"sorunlarıyla" - Translation from Turkish to Arabic

• مشاكلهم
• مشاكله
• مشاكلها
• بمشاكل
• بمشاكلهم
• لمشاكل
• مشاكلهن

sorunlarıyla mücadele eden aileler birlikte yaşayabilecekler.
الأسر ستكون قادرة على العيش سوية بينما يواجهون مشاكلهم

Çocukların kendi sorunlarıyla nasıl başa çıkacaklarını öğrenmeleri gerek, değil mi?
يجب ان يتعلم الاطفال كيفية... التعامل مع مشاكلهم الخاصة.. اليس كذلك؟

Böyle bir toplum çılgınlık olur, kimse hayatta kalamaz, sorunlarıyla başa çıkamaz.
ومجتمع كهذا سيكون مجنوناً لن يتمكن من الصمود أو من مواجهة مشاكله.

Haklısın. Birimiz sorunlarıyla başa çıkabiliyor ve olgunlaşmış.
انت محقة، واحدة منا تعاملت مع مشاكلها ونضجها

Belki de 29 yaşında yepyeni sorunlarıyla bir genç kız.
من الأرجح فتاة عزباء بالتاسعة والعشرون من عمرها بمشاكل جديدة

...bundan sonra sana sorunlarıyla gelecek olan çocukları cezalandırılmak için seçilen çocukları dinlemelisin diğer çocuklar ne derse desin.
وعندما يأتون إليك الطلاب مرة أخرى بمشاكلهم يجب أن تستمع إليهم مهما كان كلامهم سخيفاُ

Ve yine hiç şaşırtmayacak bir şekilde pek çok korsan, hükûmet sorunlarıyla daha çok ilgili olmaya başladı.
ولذا فليس من الغريب أن العديد من القراصنة يحولون اهتمامهم لمشاكل الحكومة.

Minik sorunlarıyla daha da tatlı olan kız modeli gerçek değil ne yazık ki.
النساء الفوضويات التي مشاكلهن تجعلهن يحبون ليسوا حقيقيين

Günümüz şartları değişti. Her insan kendi sorunlarıyla uğraşıyor.
،و نظراً للظروف في هذه الأيام الجميع مشغولون مع مشاكلهم الخاصة

Adam gibi adamlar kalır ve sorunlarıyla baş eder.
حسنًا، الرجال الحقيقيون يقفون وتعاملون مع مشاكلهم

Herkes kendi sorunlarıyla meşgul.
الجميع مشغولون في مشاكلهم الخاصة

- sorunlarıyla yüzleşmelerini.
أن يواجهوا مشاكلهم

sorunlarıyla ilgilenebilmesi için üzerine gitmeyin kendisine biraz zaman tanıyın.
التساهل معه منحه بعض المساحة للعمل على مشاكله

sorunlarıyla kimsenin sırtına yük olmak istemez.
وهو لا يحب ان يلقي عبء حمل مشاكله على أحد

Tamam, onu sorunlarıyla baş başa bırakalım.
هل تسمعني - حسنا, سنتركه وحده مع مشاكله -

Annem sorunlarıyla böyle ilgileniyor.
- هذي الطريقة التي أمي تتعامل مع مشاكلها

Bir de onun sorunlarıyla uğraşamam.
لا أستطيع أن أتعامل مع مشاكلها أيضا

sorunlarıyla kesinlikle bağ kurabilirim.
يمكنني بالكامل التواصل مع مشاكلها.

Evet, kulağa bir kız ismi gibi geldiğinin farkındayım. Üzerimde de bir 45'lik var. Üstelik disiplin sorunlarıyla dolu bir geçmişim var ve bugün içtiğim ilk içki bu değil.
لديّ اسم كأسم فتاة, واحمل وزناً زائد لديّ ماضي بمشاكل انضباطيه, وهذا ليس شرابي الأول اليوم

Anladığım kadarıyla kurallarımızla bir sorunun var fakat sivillerin sorunlarıyla ilgilenemem doğrusu.
أعي أن لديك غضاضة مع النظام لكن لا يمكنني شغل نفسي بمشاكل المدنيين

Genelde yetişkinlerdeki öfke sorunlarıyla ilgisi vardır.
إنه عادةً ما يكون مرتبطٌ بمشاكل الغضب عندما تكبر...

Kendi küçük sorunlarıyla çok meşguller.
معذرة يا أخي انهم مشغولون بمشاكلهم الشخصية

Mektubu verdik. Bırak kendi sorunlarıyla kendileri ilgilensin.
لقد اوصلنا الخطاب , دعيهم يهتموا بمشاكلهم

Sırf insanlara gülümseyip, baş sallayıp onların sorunlarıyla ilgileniyormuşum gibi yapmamak için kiliseden ayrılıp bu işi kabul ettim.
تركت الكنيسة وأخذت هذه الوظيفة لكي لا أضطر للابتسام. وأومئ برأسي وأتظاهر بأنني أهتم لمشاكل الآخرين.