"sorabiliriz" - Translation from Turkish to Arabic

    • نسأل
        
    • سؤاله
        
    • نسأله
        
    • نسألها
        
    • نسألهم
        
    • يمكننا سؤال
        
    • نسألكِ
        
    Kendimize sorabiliriz, adalet nedir, ve adalet kör müdür, ya da körlük adalet mi? TED قد نسأل أنفسنا ، ما هو العدل ، و هل العدل أعمى، أم العدل هو العمى نفسه؟
    Bir toplantının ortasında, birinin sunumunu dinleyebilir, değerlendirebilir, beğenip beğenmediğimize karar verebilir, tamamlayıcı sorular sorabiliriz. TED نستطيع ان نكون في منتصف اجتماع, نستمع الى عرض شخص ما, تقييمه, و تقرير اذا اعجبنا أم لا, و نسأل أسئلة متابعة.
    Ona, komşularıyla kıyasla bulunduğu noktaya nasıl geldiğini sorabiliriz. Sadece şans mı, kader mi, yoksa başka birşey mi? TED يمكننا سؤاله كيف وجد في هذا الموقع تحديدا.. بالمقارنة مع جيرانه.. هل كان ذلك بمحض الصدفة، قدر، أم ماذا؟
    Gizli ama bilmemizden rahatsız olmayacağı ne sorabiliriz? Open Subtitles ما هي الأسئلة الحمقاء التي يمكننا أن نسأله عنها دون أن يكرهنا إن عرفنا إجابتها؟
    - Angela burda degilken ne tür zorlayıcı sorular sorabiliriz? Open Subtitles أية أسئلة أكثر صعوبة سوف نسألها بدون وجود أنجيلا هناك؟
    Şimdi sorun şu: Onlara bunu nasıl sorabiliriz? TED والسؤال الآن هو: كيف يمكننا أن نسألهم ؟
    Söz konusu diğer ülkenin içine dalabilir umutları ve acılarıyla cesaretle yüzleşebilir ve Raisuddin'in yaptığı gibi neler yapabileceğimizi sorabiliriz. TED نستطيع أن نعمد أنفسنا في تلك البلد الأخرى، نشهد على آمالها وأحزانها، وكما فعل "ريسدين"، نسأل ماذا بإمكاننا أن نفعل.
    Şimdi şu soruları sorabiliriz, sadece varlıkla ilgili de değil. TED والآن، يمكننا أن نسأل هذه الأسئلة، على فكرة، ليس فقط عن الثروة.
    Her restorana, her süpermarkete etlerinin nereden geldiğini sorabiliriz. TED ويمكن أن نسأل كل مطعم، وكل سوبر ماركت، من أين يحصلون على اللحوم.
    Sorabiliriz: Tüm dinleyiciler arasında tepkiler ne kadar benzemekte? TED ويمكننا حينها أن نسأل: ما مدى تشابه المؤشرات بين جميع المستمعين؟
    Konuyla ilgili şeyler sorabiliriz, ama onun dışındakiler çok tehlikeli. Open Subtitles يجب أن نسأل ما الذي ذو علاقة لكن أيّ شيء بعد ذلك خطر
    Polise yine sorabiliriz. Belki öğrenmişlerdir. Open Subtitles بإمكاننا أن نسأل ثانيةً لربما اكتشفوا شيئاً
    - Ona herşeyi sorabiliriz. - Ben sorayım, ben sorayım! Open Subtitles تستطيع سؤاله أى شيئ الآن دعنى أنا دعنى أنا
    Liderleri kurşun yaralarını atlatırsa ona sorabiliriz belki. Open Subtitles إذا نجى قائدهم من الطلق الناري لربما نستطيع سؤاله
    Yarın kendisine sorabiliriz. Open Subtitles غدا نستطيع سؤاله
    Eğer sorun değilse ilk önce ona sorabiliriz ama önce benim için önemli olan birkaç şeyin konusunu açmak istiyorum. Open Subtitles حسنٌ، يمكننا أن نسأله إذا كان يناسبه، لكن أولاً، أريد أوضح بعض الأشياء مهمة بالنسبة لي
    Ona sorabiliriz. Open Subtitles عندما يأتي خبير الاسلحة يمكننا ان نسأله
    Neden bana merkez ile iletişimi tekrardan kurmak için yardım etmiyorsun, sonra bunu ona sorabiliriz. Open Subtitles لمَلاتساعدنيعلى معاودةالإتصال.. بـ"مركز المراقبة عن طريق القمر الصناعي" ثمّ نسأله بأنفسنا
    Başka konuları da pekâlâ sorabiliriz. TED بل يمكننا أن نسألها عن أشياء أخرى أيضًا.
    İstersen ona birlikte sorabiliriz. Şimdi veya sabahleyin. Open Subtitles يُمكننا أن نسألها عن الأمر سويًا الآن أو في الصباح
    Belki de onlara sorabiliriz. Open Subtitles ربما نستطيع أن نسألهم.
    Ya da hakime ne düşündüğünü sorabiliriz. Open Subtitles أو يمكننا سؤال القاضي عما يعتقده
    Şimdi yemin ettiğinize göre size istediğimiz şeyi sorabiliriz. Open Subtitles ،والآن بعد أن قمتي بالقسم سوف نسألكِ أي شيء نُريده

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more