"sophie'" - Translation from Turkish to Arabic

    • بصوفي
        
    • صوفى
        
    • صوفي
        
    • وصوفي
        
    • سوفي
        
    İtiraf etmem gerekiyor ki bu sefer Sophie'ye gerçekten kızmıştım. Open Subtitles لكي اكون صريحا كنت مجنونا بصوفي لهذا السبب
    Dürüst olmak gerekirse, olanlar için Sophie'ye gerçekten kızgındım. Open Subtitles لكي اكون صريحا كنت مجنونا بصوفي لهذا السبب
    Bütün gün doğruları söylemeye başlamak Sophie Devereaux olmaktan vazgeçmek demek. Open Subtitles انا اقول الحقيقة طوال اليوم انا اتوقف عن كونى صوفى ديفرو
    Bu akşam her zamankinden daha saçma konuşuyorsun, Sophie. Open Subtitles انت تتحدثين بكلام فارغ الليلة اكثر من المعتاد يا صوفى
    Bu sırada, Sophie de ona sunulan bilgilerden şüphe etmeye başlamıştı. TED في ذات الوقت، بدأت صوفي أيضاً بالشّك في المعلومات التي تتلقنها.
    10 yıl önce Hitler gücü ele geçirdiğinde Hans ve Sophie Scholl, Forchtenberg kasabasında yaşayan gençlerdi. TED عندما استولى هتلر على السلطة قبل 10 أعوام. كان هانز وصوفي شول مراهقين في بلدة فورشتينبرغ.
    Anne Sophie, Amerika'daki sağlık sisteminden bahsettiğimi duydun. Open Subtitles سمعتيني اتطرق للنظام الصحي الامريكي يا ان سوفي
    Sophie'yi arıyorum, o işi alıyoruz. Open Subtitles سوف اتصل بصوفي , سوف نأخد العمل
    Hayır, Sophie'yi aramayacağız. Open Subtitles لا , لن نتصل بصوفي
    Ama bekardım, ikimizin de rızası vardı ve Sophie'yle henüz tanışmamıştım. Open Subtitles لكني كنت أعزب، كنا بالغين ومتوافقين وكان هذا قبل أن التقيت (بصوفي).
    Sophie'ye yaptığın affedilir gibi değildi. Open Subtitles ما فعلته (بصوفي) كان لا يغتفر.
    Sophie'yi arama.. Open Subtitles لاتتصلي بصوفي
    Sophie'nin yapacağı kadar ümitsizce ve acınası birşey mi bu? Open Subtitles - استأسلين ولا انه حزين ومحبط مثلما تفعل صوفى ؟
    Burda olmamın tek sebebi Sophie'den kurutlmak Tamam. Open Subtitles السبب الوحيد لوجودى هنا ان ابتعد عن صوفى
    Sonra Sophie'nin bir salsa kulübünde randevusu var. en de ona takılabilirim. Open Subtitles وبعدها صوفى لديها ميعاد فى نادى الرقص , ويمكن أن أرافقها
    Güzel ve zeki Sophie'me yaptıkları yüzünden acıyan kalbim dışında hiçbirşey yok. Open Subtitles ما عدا قلبى الذى يتوجع مما فعلتة مع جميلتى صوفى
    18 Şubat 1943'te Sophie ve Hans broşürlerle dolu bir çantayı üniversitelerine getirdiler. TED في 18 فبراير عام 1943، أحضرت صوفي وهانز حقيبة مليئة بالمنشورات إلى جامعتهم.
    Belki de kız kardeşi,Sophie'yi karşıya geçirmen konusunda sana yardımcı olabilir. Open Subtitles ربما تستطيع أختها أن تخبركِ بما تريدينه لتساعدي صوفي على الرحيل
    Sophie ile ben, dün öğleden sonra senin yatağında sikiştik Sandra. Open Subtitles تضاجعنا أنا وصوفي على سريرك ظهيرة الأمس، يا ساندرا.
    Teşekkürler Matthew. Bunu biliyoruz. Phoebe ve Sophie'yi de beğendik. Open Subtitles شكراً لك ، ماثيو ونحن ندرك ذلك يعجبنا أيضا فيبي وصوفي
    Anne Sophie Lindenkrone, sizin Nyborg gibi bir politikacıyla ne gibi ortak yönleriniz var? Open Subtitles ماهو الرابط المشترك بينك وبين بيرغيت نيبورغ يا ان سوفي ليندينكرون؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more