğumda Pete'in yaşadığı sokağın sonunda bir evi boyuyordum. TED بعد أسبوعين، كنت أطلي منزلاً في نهاية شارع بيت حين سمعتُ ذلك الخبر المأساوي.
    Bu klibin sonunda bir yoklama alacağız. TED لذا في نهاية هذا الفيديو سيكون هناك نداء للأسماء.
    İşte iniyor. Bu çizginin sonunda bir kertenkele var. TED ها هو ينزل. هناك وزغة في نهاية خط المسار
    sonunda bir fiziksel şiddet uygulamadan gitti. Ama kanunları çiğnediğimiz bilgisi onun bizi korkutmasına yetti. TED في النهاية غادر دون وقوع أي عنف جسدي، لكن معرفته أننا نخرق القانون خولته أن يهددنا.
    Bu yüzden hiç bitmeyen... ...ıssız manzarayı düşündüm... ...sonsuza dek sürecek,... ...ama en sonunda bir sona geldi. TED لذا إعتقدت أن مشاهد الحياة البرية اللانهائية تلك ستستمر للأبد، و لكنها في النهاية توقفت.
    En sonunda bir takımın tamamen ortadan kalkacağını düşünür insan. Open Subtitles تعتقد في النهاية أن فريقاً بالكامل يلقى حتفه
    En sonunda, bir gün işe geldim ve masam yerinde yoktu. Open Subtitles وفي النهاية, جئت إلى عملي في أحد الأيام فلم أجد مكتبي في مكانه.
    Bu insanlar hükümet tarafından eğitiliyorlar ama kesintiler yüzünden eğitim programının sonunda bir iş yok. Open Subtitles الرجال هم المدربون في برامج الحكومة ولايوجد وظائف عند نهاية البرنامج التدريبي بسبب انخفاض الانتاج
    sonunda bir şeyler yaptılar. Open Subtitles بعد طول انتظار انهم يفعلون شيئا
    # sonunda bir Homer`a kafeslendim # Open Subtitles "أخيراً وجدت لنفسي (هومر)"
    Sonunda, bir dağda yaşamaya başladı ve kötü birşey oldu. Open Subtitles و أخيراً, بدأ الرجل بالعيش في الجبال و أصبح رجلاً شريراً.
    Törenin sonunda bir erkeği öpeceğim. İstersen tekrar doldur. Open Subtitles في نهاية عقد الزواج سأقبل رجل لذا يتوجب عليك تعبئتها مجدداً
    Bana metal ve sembolden bahset. Toprak yolun sonunda bir depo var. İçeriyi görebileceğin hiçbir penceresi yok. Open Subtitles ـ اخبرنى عن المعدن وعن الرموز ـ فى نهاية طريق متسخ هناك كوخ بلا نوافذ.
    Tamam, merdivenlerden... sonunda bir kapı olan başka bir koridora iniyorsun. Open Subtitles بواسطة الخائن الذي وشى بهم حسناً .. أنتِ تنزلين السلالم أنتِ نزلتِ السلالم إلى دهليز آخر، تتجهين إلى الباب في نهايته
    En sonunda bir buket alıyorum, o da veda hediyesi. Open Subtitles لقد حصلت أخيرا على باقة ورد وهي هدية وداع .. هذا محبط
    sonunda bir çeşit huzur bulmuştum. Open Subtitles لقد شعرت أخيراً بجزء من الراحة
    Ve daha sonra lisansımı aldım. Bir okul müdürünün bana iş vermesi birkaç ayımı almış olsa da, en sonunda bir iş buldum ve o sonbaharda çalışmaya başladım: benim gittiğim aynı okulda, ikinci sınıflar için. TED ثم حصلت على رخصتي، وبالرغم من أن الأمر استغرق عدة شهور ليقدم لي أي من مدراء المدارس فرصة عمل، حصلت أخيراً على وظيفة وبدأت العمل في ذلك الخريف في نفس المدرسة التي درست بها، للصف الثاني.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more