"soracaktım" - Translation from Turkish to Arabic

    • أسألك
        
    • سأسألك
        
    • أتسائل
        
    • أسأل
        
    • سؤالك
        
    • سأسأل
        
    • سأطلب
        
    • سأسئلك
        
    • كنت أتساءل
        
    • اسألك
        
    • سأطرح
        
    • اتسائل
        
    • أسألكِ
        
    • أطلب منكم
        
    • سأسألكِ
        
    Ben de sana bunu soracaktım ve sen de onun sende olmadığını ve onun nasıl buraya geldiğini bilmediğini söyleyecektin. Open Subtitles كنت أخشى أنني سأضطر أن أسألك عن هذه و من ثم ستقول بأنها لم تكن لديك و كيف ستعلم بأن هذا ما يجري ؟
    Aslında sana bu iki mahkumu sorgu odasına nasıl götüreceğimi soracaktım. Open Subtitles في الحقيقة، أنا كنت سأسألك كيف نأخذ هؤلاء السجينين إلى السجن
    İç çamaşırlarını veya diğerlerini taşımakta yardıma ihtiyacın var mı diye soracaktım? Open Subtitles كنت أتسائل ما إذا كنتِ بحاجة لمساعدة بطي ملابسك أو أي شيء؟
    Bir şey soracaktım. Bu sabah Emilio Ramirez odanıza geldi mi? Open Subtitles أردت فقط أن أسأل هل مر إميليو راميريز بمكتبك هذا الصباح؟
    Mary sana soracaktım. Aşktan bahsetmişken şu adama ne oldu? Open Subtitles مارى، كنت أنوى سؤالك بمناسبة الحديث عن الحب.
    Sadece senin de aklından geçiyor mu diye soracaktım. Open Subtitles كنت فقط سأسأل إذا ما كان هناك شيء في ذهنك.
    Monica'nın "hayat arkadaşı" esprisini soracaktım. Open Subtitles أردت أن أسألك عن نكتة مونيكا حول العريس.
    Düşünüyordum da çocuklar 15 dakika daha yukarı gelmeyeceklerdi ve sana seks yapmak isteyip istemediğini soracaktım ama Open Subtitles كنت أفكر في أن الأطفال لن يستيقظوا قبل 15 دقيقة و أنا كنت على وشك أن أسألك إذا أردت ممارسة الجنس، لكنّ
    Bir şekilde idare ediyorum. Ben de sana aynısını soracaktım. Open Subtitles يمكننى التعامل مع ذلك ، و قد كنت أنوى أن أسألك نفس السؤال
    Aslında, genç bir kız olarak... bu konferanslardan hoşlanıyor musun diye soracaktım. Open Subtitles في الواقع، كنت سأسألك إن كنت قد استمتعت بتلك المحاضرات كفتاة يافعة
    Ben de sana bunu soracaktım. Döneceğini bilseydim kompartmana ... asla geri gitmezdim... Open Subtitles هذا ما كنت سأسألك , انا اسفه بالنسبه لرأسك
    Bende sana bunu soracaktım. Seni çıkarmak için çok uğraştım. Open Subtitles كنت سأسألك السؤال نفسه لقد أوقعت نفسي في الكثير من المشاكل لإخراجك
    Çünkü, merak ettim bu Perşembe gecesi boşsan, dışarı çıkar mısın diye soracaktım, benimle? Open Subtitles لأني أتسائل اذا أنتي غير مشغولة ليلة الخميس هذه ربما تودين الخروج معي؟
    Arabam bozuldu da, telefonunuzu kullanabilir miyim diye soracaktım. Open Subtitles لقد تعطلت سيارتي و كنت أتسائل هل يمكنني إستخدام هاتفكم ؟
    Ben Bay Hearst'e köpeği soracaktım. Open Subtitles أنا كنت أريد أن أسأل سيد هيرست عن الكلب ؟
    Baksana, kaç zamandır soracaktım, ...bunlara biraz Red Bull koysak olmaz mı? Open Subtitles يا أخ بين يريد سؤالك هل نستطيع الحصول على ريدبولز في هذه الأشياء
    Saygıdeğer bir doktorun bahis salonunda ne işi olduğunu soracaktım. Open Subtitles كنت سأسأل عم يفعله طبيب محترم بصالة مقامرة
    Zaten siz sormasanız ben soracaktım. Open Subtitles يسعدني ذلك.. لو لم تطلب مني كنت سأطلب أنا ذلك
    Sert Adam'la görüşmen nasıl geçti diye soracaktım. Open Subtitles ولكني كنت سأسئلك كيف جري الآمر مع أرين الحديدي اليوم؟
    Kasabada kalabileceğimiz ucuz bir yer var mı diye soracaktım? Open Subtitles كنت أتساءل إذا أحدكم يعرف مكان رخيص. للبقاء في البلدة؟
    Sana bir soru soracaktım, lütfen dürüstçe söyle. Open Subtitles اريد ان اسألك سؤال ولو سمحت اجيبينى بصراحه
    - Aynı şeyi soracaktım. - Bu kez hastayı buldum! Open Subtitles سأطرح عليك السؤال نفسه - المصاب موجودٌ هذه المرّة -
    Birlikte küçük bir kaçamak yapabilir miyiz, diye soracaktım? Open Subtitles كنت اتسائل ان كان باستطاعتنا ان نرتب لعمليه التسليم
    Bir tur atmak ister misin diye soracaktım. Open Subtitles لا ، لا ، أنا أسألكِ إذاكنتىتريدينتوصيلة.
    Tarikatındakilerden birini soracaktım. Open Subtitles أنا أريد أن أطلب منكم عن واحدة من إخوتكم.
    Hayır, aslında, ben de aynı soruyu soracaktım. Open Subtitles لا، في واقع الأمر، لقد كنت سأسألكِ نفس السؤال

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more